Saçlarımda dolaşan incecik parmaklar hissediyordum. Onların Hazel'e ait olmasını diledim ama değildi.
Parmakların sahibi saçlarımı defalarca kez öptüğünde onun annem olduğunu anladım. Hazel'in dudakları böyle değildi.
Daha dolgun, daha yumuşak, daha... Daha sıcak. Çok sıcak.
Yanımdaki bedene sarıldım. "Hazel nerede?"
Elleri saçlarımda dolaşmaya devam etti. Ne yapmıştı bilmiyordum ama artık ağrımıyordu.
"Buradayım."
Gözlerimi açtım. Anneme hiç bakmadan kafamı kaldırdım ve Hazel'le göz göze geldim. Yanımda olduğunu görünce başımı yeniden annemin göğsüne bastırdım.
Biraz sırnaşsam kızmazdı bence.
"Ağrının sebebini biliyorsun, değil mi Ulya?"
Evet. Kesinlikle.
İlaçlar. Daha doğrusu ilaçları almamak.
Beline daha çok sarılıp yüzümü göğsüne sakladım.
"Uyuyarak kaçabileceğini mi düşünüyorsun?"
Belki evet, belki hayır... Ne fark ederdi?
"Özür dilerim."
Elleri sırtımda dolaşmaya devam etti. Bana kızmadığına dair bir izlenime kapılıyordum.
"Tabii ki özür dilersin."
Beni yine öptü. Hazel'in gözlerini sırtımda hissediyordum. Ama o beni savunmazdı, daha çok gömerdi.
"Kızdın mı?"
Derin bir nefes verdi. "Bunu yarın konuşacağız."
Hazel'in yanında ilaçlardan ya da terapilerden bahsedemezdi.
Eldivenimi çıkarttı. Sargı bezini açarken kalp atışlarının hızlandığını hissedebiliyordum.
Kızmıştı.
Ona kaçamak bir bakış attığımda yaramın üzerindeki bütün fazlalıkları çıkartmıştı. Yutkundu.
O kadar da kötü değildi, abartıyorlardı. Sadece derimin bir kısmı boydan boya yoktu.
Ve elim. Tanrım!
"Bu ne zaman oldu?"
Bakışları Hazel'deydi ama onun da hiçbir fikri yoktu. Elimi kendime çekip saklamaya çalıştığımda annem bileğimi tuttu. "Ulya, kaldır kafanı."
Söylediğini yaptım ama gözlerine bakamadım.
"Bu ne zaman ve nasıl oldu?"
Bahsettiği yaraya şöyle bir baktım. Çok kötü değildi, sadece parmak boğumlarım soyulmuş ve biraz morarmıştı.
"Dün gece..."
Bakışlarını Hazel'e çevirdi. "Dün gece yanında kaldığını söyledin, Hazel."
Hazel yutkundu. "Ben... Biz... Kavga etmiştik, yanına... Yanına gidemedim."
Annem dişlerini sıktı. Hazel'e benim yüzümden kızmasını istemiyordum.
"Nasıl becerdin?"
Burnumu çektim. "Bir şey bulamadım... Duvara vurdum..."
Gözleri irice açıldı. "Duvara mı? Duvarı mı yumrukladın, Ulya?"
Gözlerimi kapatıp yeniden yüzümü boynuna bastırdım ama bana izin vermeden başımı kaldırdı. Beni kendinden uzaklaştırdığında gözlerim doldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külden Duvarlar (GxG)
Historia Corta"Odanda neden bu kadar çok mum var?" Bahsi geçen mumların hepsine teker teker baktım. Tam on yedi tane büyük, on yedi tane küçük. "Bir gün yanmam gerekirse diye." Bir gün yıldızlara ihtiyaç duyarsam diye. "Neden yanmak isteyesin?" Gözleri kuşkuyla...