Sabah sevgilinizle uyanacaksanız ne gibi bir düş kurarsınız?
Bilemiyorum, belki beni öperek, saçlarımı okşayarak, o naif sesiyle uyandıracağını düşünüyordum.
"SOMEBODY TOLD ME, THAT YOU HAD A BOYFRİEND!"
"SİKTİR!"
Nefes nefese uyandığımda Hazel başımda bağırıyordu ve hastanede değildim.
"WHO LOOK LİKE A GİRLFRİEND THAT I HAD İN FEBRUARY OF LAST YEAR,"
Hiç çekinmeden ağzının ortasına bir tane çaktığımda yatakta yanıma düştü. Máneskin ise devam etti.
Hazel gülerek üzerime çıkıp "Somebody told me, that you had a boyfriend," Diye mırıldandı, hesap sorarcasına.
Ona sevgilim olduğunu söylemiştim.
"When I was feeling so blue," Dedim, kendimi savunmak için başka bir şarkıya sığınarak.
"Hissettiririm sana so blue," Yüzümü avucunun içine aldı ve sıktı. "Benden başka kimseye dair yalan bile söyleyemezsin!"
Onu üzerimden ittim.
Güçlüydü, evet ama hafifti de. Sadece boyu uzundu.
Boyu çok uzundu.
Ve şu an benim evimde değildik. Hazel'in evinde de değildik.
Burası neresiydi?
"Civciv?"
Arkamda inlemeye benzer bir uğultu çıkarttı.
Civcivler tatlıdır.
"Söyle, Allah kahretmesin, söyle." Civciv dememe söylenerek yataktan kalktı. Çok şükürdü ki üzerinde iç çamaşırları vardı.
"Burası kimin evi?"
Giyindi ve bu sırada üzerime beyaz bir tişört attı. "Annemin," Dedi ve sırıttı. "Benim de evcil hayvanım var. Birazdan tanışacaksın."
Güldüm.
Argent kadar olamazdı bence ama Hazel'den aslan veya kaplan falan beklerdim.
Ya da belki panter?
Panterler kasıntıydı bence ya.
"Annen seninle konuşmak istiyor. Doktor çağırmış."
Kaşlarım çatıldı. "Ne doktoru? Ne oluyoruz? Benim neden haberim yok?"
Gülümsedi ve yanıma gelip dudaklarıma minicik bir öpücük bıraktı. "Estetisyen, Ulya. Sakin ol."
Rahat bir nefes verdim. Estetisyeni doktordan saymamaya başlamıştım artık. Koca ülkede tanımadığım estetisyen kalmamıştı.
Aşağı indim. Üzerimde Hazel'in tişörtü ve Hazel'in eşofmanı vardı, eldivenlerimi giymiştim.
Merdivenlerden inerken annem ve Seren'in konuştuğunu gördüm.
Çok yakın bir şekilde.
Neredeyse dudak dudağa.
Annem bizi gördüğünde gülümseyerek hafifçe geri çekildi ve Seren bundan hoşlanmadı. "Onlar gözümüzün önünde sevişiyor ama biz öpüşemiyor muyuz?!"
Kızardığımda Hazel'e baktım. Hiç de umursamamıştı.
"Onlar çocuk, Seren." Annem kalkıp yanıma geldi.
"Ben de çocuk ruhluyum!" Anneme sinsi sinsi baktı. "Bak konuşturma beni."
Annem gözlerini irileştirerek ona döndüğünde Seren sırıtıp sustu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külden Duvarlar (GxG)
Historia Corta"Odanda neden bu kadar çok mum var?" Bahsi geçen mumların hepsine teker teker baktım. Tam on yedi tane büyük, on yedi tane küçük. "Bir gün yanmam gerekirse diye." Bir gün yıldızlara ihtiyaç duyarsam diye. "Neden yanmak isteyesin?" Gözleri kuşkuyla...