18. Bölüm: Geri Dönüş

54 11 0
                                    

Birisi bana denizi seviyorsun diye dalganın canını yakmasına izin vermek zorunda değilsin demişti.

Ama ben dalgayı hiç hissetmemiştim ki.

Sırtım en sonunda gerçek bir yatakla buluştuğunda cennete düşmüş gibi hissettim. Yatabilmek ne güzel şeydi.

Gözlerimi kapattığımda güneş henüz doğuyordu.

Gözlerimi açtığımda da güneş henüz doğuyordu.

Ben bu işten bir şey anlamamıştım. Uyumamış mıydım?

Olabilirdi çünkü kendi rızamla değil, birinin beni dürtmesiyle uyanmıştım.

İnat edip diğer tarafa döndüm ve uyumaya devam ettim. O kişi buna da izin vermedi. Boynumu, saçlarımı ve daha ileri gidip göğsümü öptüğünde onun kim olduğunu anladım.

Hiç tereddüt etmeden veya gözlerimi açmadan dirseğimi karnına geçirdiğimde boğuk inlemesini duydum. Ardından annem güldü.

"Ah," Dedi Hazel. "Canım acıdı!"

Ama bunu söyleyemezdi. Şu an sırtımda olan yaralarla bir dirsek darbesi baş edemezdi.

"Be-" Siktir, kekeliyor muydum?! "Benim... De canım acıdı, Ha- zel."

Birini sikecektim.

Birini.

Gözlerimi açmadan derin ve öfkeli bir nefes aldım.

Ama nefes alabiliyordum işte, neden kekeliyordum?!

"Ulya?" Dediğini duydum annemin. Hazel ise hâlâ yanımda oturuyordu, eli belimdeydi. "Anneciğim, bir şeyin yok. Bu geçici bir şey."

Sırf bunun için bile ağlayabilirdim.

Veya hayatımın kalanı boyunca sessiz kalırdım.

Veya bu hâlde olmama sebep olan kim varsa evveliyatını...

"Ulya, aç gözlerini anneciğim."

İstemiyordum.

Ben yine uyumak ve uyandığımda normal olmak istiyordum. Her zamanki gibi.

Bir de Hazel'i dövmek.

Yine de kirpiklerimi zorla araladığımda anneme baktım. Gülümsüyordu.

Ona da öfkeliydim.

Beş dakika daha erken gelemez miydi?!

Bir el saçlarımda dolaştı. Onun Hazel olduğunu biliyordum.

Kokusunu özlemiştim zaten.

Kendisini değil, ne münasebet?

Seren Gözen de görüş açımdaydı. Karşımdaki koltukta oturmuştu ve beni izliyordu. Göz göze geldiğimizde bakışlarını kaçırdı.

Bunlar neden buradaydı?

Hazel'i iterek doğrulduğumda sırtımı yatak başlığına yasladım. Acıyordu. Neyse ki yanmamıştı.

Düşüncesiyle titredim.

Seren'in üzerinde hâlâ o gömlek vardı. Demek ki uyumama izin vermemişlerdi.

Bir saat bari ya... Bir saatçik ya...

"Anne," Dedim. Bu kelime dudaklarımdan tek seferde çıkmıştı.

Şükür ki biraz önce, arabada çıkmamıştı.

Ya Seren'e anne deseydim?

"Uy-kum var..."

Külden Duvarlar (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin