bir söz verildiğinde tam olarak neye söz verilmesi gerektiğini öğrendiğimde on yaşındaydım ve bisiklet öğreniyordum. tüm gayretimle sürmeye çabalıyordum o mahalledeki zengin çocuğun babasının karne hediye olarak aldığı bisikleti. aslında sürebilmek için bayağı uğraşmam gerekmişti. girmediğim bahçe, çekmediğim azar, tişörtümü kirleten meyve kalmamıştı. sadece bir kere binebilmek için çünkü söz vermişti arkadaşım. ne denli çok çabalasam da asla dik duramamıştım, devamlı bir o tarafa, bir bu tarafa yalpalanıyordum. o kadar çabalamama rağmen neden bu kadar beceremediğimi anlayamamıştım. 10 dakikalık sürüşte, dizlerimi kanatmış ve kanayan dizlerimle acıyı hissetmeksizin devam ediyordum. hiçbir şey olmamış gibi tüm alt bacağım yara bere içinde kalmış, hangi yara bir öncekisinin belli olmaksızın, hangi yaradan kanıyorum belli olmaksızın denemeye devam etmiştim. hiçbir denememde başarılı olamamıştım en nihayetinde ve bu benim o küçük kıt yaşımda nefretimi tek bir şeye uyandırmıştı: arkadaşıma. elindeki meyvelerle defalarca kez düşüp kalkmama rağmen bir kere bile yardımı dokunmamış olan arkadaşıma. bağırmıştım, söz verdin bana diye. söz vermişti çünkü diye kendime de içimden sayıklıyordum. çıktığım tüm ağaçlardaki meyvelerin en güzellerini seçmeye özen göstermeme rağmen, bir yaşlı teyze ya da amca gördüğünde tüm suçu benim üstlenmeme rağmen orada öyle sadece yemesine nefretimi uyandırmıştım. bacaklarımdan ayaklarımın üstüne doğru süzülen kanla beraber ağlamaya koyulmuştum karşısında. söz vermiştin diyerek. elindeki tüm meyveleri yiyip bitirmiş ve ayakları görüş alanıma girmişti. kafamın üstüne eliyle fiske vurduğunu hissetmemle kulağıma eğilip bana 'sana öğretmek için söz vermedim, binmen için söz verdim.' demesi bir olmuştu ve gülmüştü. sonrasında benim defalarca kez uğraşıp binemediğim bisikletinin yanına gitmiş, tek seferde binip uzaklaşmıştı o mahalleden.ve ben o gün bugündür bisiklet binmeyi öğrenememiştim ve ben hala olur olmadık sözlere kanan ve kandığım için kanayan insandım. on yaşımdaki ben neysem, yirmi yedi yaşımdaki ben oydum.
"rüyamda satoru gojo'yu gördüm."
attığım topu tutup duraklamıştı shoko, yüzüme kötü bir şey diyecekmişim gibi bakıyor, konuşmam için bir gözlerime ilmek ilmek işliyordu o muzdarip bakışlarını. korkuyordu diyeceğim her türlü sözden onun adını geçirdiğim vakit.
"nasıl gördün? japonya'dan ayrılalı iki sene oldu ve son sene her şeyinin iyiye gittiğini düşünürken nasıl? ve şu an çekimlerin boş vaktine denk getirebildiğimiz beraberliğimizi evimizin arka bahçesinde yaptığımız barbekü ile taçlandırırken nasıl bozabilirsin?"
shoko'nun da en az benim kadar aklı tepetaklak olmuştu son iki sene içinde. bir yandan gelen tüm teklifleri gece gündüz değerlendirmiş, bir yandan öğreneceğini düşünmediğim dili en kısa sürede çoğunu öğrenmişti ve güçbela iteleyebildiği korkusu gojo satoru, benim dudaklarımdan dökülünce bu isme duyduğu korku iki ile çarpılıyordu. yüzündeki karamsar ve korkunç ifadede iki senede meşgul kalarak üstünü örttüğü o korkusunu, kimi düşünceme göre nefretini gösterivermişti. çok kırılgan, çok korkak görünüyordu tam şu an, kavurucu güneşin altında. terinden dolayı perçemlerinin alnına yapışmış, kısa kahverengi saçları artık uzundu.
"öyle önemli bir şey değil."
lafımın üstüne konuştu.
"suguru! bu şekilde kolayca adını ağzına alman beni gerçekten mahvediyor şu adamın. kaç kere daha yalvaracağım bırak artık diye? kaç kere daha?!" eliyle alnını ovuşturup bıkkın bir şekilde devam etti. "harika bir kariyerin var. uzanıp gidiyorsun. hayalinde göremeyeceğin o oyuncularla beraber iş birliği içindesin. noir dallarından da teklifler yenice gelmişken haysiyetsiz bir herif için sürekli sürekli neden başa dönüyorsun? neden bunu kendine yapıyorsun?"
![](https://img.wattpad.com/cover/347757247-288-k379002.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monolog Senaryo // satosugu
Fanfiction"satoru gojo. oyunculuğa genç yaşta başlamış bir nepo bebektir. babasının oyunculuğudan ötürü eğitilerek büyümüştür. bu ülkede işlek her caddenin göz alıcı, ziyadesiyle büyük reklam afişlerindeki isimdir. bileğinde değeri markasından büyük şatafatlı...