ödül töreni, 2025 kasım. hem satoru gojo, hem suguru geto 30 yaşında."merhabalar. bu konuşmayı yapmak için çok çaba sarf ettim. ama bu çaba heyecanımı yenmek amacıyla değildi. burada titremeyeyim diye değildi. binlerce kez prova yaptım. binlerce kez yazıp çizdim. binlerce kez kasımı gördüm. binlerce kez ekimi. binlerce itildim, binlerce sevildim. binlerce kez izlendim. benim adıma yazılmış oyunların mısralarını söylerken buldum kendimi tüm gençliğim boyunca. bir ülkeden men ettim kendimi, aynı şekilde sıcak bir evden. bu evi dört duvar sayın ya da iki avuç. uzun zaman geçirdim yalnız başıma, uzun zaman geçirdim aşk dışına. ismim, ismim olabilmesi gayesiyle bazı geceler sigara paketi bile alamadığım zamanlar oldu. ismim, ismim olabilmesi bir kadının elinden tutmama baktı. bir adamdan yıllarca silinmeme baktı. bu konuşmayı yapabilmek benim hiçbir zaman kaale alamadığım bir husus, aksine bu elinden tuttuğum kadın için her şey. iğneler yuttum direndim, tek tek saçlarımı kopardım ahenki yakalayayım diye büründüğüm her rolde. serseri pozlarımdan ödün verdim, sırf aşık olduğum adamın oyunculuğuna yaraşayım, yakışayım diye benim ismime en çok ses getiren o filmde. ardı arkası kesilmeyen nefretin korkusuyla yaşadım, ismini söylemeyi sevdiğim adamın umudunun pençesinde. ben olduğum gibi yetinsem, ilerleme içgüdümün olmaması bir kadını yitirmeye bakıyordu. devam ettim nihayetinde. zorunda kaldım, gocunmadan. yerimi yadırgamadım, olmak istediğim yerdeyim. ismimi yadırgamam gözümün altına değen bir kağıt çiziğine mal olmuştu zamanında, ismimi yadırgamam bir adamın yüzüne tokat olmuştu zamanında. okuduğum mısraların hepsi beni ben yapan şeylerdi, ben ve benimlerimden betimlenen altı benle dolu cümlelerdi. sapında kan, demiri kör sahnelerde, en ucuz romandaki "seni seviyorum" sahnelerde bile. binlercesine yaradı, binlercesinin dilinde hakimdi büsbütün. diyemedim benim diye ya da belki hiç ben olmadım. shoko ieri, bu dediklerimin hepsi sana. dermanımın kalmadığı bir günde, canımı al diye yalvardığım günde, evimizdeki kanepede ruhumu okşadığın günde bir şeyler olduk biz. bir çare var, bir çare var diye sayıkladığın günler bu pahalı, bu fiyakalı konuşmaya maloldu. beni konuşturduğun tüm mısraların en güzeli, beni yazmak için değil. ben olduğum için okuyorum sana düşüncelerimi. imzalarımın üstüne mührünü bastığın için teşekkürler, bir kez benden adım attığın günü olur da görürsem hor hakir görülürüm, hiçleşirim. bunu öylesine söylemiyorum. haberin olsun. satoru gojo. benden önce sen, ilk önce sen, nihai sen. elbet, ilelebet sen. bu dünyada bana yaptığın kötülüğü bir insan başka bir insana yapmamıştır ama bunlara rağmen alçak ve yüzsüz bir şekilde adını aşkla anıyorsam, ne halt edeyim, öyleyim ben de. halbuki böyle değildim, boğulmaya kefil olmasaydım gözlerinde. bana yaptığın kötülükte kalmak yitmek midir, yanında olmak yetinmek mi artık seçemiyorum. bir bildiğim şey var ama. bunu sen de hiç bilme, sevgilim. bir kaçış gibi gördüğüm elinin altında hayalsizim artık. vardım olmak istediğim o yere. benim için aldığın, elimde tuttuğum orkidelere güceniyorum. benden daha güzeller diye. özenle yaptığın kravatıma güceniyorum, sen biliyorsun yapmayı diye. hiç uslanmayacağım, hiç uysallaşmayacağım sen olduğun müddet. lütfen ya elini öpeyim ya da telef edeyim kalan ömrümü sana." bu iki uç noktanın arasındaki sınırım kayıp."
dediğime şaşırmış olacak ki iki eliyle sarıldı elime ve alnına koydu, varlığımı boş vermişliğine takarak. bir dileği varmış gibi, tanrının paçasında yalvarıyormuş gibi gözlerini kapatıp konuştu.
"özür dilerim. özür dilerim. bir daha sensizlik olursa hayatımda, adı ızdırap olur oyuncusu da ben. lütfen affet beni, yalvarıyorum sana."
ellerimin üstündeki ellerinin titrediğini hissedince ona doğru biraz daha eğilip ıslak saçlarının arasından öptüm. tüm gece ona verdiğim, benden gelen tek öpücüktü. saçlarının içinden tutamlarını çekiştirerek konuştum fısıltıyla kulağına doğru.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monolog Senaryo // satosugu
Fanfic"satoru gojo. oyunculuğa genç yaşta başlamış bir nepo bebektir. babasının oyunculuğudan ötürü eğitilerek büyümüştür. bu ülkede işlek her caddenin göz alıcı, ziyadesiyle büyük reklam afişlerindeki isimdir. bileğinde değeri markasından büyük şatafatlı...