"Merhaba, Çağan Efe Ak. Odası nerede acaba?" Danışmanın oradaki kızdan Çağanın ismini duyduğumda oraya döndüm. "Üst katta en sondaki oda, 1129." dendiğinde kız adımlarını hızlandırıp üst kata çıktı. Peşinden gittim. Kardeşi falan yoktu bildiğim kadarıyla. Kız kapıdan girdiğinde perdeyi açık bırakmışımdır umarım diye geçirdim içimden. Çok az açık bıraktığım alana gözlerimi dikip seslerini duymaya çalıştım.
"Neden beklemedin?" dedi tanımadığım kız usulca. Neyi? "Neden bekleyecektim Buse?" dedi Çağan yüzünü buruştururken. Buse benim sandalyeme oturup Çağanın elini tuttuğunda gerilerek omuzlarımı dikleştirdim. Çağansa hızla geri çekti. "Buse ben evliyim." Ayyyyyyy yerim seni. Zampara çıkmadın iyi. "Ben de onu diyorum Çağan, benim yerimi kim aldı?" dediğinde bizim biranın bu kız olduğunu anladım. Gülümsedim. "Benimle olsaydın burada oluyor olmazdın." dedi kız kendinden emince. Çağan gülerek başını salladığında kaşlarım çatıldı. "Evet, haklısın." dediğinde yutkundum. Hemen pişman mı oldun ya? "Sen beni heyecanlandıran biri olmayacağından evet. Kesinlikle burada olmazdım." Kızın yüzü düştüğünde benim içimde kocam da kocam çalıyordu. "Karını görmek istiyorum." dediğinde Çağanın kaşları havalansa da sensöre elimi uzatıp içeri girdim. Çağanın gözleri direkt bana uzandığında gülümsedim. "Ziyaretçin mi vardı sevgilim?" Kızın yüzü bozulduğunda Çağanın da şekli değişmişti. "Sevgilim?" Gülerek başımı salladığımda memnunca göz kırptı.
"Gidiyordunuz sanırım siz de?" dedim kıza direkt olarak kabaca. "Evet, kesinlikle gidiyordum." dediğinde iğrenerek beni süzüyordu bakışları. Bende önüme döndüm. Üzerimde beyaz spor ayakkabılarım, dizi yırtık jean onun üstünde de kırmızı düz cropum vardı. Çağan ikimizi izlerken kızın, topuklu ayakkabısı ve üzerindeki mavi elbiseye döndü bakışlarım. Ha bu ondan süzüyor beni böyle. Hastane canım ya burası. Ne işin var topukluyla. Çantasını koluna çıkarıp adımlarını kapıya çevirdi. Çıkmadan son kez önce Çağana sonra baktı ve gözüyle işaret ederek "Geçmiş olsun." dedi. "Her anlamda."
"O bana mı dedi onu?" dedim gözlerimi devirip sandalyeye oturarak. "Ona geçmiş oldu." dedi Çağan umursamazca. "Ben anlaşmalı olacağını düşünmüştüm ama kız seni seviyordu galiba." dedim ağzından laf ararken. "Evet." dedi Çağan suya uzanacakken, yardım ederek suyu doldurmaya başladım. "Parama." diyip güldüğünde benim yüzüm buruştu. "Çok mu zenginsiniz ya siz?" dedim ama aklıma sözleşmedeki meblağlar geldi. "Zengin olmamız ya da paramız olması için benimle evlenecek olması önemli değildi biliyor musun?" dedi kafasını arkasına yaslarken. "Ben zaten ölüp gideceğim." dediğinde içimdeki sızı yeniden baş gösterince eline vurdum yavaşça. "Allah korusun." Gülüp başını iki yana salladı. "Ama o, Yağızı yerdi." dediğinde gülen ben oldum. "Saçmalama Yağız mı yedirecek kendini?" Başıyla onayladı. "Sadece bana zarar vereceğin korkusundan öyle sana karşı. Yoksa Yağızı tanısan yani normalde tanışmış olsaydınız benden çok anlayışırdın onunla." dediğinde bi an yanlış bir şey söylemiş gibi telaşlandı. "Arkadşa olarak yani. Başka türlü değil."
@sogukkahve: seni bırakıp gitmedim
Darlayıp durma Yağızı
Sonra o da bana sarıyor@caganefe: neden gittin
@sogukkahve: cafede işlerim vardı
@caganefe: benden önemli mi
@sogukkahve: şu an evet
@caganefe: hızlandırarak öldürmedin
Kırıp yavaşlatmayı deniyorsun sanırım@sogukkahve: ne?
@caganefe: boşver
@sogukkahve: Çağan öyle değil
Yani önemli bir işti@caganefe: başına bela oldum değil mi
@sogukkahve: hayır
@caganefe: pekala oyalamıyayım
@sogukkahve: sana gelirken kahve getireyim?
@caganefe: istemiyorum
@sogukkahve: hadi ama
Hayır mı gerçekten
Soğuk kahveye mi@caganefe: biraz trip atasım geldi
tek istediğim soğuk kahve
Ama götü güzel olandanOdadan içeri girdiğimde gözleri kızarmış ve yüzü solmuş Çağanı gördüm. Telaşla kahveyi yanımdaki masaya bırakarak yanına ilerleyecektim ki beni durdurdu. "Çık odadan." dedi keskin ama güçsüz sesi. Kaşlarım çatıldığında gözünden bir damla yaş süzüldü. "Bir daha gelmeni de istemiyorum." dediğinde gözleri benden başla her yere bakıyordu. "Çağan işim tabiki senden önemli değildi. Şakaydı sadece." dedim içimdeki suçluluk duygusuyla. "Hem bak soğuk kahve aldım." dediğimde bir yaş daha süzüldü. Gerçekten bana mı kırgındı böyle? "İstemiyorum." dedi gözlerini kapayıp. "Seni de, kahveleri de." dediğinde napacağımı bilemeyerek öylece durdum. "Sevme beni, Naz." dedi sessizce. "Ömrü, seni mutluluklara boğacak kadar uzun olan birini sev. Belki de birazdan ölecek birini bekleme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Kahve
Teen FictionNaz, ünlü bir cafenin çok ünlü bir baristası. Ve müşterilerinden birine fena tutuldu.