"Sen." dedi işaret parmağı beni gösterirken. "Barista." Kelimeleri tane tane söyleyip hala kafasında kurmaya çalışmasına güldüm. "Lan hiç aklıma gelmedi." dedi Yağıza dönüp. Yağız eliyle çenesini sürttü. "Aklın mı var ki?" dediğinde kaşlarımı çattım. "Neden manisin evlenmemize?" dediğinde aynı benim gibi göz devirdi. "Allah Allah neden acaba?" dedi Leya, Yağıza bırakmadan. "Tek karşı çıkan benim arkadaşım değil galiba." dedi Çağan göz ucuyla Leyaya baktıktan sonra. "İyi tek akıllı ben değilmişim." dedi Yağız geri yerine oturarak.
Onları boşverip elimi Çağana uzattım. Narince tutup dudaklarına götürdüğünde içimde büyük bir elektrik akımı oluştu. "Güzelmiş." dediğinde gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Yok artık! "Elbise, attığında böyle iyi durmuyordu." dedi göz kırparken. Gülümsedim. E ben götüm sanmıştım? "Simi yok ama." dedim gülerek. "Nasıl yapacağız?" dedim heyecanımı bastırmaya çalışırken. "Ben avukatıma gerekli şeyleri ilettim, evlendiğimizde ev üstüne-" Onu durdurup arkayı işaret ettim. "Nikahı diyorum? Kan falan veriliyor diye biliyorum?" dediğimde sözlerini yuttu. Bana ne evden canım. "Tanıdık var, gerek olmayacak. Formalite olduğunu anlattık, ayarladık." dediğinde başımı salladım. "Para her şeyi çözüyor yani." dedi Yağız bana bakarak. Çağan onu "Yağız!" diyerek uyarırken güldüm. "Bence de kanka."
Elimdeki evlilik cüzdanına bakarken sırıttım. Telefonumu çıkarıp fotoğrafını çektim, annemlere yollayıp telefonu tamamen kapatarak çantama geri attım. "Çok heyecanlı!" diye bağırarak salondan çıktığımda Çağanın beni gülerek izlediğini gördüm. "Hep böyle mi?" diye sordu Leyaya beni işaret ederken. Leya naşıyla onayladı onu. Yağız "Hep böyle zengin erkek avlıyor yani." diyince Leya tam bir şey söyleyecekken ona kaşlarımı kaldırdım. Durup yanıma gelmelerini beklediğimde Çağan gergince Yağıza bakıyordu. Yağızın önünde durdum. "O her gün kahve içmeye geldiğiniz mekan var ya." dedim onay beklerken. "Ee?" dedi göz teması bile kurmuyordu. "Orası benim." dediğimde Çağanın da bakışlarının şaşırdığını biliyordum. Yağız başını kaldırıp bana baktı. "Evim, arabalarım ve oldukça zengin bi ailem var." dedim. Bunlardan bahsetmeyi sevmiyordum ama Yağızın tavrı canımı sıkmaya başlamıştı. "Yani arkadaşının vereceği evde gözüm yok. Onu öylesine öne sürmüştüm." Yağız dumur olup bakakaldığında önüme döndüm. Yürümeye devam edeceğim sırada Çağan kolumu tutup durmamı sağladı. "Peki neden?" dedi. "Eğleniyorum?" dedim umursamayarak. Ne olduğunu anlamasa da o da umursamadı. "Hadi gidip yüzük seçelim." diyerek arabasını işaret ettiğinde onu takip ettim. Leya, eliyle kapak işareti yaparken Yağız gibi şokla onu izledim.
Çağan, arabaya binerken Yağızın haline kahkaha atıyordu. "Arkadaşımı mal ettiniz." diyip kornaya bastığında Yağız sıçrayarak yerinden kıpırdandı. "Muhtemelen beni sevmeyecek." dedim Çağan arabayı çalıştırırken. Leya benim arabama, Yağız da motoruna bindi. "Ben sevdikten sonra, ona bok yemek düşer." dediğinde ne dediğini sonradan anlayıp dudaklarını birbirine bastırdı. "Ne?" dedim gülüp. "Ne dedin sen az önce?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Kahve
Dla nastolatkówNaz, ünlü bir cafenin çok ünlü bir baristası. Ve müşterilerinden birine fena tutuldu.