Herkese merhabalar!
Bu hikayeyi okuyan herkese sonsuz teşekkür.
İlk hikayem olmasa da benim için çok özel.
Çünkü buralara geri dönmemi ve yeniden yazmaya başlamamı sağladı. Umarım siz de keyifle okursunuz.***
Kendime yalan söyledim
Yalnızım, bunu ben istedim
Paramparça bütün aynalar
İçinde kan revan birisi var***
Hazar arkasını döndüğünde Deniz'in ağladığını görmüştü.
"Deniz! Yapma yaa sanki ölüyorum."
"Daha kötüsü. Evleniyorsun."
Hazar güldü ve arkadaşına sıkıca sarıldı. Ayrıldıklarında Deniz'in içinde var olan sıkıntı tekrar ortaya çıkmıştı. Genç kadın zihnindeki ikilemi çözmeye çalışıyor ama bir türlü ne yapacağını bilmediği yüzünden okunuyordu.
"Deniz? Noldu şimdi? Yüzün düştü birden." Deniz pes edercesine Hazar'a söylemeye karar verdi.
"Hazar..."
"Noldu? Korkutma beni." Deniz cebinden küçük bir kağıt çıkarttı ve Hazar'a uzattı.
"Aslan'dan."
***
Hazar içinde daha önce hiç hissetmediği şeylerin varlığını şimdi parmak uçlarına kadar hissediyor, Barış'ın dudaklarıyla vücudundaki tutku denen hissi keşfetmeye başlıyordu. Hiçbir şey düşünemiyor sadece adamın hareketlerine uyum sağlamaya çalışıyordu. Alkolün de etkisiyle kendini tamamen ana kaptırmıştı Hazar. Fakat sonunda gerçekler zihninde belirmeye başlamasıyla şu an yaptığı şeyin hiç de doğru olmadığını düşünmeyi başardı ve kendini Barış'tan uzaklaştırdı göz bandını çıkararak.
"Benim..." duraksadı. İkisi de nefes nefeseydi şimdi.
"Benim gitmem lazım." Hazar, Barış'ın kendi vücudundaki ellerinin arasından sıyrılıp ondan uzaklaşmaya çalışsa da Barış buna engel oldu.
"Özür dilerim. Yanlış bir şey yapmak-"
"Yanlış bir şey yapmadın Barış. Sadece gitmek istiyorum." Sonunda onun ellerinden kurtulup arkasını dönerek çıkışa ilerledi.
Dışarı çıktığında derin derin nefes alıp vermeye başladı. Daha bu akşam Kutay'dan telefonda ayrılmıştı ve Barış'ı öpmüştü. Kendini deli gibi suçlu hissetmeye başlamıştı bile Hazar. Sadece aylardır görmediği ilgiyi başkasında aramış ve aradığını da bulmuştu.
Ama Barış'ı öperken hiç hissetmediği şeyler hissetmişti. İnsanı deli edebilecek şeyler. Hazar, bunu Kutay'ın ona hiç önem vermemesine bağlamayı seçti hızlıca. Düşünmedi bile. Sonuçta bir süredir tek başına iki kişilik bir ilişki yürütüyordu ve bu çok zordu. Barış, Kutay gibi değildi. Bu mekana bile ne kadar onunla gelmek istemişti ama Kutay bunun çocukça olduğunu söyleyip kestirip atmıştı.
Hazar, belki de Barış'ı kullanarak Kuray'dan intikam aldığını düşündü. Şimdi pişmanlığı iki yöne ayrılmıştı. Hem daha yeni ayrıldığı sevgilisi Kutay'a ihanet etmiş hem de Barış'ı kullanmıştı. Aslında bunları yaparken aklında hiç de Kutay yoktu. Sadece Barış vardı. Onun kokusu, gözleri, sözleri Hazar'ın aklını başından almaya yetiyordu. Ama kadın bunun herkesin başına gelecek bir çekim olduğunu düşünüyordu. Ne Barış'ın onunla gerçekten ilgilendiğini ne de kendisinin ona kapıldığını kabulleniyordu. Karşısında tüm Türkiye'nin tanıdığı bir futbolcu vardı. Her kadın Barış gibi birinden kolaylıkla etkilenirdi. Hazar da belki sarhoşluktan belki de Kutay'ın etkisiyle bir anlık Barış'a teslim olmuştu. Hepsi bu kadardı. Daha fazlası düşünülemezdi bile. Tam o sırada kolunu kavrayan elle arkasına döndürüldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN / Barış Alper Yılmaz
Romanceİkisi de hikayenin nerede biteceğini biliyordu. Ama ikisi de neredelerden ziyade nasılları merak ediyorlardı.