6.Bölüm: M.

521 26 4
                                    

Yazarken içime çok sinen bir bölüm oldu.
Umarım siz de okurken beğenirsinizzz 🤍

***

İlk geceden belliydi
O zaman ner'deydin?
Dün daha seni öperken
Şimdi buna, 'Dur' diyemezsin

***

   Hazar gelinliğine dikkat ederek aşağıya kadar indi. Arkasında da Deniz vardı. Tam arka bahçeye geçeceği sırada annesi yakaladı onu.

"Kızım nerdesin? Hadi fotoğrafçı geldi."

"Hemen geliyorum anne. Bana bir dakika ver."

    Annesini atlatmayı başarıp arka bahçeye çıkmıştı şimdi. Biraz etrafına baktığında ona el sallayan esmer kadını gördü. Bu kadını nereden tanıdığını zihninde yokladı ama o heyecanla aklına gelmemişti.

"Hazar... beni hatırladın mı?" İşte o an da zihnindeki düğüm çözülmüş, kadını hatırlamıştı Hazar.

"Mine?"

***

     Hazar, gözyaşlarına hakim olamıyordu. Barış'ı iyi muayene edemediği düşüncesi içini yiyip bitiriyordu. Bir yerde hata yapmış olmalıydı ama nerede diye düşünüyordu.

      Barış'a bir şey olmasını istemiyordu. Bu ihtimal onu mahvederdi. Onun yerinde kendisinin olmasını bile isterdi şu an Hazar. Elleri titriyor, boğazı kuruyor, gözleri acıyordu ama sakin olması için Kutay sürekli ona bir şeyler söylüyordu.

"Hazar, sakin ol güzelim. Neden bu kadar duygusallaştığını anlayamıyorum."

   Hazar da neden bu kadar duygusallaştığını bilmiyordu. Bunu onu iyi muayene edememesine bağlamayı seçti sadece. Başka ne olabilirdi ki zaten?

"Onu iyi muayene edemedim. Benim yüzümden oldu. Daha bu sabah beraberdik. Hiçbir şeyi yoktu."

"Maçta olmuştur belki. Olamaz mı?"

"Isınırken olmuş. Daha maça bile çıkmadan."

"Nolur daha fazla canını sıkma. Biraz daha ağlarsan bu adama karşı bir şeyler hissettiğini düşüneceğim artık." Sesi bir tık yüksek çıkmıştı.

"Kutay, sen ne diyosun?" Dedi hıçkırıklarının arasında. Kutay sessizce arabayı sürmeye devam etti.

"Ağlama artık. Canım sıkılıyor." Dedi eski ses seviyesine geri dönüp Hazar'a bakmadan konuşurken.

    Hazar derin bir nefes aldı. Şu an bunun kavgasını edecek hali olmasa da sinirlerine yenik düştü.

"O benim hastam ve ben de onun doktoruyum. Ve o şimdi ölmek üzere. Hem de sabah bana muayene olmuşken. Anlıyor musun!" Dedi bağırarak.

"Ve sen bu yüzden mi ayrılığımıza ağlamadığın kadar buna ağlıyorsun. Geberse herhalde yas ilan edersin."

"Sana inanamıyorum ya! Ben bu haldeyken bunları bana nasıl söylersin!"

"Çünkü seni kıskanıyorum o heriften ve mantıklı gerekçelerim var. Bilmem hatırlatmama gerek var mı?"

      Hazar, daha fazla güç bulamadı kendinde. Sadece kalbinin en acı verici şekilde kırıldığını hissetti.

"Sağa çek!"

"Nee?"

"Sağa çek dedim. İnicem!"

"Hazar, saçmalama!"

ASLAN / Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin