Yorumlarınız ve oylarınız beni çok mutlu ediyor.
Lütfen daha fazla atmaya çalışın.***
"Söyledin mi ona babasının gerçek babası olmadığını?"
Hazar duyduklarını anlamlandırmaya çalışsa da beynine saplanan ağrı buna engel oldu. Şakaklarını ovdu geçmesi için ama başarılı olamadı. Yine bir kaç ses belirdi zihninde.
"Anne!"
"Sus! Anne yok. Anne senin yüzünden mutsuz."
"Ben yapmadım ki bir şey."
"Varlığın bile onu mutsuz ediyor. Senin yüzünden beni de sevmiyor."
"Ben seni seviyorum baba."
Gözleri doldu. Ne oluyordu? Bu sesler neye kime aitti? Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki sanki durdurabilecekmiş gibi elini üstüne koydu. Nefesini düzene sokmaya çalıştı ama olmuyordu. Zihni bulanıklaşırken göz kapaklarını önce diretti kapatmamak için ama kazanan bu sefer oydu.
Barış, Kutay'ın yakalarından tutarak yumruğunu geçirdiği sertçe. Yerle tamamen buluşan adam kanayan burnuna götürdü elini inleyerek. Ama yine de keyfi yerindeydi. Gülmeye ve öfkeden gözü dönmüş Barış'ı çıldırtmaya devam etti hareketleri. Genç adam ise durmadı tekrar tekrar geçirdi yumruklarını hakaretlerini saydırırken.
"Orospu çocuğu!"
Sonunda hırsını aldığında nefes nefese doğruldu. Arkasında kalan Hazar'a bakmak için döndüğünde onu bulamadı. Nereye gitmişti ki?
***
Doğruca tek sığınağı olduğunu bildiği yere doğru gidiyordu kadın. Ama bir el durdurdu onu. Korkuyla arkasını dönmesiyle gözleri buldu sığınağını.
"Barış!?" Boynuna atladı hemen. Sıkıca sarıldı ona. Korkmuştu. Mazide pek iyi şeyler yoktu. Yarası hala açık ve tazeydi. Ama işte ilacı da kollarının arasında olduğu adamdaydı. Bulmuştu onu sonunda.
Adam da ona sarılırken boynuna sokuldu. Sanki yıllarca görmemiş gibi içine kokusunu çeke çeke öptü, kokladı onu.
"Güzelim sana anlatacaktım. Ama çok sorun vardı aramızda." Kadın kollarını indirip göğsüne yerleşti adamın.
"Önemli değil. Yanımdasın ya." Her şeyi çözerlerdi. Yeter ki bu sefer çıkmasın hayatımdan dedi içinden.
"Barış beni bırakmayacaksın değil mi?"
Genç kadın, güvende olduğunu düşündüğü yere yaslamıştı başını. Rahatlamıştı sanki. Artık korkmasına, kaçmasına, üşümesine gerek yoktu. Sadece Barış vardı. Barış ve onun onu koruyan kolları. Gözleri doldu. Ama tutmadı ağlamasını. Boşalttı içindekileri Barış onun saçlarını severken.
"Sen istemedikçe asla." Yüzünü kavradı kadının. Alnını öptü. Sonra şakaklarını, yanaklarını, burnunu. En son da dudaklarına tüy gibi bir buse kondurdu. Genç kadın başta geriye çekilecekmiş gibi olsa da sonra teslim etti kendini Barış'ın dokunuşlarına. Öyle hoşuna gitti ki bu his bir an ondan ayrılamamaktan korktu. Ama eninde sonunda olacak olan buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASLAN / Barış Alper Yılmaz
Romanceİkisi de hikayenin nerede biteceğini biliyordu. Ama ikisi de neredelerden ziyade nasılları merak ediyorlardı.