18.Bölüm: Affet

311 28 2
                                    

Affet beni gece vakti
Ay doğmuş süzülürken
Sabaha kalmadan affet
Tam 'ayrıldık' derken

***

Rize'den Döndükten
Bir Hafta Sonra

Adam yine son bir haftadır olduğu gibi kapısında bekleyen kızı görmesiyle gülümsemeden edemedi. Üzerinde yine hastaneden çıkıp geldiği belli olan scrubsları vardı. Onu görmesiyle oturduğu kaldırımdan kalkıp ona bakmaya başlamıştı. Yine aynı bakış. Pişmanlık ve özlem.

İlk gün onu kapısında gördüğünde yüzüne bile bakmadan evinin içine girip kapıyı suratına kapatmıştı ama ısrarla dışarıda oturup beklediğini görmesiyle içeri almıştı onu dayanamayıp. Kendisini sürekli hiç düşünmeden kırmasına rağmen şimdi saatlerce kapısında beklemesi büyük tezatlıktı. Ama dayanamıyordu işte. Eve girdiğinde konuşma çabalarını duymamazlıktan gelip kendini odasına kitlemişti. Çok kırılmıştı adam. Öyle her şeyi kestirip atmadan önce bütün sabrını tüketmesi gerekirdi Barış'ın. Hazar bu sabrın sınırını çoktan aşmıştı. Ama ona yaptığı son şey, işte bu bardağı taşıran son damlaydı.

Kendini kitledikten sonra kızın odasının önünde söylediği laflara kulaklarını tıkadı. Hıçkırıklarla ağlayıp ondan özür dileyen kadına sessiz kaldı. Açmadı kapıyı. Sonunda sesler durulduğunda merakına yenip düşüp kapıyı araladı. Kapısının önünde uyuya kalan kızı görmesiyle kaldırdı onu. Kendi yatağına yatırdı. Kendi de diğer odaya geçti.

Ama Hazar uyandığında yoktu. O da hazırlanıp antrenmanına gitti. Akşam geri dönerken yine kapısındaydı. Yine aynı şey yaşandı. Tekrar tekrar. Bir haftadır her gün. Ama artık dayanamıyordu bu duruma. Bu sefer konuşması gerekiyordu.

"Hazar evine gider misin?" Donukça söylediği laflara karşıt onunla ilk defa konuşan adamın sesini duyan kız umutla baktı ona.

"Alper lütfen beni dinle! Yalvarırım!" Ona yaklaşmasıyla geri gitti hemen. Bakmadı gözlerine. Bakarsa dayanamayıp affetmekten korkuyordu.

"Git!" Sadece bunu söyleyip yine içeri girdi. Ama kız yine gitmedi. Orada, soğukta beklemeye devam etti sessizce. Barış yine dayanamadı. Kapıyı kıza açıp odasına gitti. Ne yapacağını bilmiyordu.

"Yemin ederim hatırlayamadım gece olanları. Sabah seni de yanımda göremeyince korktum. O yüzden o kadar panik olmuştum. Özür dilerim Alper. Çok büyük hata ettim evet ama affet beni artık! Seni seviyorum." Yine dünkinin aynısı laflardı bunlar. O kadar kendisini uzaklaştırmak istememiş miydi? Şimdi niye her şey çok geçken ona sevgisini söylüyordu ki? Ne anlamı vardı?

    Kapıyı açtı. Onunla konuşmazsa gitmeyecekti kız. Aynı kendisindeki gibi katır inadı vardı.

"Benden uzak durmak istemiyor muydun sen? Beni istemediğini söyledin." Lafını böldü kız.

"Salaklık ettim işte. Her şey üst üste geldi. Sonra.. sana zarar vermekten korktum ben." Ellerini uzattı adamın ellerine. Bu sefer geri çekilmemişti. Dolu gözlerle gülümsedi heyecanla.

"Seni sevdiğimi biliyorsun Alper. Seni kendimden bile çok sevdiğimi biliyorsun." Uzandığı elleri dudaklarına götürdü. Öptü. Barış, kafasını çevirdi. Ellerini geri çekti hızla.

"Bilmiyorum. Artık bilmek de istemiyorum. Lütfen git. Lütfen!"

***

Şimdiki Zaman

    Ne yapacağını bilmediğinden odasında bir o yana bir bu yana dönüp durarken içeri Deniz girdi.

ASLAN / Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin