YANGINDAN DOĞAN AŞK

18. Bölüm Küçük Bir Kaos

Emniyette sakin ama bir o kadar aceleci adımlarla ilerliyordum, önümde elleri kelepçeli bir Yaman, yanımda ise Açelya vardı, gözlerim Açelya ya kaydı "Sakin ol güzelim, halledeceğim" konuşuyordu ama onun da içinde büyük bir savaş verdiğini çok iyi biliyordum, bakışlarımı önümdeki Yamanın sırtına çevirdim ve yutkundum, tek temennim bu uyur yapmamış olmasıydı ki yapmayacağına inanıyordum ve öbür temennim ise suçsuz olmasına rağmen suçlu çıkmasıydı, bu işten ise yine tek bir kaçar yolumuz vardı, ben yada gruptan bir başkası cinayet işleyip Fırtına kartı koyacaktık ama şuan Yamanın yanından ayrılmak istemiyordum

Az önce de bizimkilerle konuşmuştum, hepsi her an burada olabilirdi, sıkıntıyla derin bir nefes verdim, herşey iyi olacak diye tekrar tekrar geçirdim içimden yine "Sen burda bekle, ben Yamanla sorguya gireceğim" Açelyanın sesiyle anında kafamı sallayarak boş oturaklardan birine oturdum, bir ayağım titriyordu ve stresten tırnağımı kemiriyordum, bir saniye ya ben burda gerçekten ne yapıyordum, Kartaldım ben Kartal, bacağımı durdurdum, elimi ağzımdan çektim, rahatça arkama yaslandım ve düşünmeye başladım hemen

Yüksek ihtimalle yine aynı başkomiser olacaktı bu yüzden cinayet işleyerek Yaman'ı burdan çıkaramazdım, bir şeylerden şüpheleneceği ve Yamanı bırakmayacağı kesindi, ama eğer olay mahalini tekrar açtılarsa oraya gidebilirdim, şuan da olay yeri inceleme yeni gidiyor olmalıydı, anında ayağa fırladım, Emniyetin kapısında bizimkileri gördüm "sorarsanız bilgi verirler, Yiğit sen benimle geliyorsun" diyerek Yiğiti kolundan tuttuğum gibi arabama yürütmeye başladım, Yiğit sorgulamadan geldi, direksiyona geçtiğimde o da ysn tarafıma oturdu, derin bir nefes vererek arabayı çalıştırdım ve bir sokak sonra durdum

"İn hadi, bağajı açalım" konuşurken çoktan inmiştim, Yiğit de indiğinde bağajı açtım, içinden bir tane maske aldım ve saçımı topuz yaptım ama bağlamadan maskeyi taktım, elime eldivenleri de geçirdim, bir tane silahı belime taktım, Yiğit de beni taklit ederken derin bir nefes verdim, bir tane çantaya plastik poşetler, küçük kaplar ve olay yeri ekibinin kullandığı o kulak çubuğuna benzer şeylerden aldım, ardından bağajı kapatıp ikimiz de eski yerimize geçtik, direksiyonu iki elimle tutup gözlerimi kapattım, konumu hatırlamam lazımdı

"Kurşun sokak no 52, daire 3" Yiğitin sesiyle kafamı sallayarak arabayı çalıştırdım
Kısa bir süre sonra hızlı sürmem sonucu geldiğimizde hemen indik "Açelya ya gelen eski sonuçlar bu yüzden kısıtlı zamanımız var çabuk olalım, Yamana dair bulup bulabileceğimiz her şeyi topluyoruz, en son bagajda asit gibi bişey var onu kullanıp parmak izlerini yok edeceğiz tamam mı" konuşarak binaya ilerledim, Yiğit sadece kafasını salladı, içeri girdiğimizde hemen ikinci kata çıktık, neyseki o olaydan sonra bina da kimse oturmuyordu, kapının önünde bile kan vardı, kana değmeden uzanıp tokayla kilidi açtım, ardından kapıyı ittirdim, köşeden köşeden içeri girdiğimizde etrafa bakındım

Derin bir nefes vererek gözüme çarpan bir tişörte ilerledim, buraya ilk olay yeri gelişinde kimsenin gözüne çarpmamıştı çünkü koltuk altındaydı, hemen ilerleyip onu aldım ve kokladım
Yaman gibi değil ama parfümü gibi kokuyordu, bir tane plastik poşet çıkarıp içine koydum, o sırada Yiğit de çantadan bir plastik poşet almış, cinayet aletini içine koymuştu, o da sehpa altındaydı, yüksek ihtimalle birinin ayağı çarpmış ve oraya atılmıştı sonra da unutulmuştu "bekle" diyerek hızlıca banyoya girdim, lavabonun üzerinde bile DNA kalıntıları vardı, bir tane kutu çıkarıp onları içine aldım, ardından da bahsettiğim o çubuk gibi şeyi de DNA aldığım yere sürttüm ki izi gitsin

Şuanda arabaya tekrar gidemeyeceğimiz için en klas yönetmi kullanacaktım, küçük bir kaba su doldurdum, içine de sabun sıktım "Sliwers banyoya gel" içeri seslenirken aynı zamanda bir bezle suyu karıştırıyordum, Yiğit geldiğinde elinden suç aletinin olduğu poşeti aldım, içinden çıkarıp sapını iyice sildim, ardından Yiğite uzattım "görünür bir yere bırak" dedim ve banyoyu temizledim, tekrar salona döndüğümde gözlerimi kapatıp düşünmeye başladım "ikisine de iki kurşun sıkmışlar, bu yüzden ölmüşler ama o cani boyunlarını da kesmiş" diye ağlayan Açelyanın sesi geldi kulağıma