2.Bölüm Tanışma

15 2 0
                                    


İçerde bi ölüm sessizliği varken ben rahatça çıkmadan önce oturduğum koltuğa oturup yine ayaklarımı masaya uzattım "bana ordan bi elma atsana Yılmaz" herkes şok içindeyken benim bu sakinliğim daha da şaşırmalarına neden olmuştu.

Hakan ordan bi tane elma attığında kafamın hemen üstünde elimi kaldırıp tuttum. Büyük bir ısırık aldığımda konuşmalarını bekliyodum "sıkıldım ne bakışıyonuz" dedim sakince. herkes yine bana döndüğünde gıcık bir şekilde gülümsedim "merhaba" ilk konuşan Fırtına pardon Yaman olmuştu.

"Sen, sen gerçekten burda mısın şimdi" Pırıl ın kekelemesiyle kimsenin duyamayacağı şekilde kendime göre kahkaha attım "evet burdayım" Yaman konuşunca bakışlarım ona döndü. Sinirliyken çok bakamamıştım ki hala sinirliydim, normalde olsa baya hoşlanacağım bi havası vardı ama şuan onu öldürmek istiyodum, hemde çok.

"Oturabilir miyim" Yamanın sorduğu soruyla Gökay başını salladı. Onu umursamayarak ayaklarıma baktım, bağcığım açılmıştı. Ayaklarımı indirip sandalyeyi sağa doğru çevirdim eğilip bağcıklarımı bağlarken Yamanın karşımda bana doğru dönük olan sandalyeye oturduğunda gözümün ucuyla ona bi bakış attım.

Geri kalktığımda ikimizde birbirimize bakıyoduk ve yine bir ölüm sessizliği olmuştu ama şuan bundan hoşlanmamıştım
"Duygu" Yamanın ismimi söylemesiyle nefesim kesildi. Hayır çok güzel bir tonda söylediği için değil, ismimle hitap etmesinden di bu. İsmimi babam koymuştu ve anneme çok ağır bir şekilde şiddet uyguluyor du. Bana da uyguluyodu ama annemi onun yüzünden kaybettiğim gün kaçmayı başarmıştım. Annemi babam öldürmüştü, ismimi babam koymuştu, ismimden nefret ediyodum "ne dedin sen" diye sorduğumda beni tanımayan biri bile gözlerimden ateş çıkarcasına ona baktığımı fark edebilirdi. Açelya bile suspus olmuş şaşkınca tepkimi bekliyodu.

"Duygu dedim Duygu" ha bide dalga geçiyodu. Burdaki herkes Açelya ve Yiğit hariç herkes belki de gerçek adımı unutmuştu bile. Sinirle nefesimi verip dişlerimin arasından konuştum "sana arabada bana Duygu demiyeceksin demedim mi ben" aptal bi sırıtışla yüzüme bakarken hala sinirliydim, onu öldürmek istiyodum "seni öldürürüm" diye eklediğim de kaşlarını havaya kaldırdı "dene o zaman" demesiyle belimdeki silahı çıkarıp kafasına dayamam bir olurken o da aynısını yaptı "senden mi korkucam, seni öldürür sonra da ölürüm daha iyi" dediğimde hemen cevap verdi "denemekten çekinme" hah gibi bir ses çıkararak güldüğümde tam tetiğe basıcaktım ki ikimizin de elindeki silahlar çekildi ve aldılar. Açelya benim silahımı Hakan da Yamanın silahını almıştı. Onlara baktığımda ayağa kalkıp sinirle bi kaç adım attım ve elimi saçlarımdan geçirdim
"Onu silahsız öldüremeyeceğimi size düşündüren ne" diye sorduğumda sırıttım. Belimdeki bıçağa uzandığımda orda olmadığını fark edip Açelya ya baktım. Bi elinde silshım bi elinde buçağım vardı, bu sefer sırıtan ben olduğumda eğilip botumdaki çakıyı çıkardım.

Yamanın üstüne atladığımda boğuşuyoduk, bana attığı bi yumruktan kaçarak çakıyı bacağına sapladım ve biraz aşşağıya çektim. Bu hareketimle kaşları çatılırken ikimizde yerde ben onun üstündeydim. Bir elim boğazında diğer elim çakıdayken gözlerine bakıp canının ne kadar yandığını anlamaya çamışıyodum, çakıyı çektiğimde gözünden bi acı geçer gibi oldu ama kestiremedim. Dikkatim dağıldığı için karnıma beni sendeletecek bi yumruk geçirdiğinde elimdeki çakıyı aldı, beni geri doğru itip düşmeme neden olurken üstümde duruyodu, çakıyı ona sapladığım aynı yere saplayıp biraz aşağı çektiğimde ne yaptığını anladım, hem beni deniyodu hemde aynı yarayı açıyodu, kendime öyle bir kalkan yaptım ki gözlerimin ucundan bile acıyı okuyamazdı. Yani bence okuyamazdı. Çakıyı geri çıkardığında aynı şekilde ona bakmaya devam ettim, Gökay Yamanı üstümden çektiğinde Yaman gözlerimde ne gördü bilmiyodum ama yutkunmasıyla ona bütün o katil olan tarafımı göstermiş ona olan nefretimi açıkça belli etmiştim.

YANGINDAN DOĞAN AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin