Duyguların dansı∞♡

59 7 0
                                    

𓆩♡𓆪O az önce ne demek istemişti? Ne yapacaktı da iyi olmayacaktı? Kafam allak bullak olmaya başlamıştı. Söylediği hiçbir şeyi anlayamıyor, ne demek istediğini çözemiyordum. Sanki söylediği her şey kalbime işliyordu.

İstesem de istemesem de bu olanları durduramıyordum. Tren rayından çıkmak üzereydi ve ben oturmuş onu seyrediyordum. Elim kalbime gitti. İlaçlarım... onları arabada unutmuştum. Elim kalbimin üzerinde titremeye başladı. 

Hayır, şimdi burada olamazdı. Gözümü kapayıp derin nefesler aldım. 'Bir, iki, üç' saymaya ve sakinleşmeye çalıştım. Nefesim daha da hızlanmaya başladığında korku tüm benliğimi ele geçirdi. Gözlerimi hızla açtım. Arabaya gitmeli ve ilaçlarımı almalıydım, yoksa nöbet geçirip burada ölüp gidebilirdim. 

Hızlı adımlarla arabaya ulaştığımda titreyen elimle kolu çektim ama açılmadı. Bu defa iki elimle kolu tutup sertçe çektim ama nafileydi. Kaan kapıyı kilitlemişti. Nefes almak için arabaya yaslandım. 

Bu defa kalbim teklediğinde dengede duramayıp yere kapaklandım. Hırıltılı nefesler alarak yerde öylece bekledim, belki biri beni bulur da kurtarır diye. Ama kimse yoktu. Gözlerim doldu, sanırım en çok korktuğum şey başıma geliyordu: yapayalnız ölmek. 

Gözlerimden yaşlar akmaya başladığında bir el koluma dokundu. Oradan saçlarıma, en sonunda çeneme ulaştığında tutup kendisine çevirdi ve onu gördüm. Bana endişeli gözlerle bakıyordu. İki elini yanaklarıma koyup sağa sola çevirip yokladı. 

Bir şeyimin olmadığını görünce derin nefes aldı. Okyanustaki dalgalar kadar kasvetli gözleri gözlerimi bulduğunda, gözümden yanaklarıma doğru süzülen göz yaşlarımı gördü. 

Gözlerimin derinliklerine bakıyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Gözlerimi ondan kaçırdım. Ama kaçırmam saniyelik bir şeydi, yanaklarımdaki elleri buna izin vermedi. 

Titreyen ellerimi kaldırıp ellerinin üzerine koydum. Çekmeye çalıştığımda milim bile kıpırdamadı. Sessizce nefes almaya çalışıyordum ama karşımda ki kişi buna izin vermek istemiyordu. Hiçbir şey yapmıyordu ama kalbim onu gördüğünde hiç olmadığı kadar hızlı atmaya, nefesim kesilir gibi olmaya başlıyordu ve bu durumda bu hiç iyi değildi. 

Başımı kaldırıp ona baktım. Kuruyan dudaklarımı yalayıp konuşmak için kendimi zorladım, sessizce "Arabada çantamın içinde." Bana anlamıyormuş gibi baktı. Hırıltılı nefes verdim, "İlacım..." Durdum, nefes alamıyordum. "Astım ilacım..." Beni yavaşça arabasına yasladığında hızla ayağa kalkıp arabanın kapısını açtı

. Çantamı karıştırıp ilacı bulduğunda yanıma gelip eğildi. İlacı dudaklarıma tuttu. Yavaşça nefes alıp verdim.

 O da aynı şekilde ilacın üst kısmına baskı uyguladı. İlacın dudaklarımın arasından gidişini hissettim. Nefesimi 10 saniye tuttum. Geri verdiğimde yavaşça nefes aldım. Ellerimin titremesi azalmaya başladığında derin nefesler almaya başladım. Gözlerimi yavaşça açmaya başladım. Bana endişeyle bakan iki çift göz gördüğümde gülümsedim.

 Sanırım benim için endişelenen birileri vardı. Yavaşça ayağa kalkmaya çalıştığımda dengemi kaybedip yere yapışacaktım ki, iki yapılı kol beni havada yakaladı. "İyi misin? İyi değilsen yemeği falan boş ver, seni evine bırakayım dinlen. Ne diye yemek diye tutturdumsa az kalsın benim yüzümden yine biri—" Elimi kaldırıp yanağına koydum. 

Suçluymuş gibi bana bakmaya çekindi. "Senin suçun değildi Kaan, zaten ben de acıkmıştım."

 Gülümsediğinde ben de gülümsedim. Sonra ne oldu bilmiyorum ama birden geri çekildi. Eski kasvetli havasına geri dönmüştü birden. Bana bakmayarak, "Neyse, seni eve bırakayım en iyisi." Kafamı salladım. Arabaya geçip ön koltuğa yerleştim. O da sürücü koltuğuna geçtiğinde arabayı çalıştırdı. 

Arjin ~Yaşam ateşi~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin