𓆩♡𓆪
Güneş ışınları yüzüme vurduğunda gözlerimi araladım. Ellerimle gözlerimi ovuşturup tutulan boynumla sessizce acıyla inledim.
Elimi karnıma koyduğumda üzerime örtülen yumuşak pamuk örtüyü gördüm. Gözlerim etrafta gezindi; kim örtmüştü bunu üzerime? Telefonumu elime alıp saate baktım. Çoktan 7 olduğunu gördüğümde koltuktan sessizce kalktım.
Örtüyü katlayıp koltuğa koydum. Çantamı elime alıp sessiz olmaya özen göstererek merdivenlere doğru adımladım.
Ev sessizdi. Merdivenlerden çıkmaya başladım. Odamın önüne geldiğimde kapıyı açıp içeri adım attım. Yatağıma kendimi yüzüstü attım ve gözlerimi yumdum.
1 Saat Sonra
Gözlerimi ovuşturup yatağımdan kalkıp tuvalete doğru adımladım. Aynadan yüzüme baktım. Cildim bakımsızlıktan kurumaya başlamıştı. Yüzümü yıkayıp dolaptan nemlendirici krem götürüp yüzüme sürdüm.
Masaj yaparak yüzüme yaydım. İşim bittiğinde dişlerimi fırçaladım ve tuvaletten çıktım. Okula gideceğim için üzerimi değiştirdim. Sade ama bir o kadar da şık giysilerimi üzerime geçirdim. Beyaz spor ayakkabılarımı da ayağıma geçirdiğimde tamamdım.
Ailemin benim için yaptıkları çanta bölümünü açtığımda gözlerim şokla açıldı. Armani Exchange, Calvin Klein ve birçok tanınmış marka çantaların hepsi ışıklandırılmış camlı dolapların içerisindeydi.
Aralarında kıyafetime en uygun olan beyaz çantayı aldım. Çanta bölümünden çıkıp odama geçtim. Makyaj masama geldiğimde yüzümü canlı göstermek için biraz makyaj yaptım. İşim bittiğinde çantamı koluma asıp odamdan dışarı çıktım.
Merdivenlere geldiğimde aşağıdan sesler gelmeye başlamıştı. Merdivenlerden aşağı inmeye başladım; sesler artıyordu.
Merdivenin son basamağına geldiğimde yerimde duraksadım. Dünden sonra onları ilk defa görecektim ve bu beni strese sokuyordu. O anda salondan Murad çıktı. Sanırım mutfağa gidiyordu. Beni görünce durdu.
"Günaydın Arjin, nasılsın?" Ellerimi ovuşturarak ona cevap verdim.
"Sana da günaydın Murad. Sanırım iyiyim." Bana gülümsedi ve arkasını dönüp mutfağa gideceği sırada bana döndü.
"Ee, gelmiyor musun? Bizi bekliyorlar." Kafamı salladım ve merdivenin son basamağını da aşıp onunla birlikte mutfağa geçtim.
İçeri girdiğimizde herkes her zamanki gibi yerlerine oturmuştu. Murad son defa bana bakıp yerine geçti. Onun arkasından ben de Berk ve Muradın ortasındaki yerime aldım. Masadakiler sessizliğe gömülmüştü.
Sonunda bir öksürük sesi geldiğinde kafamı o kişiye çevirdim. Bu kişi babamdı. Babam gözlerini Acar'a dikmiş sabırla bekliyordu. Acar oflayarak bana hitaben, "Dün için özür dilerim" dediğinde ne demek istediğini çok iyi anlamıştım. Elimi suyuma götürdüm.
Onu içerken gözlerimi ona çevirdim. Suyu tekrar geri koyduğumda "Ne için özür diliyorsun? Ben anlayamadım" dedim. Acar babasına ve annesine baktı. Tekrar ofladığında eliyle saçlarını dağıttı.
Babasına "Gerçekten bunu yapmalı mıyım? İşte özür diledim, o anlamadı, ben ne yapabilirim" dedi.
Babam sabır dilercesine başını yukarı kaldırdı. O sırada annem elini kaldırıp onun elinin üzerine koydu. Babam anneme bakıp gülümseyerek başını salladı. Sonra Acar'a baktı. "Oğlum, kızım sana anlamadığını söyledi. Açıkla, ne için özür diliyordun? Ne yanlış yaptın da özür diliyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arjin ~Yaşam ateşi~
ChickLitGözleri denizdeki dalgalar kadar kasvetli ve sonsuzdu. Onun beni kendi karanlığına sürükleyeceğini hissediyordum, ya da belki de ben onu gerçek olmayan hayatıma sürükleyecektim. "Belki de benim kimsesizliğimi sevecekti, kim bilir? Tıpkı benim onun k...