Yabancı Yüzler ve İlk İzlenimler ⋆

275 18 1
                                    

๑ 

İçeri adım attığımda, beni oturma odası karşıladı. Odada hiç tanımadığım iki yüz vardı. Helin Hanım'ın yönlendirmesiyle ilerledim ve odanın en uç köşesindeki boş bir koltuğa oturdum. Başımı kaldırıp, karşımdaki iki kişiye baktım. Bu kişileri hayatımda ilk defa görüyordum; hastanede bile karşılaşmamıştık.

 Acaba kuzenlerim miydi, yoksa aile dostu mu? diye düşündüm. Mutfaktan, daha önce hastanede gördüğüm üç kişi daha geldi. Başımı kaldırıp yüzlerine daha dikkatlice baktım. Sanırım büyük olanın adı Murat'tı; bana daha sevecen yaklaşmıştı. Arkasından ikizim olan Acar ve evin en küçüğü Can göründü.

 Can beni görünce koşarak üzerime geldi. "Arjin abla, ne zaman geldin? Anneciğim de haber vermiyor bana!" dedi. Kendini çoktan kucağıma atmıştı bile. Gülümseyerek turuncu saç tutamlarını okşadım. "Şimdi geldim, bende miniğim annenin söyleyebilmemesi normal" dediğimde küçücük elleriyle belimi kucakladı. Gülerek saçını sevmeye devam ettim. Sonunda öksürük sesiyle kendime geldim ve kafamı kaldırıp diğer şahıslara baktım. Helin Hanım ve Demir Bey dışında kimse bize gülümsemedi.

 Onların evine hırsız gibi girmişim ve Can'ı onlardan çalacakmışım gibi bakıyorlardı. Belimi dikleştirip, onlara aynı şekilde karşılık verdim. Beni ezemezlerdi; kendime söz vermiştim. Kimse beni hor göremezdi ve küçümseyemezdi. Ama şimdi onların bakışlarında küçümseyici ve hor görme parıltıları seziyordum. 

Sanırım beni diğer kız kardeşleriyle bir tutmaya çalışıyorlardı, ama bilmedikleri bir şey vardı: Ben o değildim ve ona yaptıklarını bana yapamazlardı. Helin Hanım, aramızdaki gerginliği hissetmiş olacak ki, ilk söze o başladı bile.

 "Evet çocuklarım, size bahsettiğim kız kardeşiniz işte Arjin, bunlar da senin abilerin: Ayaz, Murat, Murad'ı hastaneden tanıyorsun, gerçi sonraki büyük abin Berk, ikizin Acar ve evimizin minik kanaryası Can." Helin Hanım'ın gözlerinden bir hüzün geçmişti, sanki ona baktığımda kendisi toparladı. 

"En büyük abin burada değil, o da seni görmek isterdi ama ne yazık ki işi yüzünden gelemedi. Ama bu, seni sevmiyor veya görmek istemiyor anlamına gelmesin. Eminim gelecek."

 Onun bu tatlı savunmasına gülümsedim. "Evet, anladım Helin Hanım, bende sabırsızlıkla bekliyor olacağım gelişini" dediğimde diğer taraftan gülme sesi geldi ve bir mırıltı duydum, "Çok beklersin, hayatta gelmez şu kız için" dediğinde kafamı ses gelen tarafa çevirdim.

 Sanırım konuşan Berk'ti, ona en duygusuz bakışımı gönderdim. O da bana aynı şekilde baktı ve "Ne oldu, incindin mi Küçük kardeşim? Sözlerim ağır mı geldi?" dediğinde gülümsedim, aynı şekilde gözlerinin içine bakarak, "Yok, sadece yersiz yersiz konuşan kişilere gıcık oluyorum, o yüzden şey ettim" dediğimde yandan gülme sesi geldi Murat alttan alttan gülüyordu, bizim didişmemize. 

Berk, sabır dilermişçesine kafasını tavana kaldırdı. Tekrardan gözlerimiz buluştuğunda, "Senin dilin fazla uzun sanırım ha? Koparmayayım o dilini" dediğinde bendeki şalterler atmıştı bile. "Yok ya, nasıl koparırsın, bi görelim ha?" dedim. İkimiz de ayağa kalkmıştık bile. 

Helin Hanım ve Demir Bey aramıza girip bizi ayırmaya çalışıyorlardı. Evin diğerleri gülerek, "Sizce kim alır, 1000 dolar bahse girerim ki Berk abi alır," diyen kişi Acar'dı. Bir başka ses, "Hayır, bence aksine Arjin alır. Görmediniz mi, Berkin yüzünü mosmor olmuştu o sözden sonra. Vallahi, ben 2000 dolara bahse girerim ki Arjin alır," diyen ses sanırım Murattı. 

En sonda Can'ın sesi, Berkin durmasına sebep oldu. "Haydiiii, Arjin aplaa, başayacaksın. Berk abi mi yere seymeyi, haydiii" diyen Cana. Berk yavaşça arkasını döndü, Canı görür görmez onun tarafına yürüdü. 

"Sen benim yerime şu bıcırığın tarafındasın ha?, küçük şeytan" dediğinde, Can çoktan arkama saklanmıştı ve Berke dil çıkarıyordu. "Evet, ne sandım abicimmm" dediğinde, Berk arkama uzandı ve Canı kucağına aldı.

 Can bağırarak benden yardım istedi, benim hareket etmediğimi görünce annesine bağırdı, "Annecim, kurtar beni bu büyük baş hayvandan," bu sözüne karışık herkes gülmüştü, tek gülmeyen Berkti.

 "Büyük baş hayvan ha, şimdi göstericem, büyük baş hayvan nasıl olunuyor" ve Canı kıdıklamaya başladı. Can gülerek kendini Berkin elinden kurtarmaya çalıştı, ama nafileydi. Helin Hanım sonunda insafa geldi ve Canı Berkin kucağından aldı, Can annesinin güvenilir kollarında, yine Berke dil çıkardı.

 Berk bu defa gülmekle yetindi, sonra sanki hepsi benim burada olduğumu hissetmiş olacaklar ki yine eski ciddiyetlerine döndüler. Herkes yerine oturdu, ilk kimin konuşacağını merakla bekledim.

 Berk yine susmayıp beni göstererek, "Anne baba, gerçekten hiç tanımadığımız bir kızı ailemize sokmaya mı karar verdiniz? Gerçekten mi hırlı mı hırsız mı belli değil, ama onu ailemize sokuyorsunuz" dedi.

 Bu sözüne karşı, "Sanki ben meraklıyım da ailenin bir parçası olmak istiyorum" dediğimde Acar, "Al kapı orada, çık git, seni zorla tutan yok burada" diye ekledi. Bu sözünden sonra burada durmaya bile gerek yoktu, ayağa kalkıp, "Evini de aileni de al, başına çarp, size ihtiyacım yok, istenmediğim yerde durmam" dedim ve çıkışa doğru adımlamaya başladım.

 Ancak Helin Hanım önüme geçti, "Yeter artık, yeter Acar. Arjin sizin kız kardeşiniz, nasıl söylersiniz bu sözleri? Aklım almıyor. Kızım onlar adına senden özür diliyorum, ne olur gitme" dedi.

 Acar yine sessiz kalmayıp, "Bırak gitsin anne, geldiği yere gitsin, kendi çöplüğüne" dedi. Helin Hanım sonunda hiç beklemediğim anda Acar'ın üzerine bağırdı, "Acar sus diyorum sana, sus. Kendin için değil, benim için sus. Çıkın odanıza hemen!" dedi ve herkes ayağa kalktı. 

Acar ve Berk bana kötü bakışlar atarak yukarı odalarına doğru gittiler. "Murat sen kal oğlum," dedi Helin Hanım, Murat annesini ikiletmeden kaktığı yere geri oturdu. Elim üzerinde sıcak bir dokunuş hissettim, Helin Hanım elimi tutmuş bana üzgün gözlerle bakıyordu.

 "Kızım, onlar adına yine ve tekrardan özür dilerim. Hiç böyle değillerdir aslında, sanırım bu aralar yaşananlar onları gerdi ve senin üzerine patladılar. Çok özür dilerim" dedi. 

Elimi tutan elinin üzerine elimi koydum, "Hiç merak etmeyin, ben alışkınım böyle şeylere, o yüzden kafanıza takmayın, benim için problem değil" dedim. Demir Bey sonunda sessizliğinin ardından ilk defa söze başladı, "Hayır kızım, böyle şeylere alışkın olmamalısın. Ben gerekli uyarıları onlara kendim yapacağım, sen hiç merak etme" dedi ve merdivenlere doğru adımlamaya başladı.

 Helin Hanım Murat'a bakıp, "Murat oğlum, sen Arjine odasını gösterir misin?" Murat ikiletmeden, "Tamam anne, evet, bücür düş peşime" dedi ve önden o arkasından ben merdivenlere doğru adımladık. Yukarı doğru çıktığımız sırada Acar aşağı iniyordu, bana küçümseyici bakışlar atarak omzuma çiğin attı.

 Yerimde sendeleyerek Murata tutundum. İçimden sabır çekerek ona kadar saydım, arkamı dönmeden yukarı çıkmaya devam ettim.

 Sonunda kısa sürelik olan odamın önüne geldik. Kapıyı açıp içeriye girdim. Gözlerim fal taşı gibi açıldı, bu oda çok ama çok güzeldi, sanki bir peri masalındaydım. Yatağım, giyinme odam çok ama çok güzeldi (Hayalinizde nasıl isterseniz öyle yapa bilirsiniz).

 Arkamı dönüp Murata teşekkür ettim bana odamı gösterdiği için. oda gülümseyip beni odamda yalnız bıraktı. Yatağımın ipeksi yüzüne dokunup gözlerimi yumdum.

 Sadece 5 dakika kestirmeye ihtiyacım vardı. Ama sanırım beş dakikadan uzun süre uyuyacaktım gibime geliyordu. Oda gülümseyip beni odamda yalnız bıraktı. Yatağımın ipeksi yüzüne dokunup gözlerimi kapadım.

 Sadece 5 dakika kestirmeye ihtiyacım vardı. Ama sanırım beş dakikadan uzun süre uyuyacaktım, gibime geliyordu.

₊˚✧𑁍ᡣ𐭩 ࿔* :・₊˚✧𑁍ᡣ𐭩 ࿔* :・₊˚✧𑁍ᡣ𐭩 ࿔* :・₊˚✧𑁍ᡣ𐭩 ࿔* :・

Bölüm hakkında düşünceleriniz neler?

Sizce Arjin Berk ve Acarla anlaşa bilecek mi?

Arjin ~Yaşam ateşi~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin