7. Bölüm

4.3K 283 43
                                    

Wattpaddaki sorun çözülene kadar bölüm yüklemeyecektim ama bit şekilde devam etmemiz gerekiyor.

Kitappad: eliffbulu
Instagram: eliffbulu/elifeyll_4
Tiktok: elifleyasam

🎀

Etraf dumandan gözükmüyor yüzümdeki kar maskesi sayesinde dumanı solumuyordum. Patlamanın kulakları sağır edecek sesi yüzünden birkaç dakikadır kulaklarım çınlıyordu. Nihayet gözlerimi açmayı becermiş etrafına bakıyordum. "Komutanım!"

Ses beklerken gelen acı dolu inleme ile şaşırdım. "Ah,"

Komutanım etrafımda gözlerimle aradım. "Komutanım?" Dedim. Beynim durmuş gibiydi. "Arkandayım. Kalk hadi."

Yavaşça ayağa kalkıp arkama döndüm. komutanım çok rahat bir şekilde yerde uzanmış bir eliyle omzundaki yarayı tutuyordu. Hızlıca uzandığı yere doğru yaklaşıp oturdum. "Komutanım, iyi misiniz?" Elini elimde yarasının üzerinden çekip kamuflajının üzerinden yarasına baktım. "Karargaha haber vermemiz lazım." Dedim. Elimde yarasına bir anda bastırdım. Acıyla inleyip kendini yere doğru bastırdı. "Özür dilerim." Diye mırıldandım.

"Komutanım, hadi kalkmamız lazım." Başını salladığında ayağa kalktım elimi ona uzattım. Elimi sıkıca tutup, benden destek alarak ayağa kalktı. Birkaç adım ileri yürüyüp bulduğumuz ilk ağacın dibine çöktük. Elim ilk önce yakama gitti. Aradığım şeyi bulamadım. Mikrofonum koşarken düşmüş olmalıydı.

"Komutanım, mikrofonum düşmüş." Başını salladı. Kamuflajından telsizi alarak konuştu. "Çipi aldık, iyiyiz." Dedi.

"Tekrar ediyorum; başkanım çipi aldık, iyiyiz."

Bu kez elinden telsizi alıp ben konuştum. "Yalan söylüyor, arkadaşlar. Omzundaki yara derin. Biz geliyoruz. Hemen Türkiye'ye dönmemiz gerek." Telsizden gelen gülüşme sesleri mutlu olduklarını gösteriyordu. Birkaç dakika sonra ise ikimizin de gülümseyerek birbirine bakacağı o cümleyi kurdu Arif başkanım.

"Türkiye Cumhuriyeti devleti sizinle gurur duyuyor."

Telsizi kamuflajına koyup derin bir nefes aldı. "Aferin, ajan. Beklediğimden cesur çıktın." Güldüm. "Eyvallah komutanım."

Gözüm tekrardan omzuna kaydı. "Komutanım, kurşun içerde daha fazla dayanamazsınız. Hızlı olmamız gerek." Ağaca tutunup ayağa kalktı. Bende onunla beraber kalktım. İlk geldiğimiz yolun tersine yanındaki yoldan ilerliyorduk. Yol fazla taşlıydı ve yürümemiz zorlaşıyordu.

"Kolun nasıl senin?" Sağındaydım. Yürüyorduk. Ona bakıp konuştum. "Şuan omzunuzdaki yarayı düşünmen gerek, Komutanım."

Sıkıntıyla bir nefes verdi. "ama ben sana soruyorum, Ajan." Dedi. "Kolum iyi, daha kötü yaralar aldım. Sorun olmadı."

"Kaç yıldır görev yapıyorsun?" Dedi. Teşkilata ilk geldiğim an geldi aklıma. Kimseyi tanımadığım, herkesin birbirine yabancı olduğum zamanlar. "21 yaşında girdim." Sanki daha fazla şey öğrenmek istiyor gibi "Kaç yaşındasın?" Diye sordu. "Yirmi sekiz." Dedim.

"Niye böyle bir görev seçtin? Dosyanda yazılım konusunda çok başarılı olduğun yazıyor. Operasyonel görevler yerine karargahta siber uzman olabilirdin."

Aniden babam canlandı gözlerimin önünde. Heybetli vücuduyla küçük Elfida'yı kucaklayan babam.

"Öyle gerekti." Dedim. Ayrıntı vermemem gerekiyordu. N kadar komutanım olsa da mesleğim olabildiğince gizli olmak zorundaydı.

İSİMSİZ KÜNYEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin