17.BÖLÜM

318 173 25
                                    

1 HAFTA SONRA...
Bir hafta geçmişti koskoca bir hafta artık özgürdüm ,canımı yakan kimse yoktu, aşağılanmıyordum ,hor görülmüyordum, gözlerimi açtığımda o buz gibi yerde uyanmıyordum. Daha doğrusu korkmadan nefes alabiliyordum tehdite uğramadan.
Hala dışarıya çıkamıyordum korkuyordum o poyraz denen adamda beni tekrardan bulursa aynı acıları tekrardan yaşatırsa diye.
Ailemi merak ediyordum her ne olursa olsun ailem de sonuçta beni ne kadar bırakmış olsalar da sevmeseler de kendi canları için beni tehlikeye atmaktan 1 an olsun bile pişman olmayan ailemi yine de özlüyordum.
Ben ve ronia ecelerde kalıyorduk çünkü ronier şehir dışında yaşıyor ben de tehlikeden dolayı gidemiyordum bu yüzden ecelerde kalmaktan başka şansımız yok istemsizce aklıma annem geldi yengem geldi amara geldi onları düşünmek istemiyordum ama aklımdan çıkmıyordu hayat ne kadar acımasız her şeye rağmen söküp atamıyorsun içinden bu nasıl bir lanet seni bırakan birini neden düşünüyorsun ki? 'Kendine biraz saygın olsun' kendi kendime soru sorup duruyorum telefonum yok ronia ve ece'den başka kimsem yok tabii bir de furkan. furkan sonradan aramıza katılmış olsa da sevmiştim furkan'ı onu abim gibi görmüştüm çünkü aynı abim gibi bana sesleniyordu' ufaklık'. Bugün ece'nin doğum günü ailesiyle beraber güzel bir kutlama yapacaklar dışarıda ve ben gidemeyeceğim çünkü gerçekten kendimi çok halsiz hissediyorum başım ağrıyor ve biraz da midem bulanıyor sanırım üşüttüm ya da çok üzüldüğümden dolayı hastalandım emin değilim yatsam geçer sanırım.
Birden ronia'nın içeriye girmesiyle ayaklandım.
AMARA: ne yapıyorsun ronia ya ödüm koptu o nasıl kapı açma şekli ya"
RONİYA: kusura bakma balım ürküttüm özür dilerim furkan'la konuştum da az önce ece için büyük bir sürpriz yapacakmış bunun için bizden yardım istedi"
AMARA: ben de tam bu konu hakkında sizinle konuşacaktım ronia kendimi biraz halsiz hissediyorum ben bu akşamki doğum gününü partisine gelemeyeceğim siz gidin biraz dinlensem toparlarım herhalde"
Birden ronia yanıma yaklaşıp elini anlama koydu, sonra yanaklarıma, sonra boynuma
AMARA: Ne yapıyorsun? ".
RONİYA: Ateşine bakıyorum "
AMARA: ya ben iyiyim sadece biraz başım ve midem kötü durumda ama idare ederim yatsam hiçbir şey kalmaz sabaha beni merak etme vallahi çok iyiyim sen eğlenmene bak"
RONİYA: saçmalamayı kes artık ben gitmiyorum burada seninle beraber kalacağım ya kötü bir şey olursa ay allah korusun hayır hayır kesinlikle gitmiyorum ben buradayım ece anlar zaten durumumuzu hem olmadı furkan'a söyleriz o halleder"
AMARA: asıl sen saçmalama o doğum günü partisine gideceksin ve benimle burada çene çalmayı bırak ve gidip elbiseni seç"
RONİYA: gitmiyorum amara seninle kalacağım"
AMARA: anlıyorum seni ama gerçekten gerek yok uyuyacağım zaten burada boş boş ne bekleyeceksin git eğlen işte bak vallahi gitmezsen seninle konuşmam"
RONİYA" of amara"
AMARA: Anlaştık mı? "
RONİYA : kendinin nasıl kötü hissettiğinde ev telefonundan hemen ara bizi tamam mı"
AMARA: tamam, merak etme "
RONİYA: Ediyorum ama "
AMARA: Etme işte, hadi kalk hazırlan, eceye ve furkana durumumu anlatıtmısın,? "
RONİYA: Tamam sen yat dınlen "
AMARA: Roniyamm seni çok seviyorum, iyiki sen de Ece de varsınız "
RONİYA: Bizde seni çok seviyoruz şapşal gel buraya "
Birden sarılmaya başladık
AMARA: hadi hadi geç kalma seni bekliyorlardır şimdi çok güzel eğlen olur mu ve ece'ye de bu yeni yaşında mutluluk huzur başta olmak üzere daha nice yıllara dileklerimi iletirsin"
RONİYA: Tamam, BB"
AMARA: BB"
Ece'ye ayıp olur ama eve geldiğinde gönlünü alırım biraz bozulacak ama neyse affettiririm kendimi.
3 saat sonra...
Yaklaşık 3 saattir uyuyorum başımın ağrısı az da olsa geçmişti midem de bulanıyordu ama şu an iyi evde tek başıma kaldığım için ürküyordum tabii ama tüm ışıklarımı açık televizyonumda söylüyor korkmama gerek yok değil mi? ' kendi kendime paranoyak oldum ya' .
Karnımın acıktığını hissettim dolaba gittiğimde sandviç yapmaya karar verdim dolaptan çıkardığım domateslerimi yıkadım kaşar peynirimi ince ince doğradım ekmeğimi ikiye yarıp içini boşalttım ve teker teker malzemelerim içine doldurdum peçete ile sardım bir de ece'nin yaptığı portakal suyu vardı ondan da bir bardak doldurdum ve odaya geçtim.
Yemeğimi bitirdikten sonra karnımın ağrısı az da olsa geçmişti ama başım hala ağrıyordu ve midem az da olsa bulanıyordu hemen bir ağrı kesici içtim battaniye kendimi iyice sarıp televizyonun sesini açıp komik bir şeyler açtım ve izlemeye başladım...
30 dk sonra
Reklam arası girmişti ben de o fırsatta tuvalete gidebilirdim ayağa kalktığımdabaşımın dönmesiyle kendimi yerde bulmam bir oldu zar zor ayağa kalktım ve su içtim saate baktığımda epey geç olmuştu acaba ne zaman gelecekti eceler.
Işimi bitirdikten sonra tekrardan salona gittim ışıkların kapanmasıyla korku ile etrafıma baktım ışıklar tekrardan açıldı kalbimin üst üste çarpması beni ürkütüyordu sesi kulaklarımdaydı.
Pencerelerden bir yansımanın geçtiğini gördüm karanlık olduğu için neye benzediğini anlayamadım.
Korkan bedenimle kalakalmıştım ne gidebiliyordum ne kalabiliyordum korku zirve yapmıştı.
Işıklar yanıp sönüyordu o an korkudan bayılabilirdim evin sigortaları dışarıdaydı yani biri dışarıdan ışıkları kapatıyordu bunu kim yapabilir neden yapsın?
Korku tüm bedenimi işgal etmişti titrek adımlarla kapıya doğru yanaştım kısık olan sesimle konuşmaya başladım
AMARA: Ki.. kim, kimsiniz?
Ses yoktu bir danışıkların kapanmasıyla bağırdım.
AMARA: ış..ışıkları aç! , ışıkları kapama açç! , korkuyorum lütfen aç "
Kendi sesimde boğulmuştum dışarıya çıkamıyordum kapının ardındaki kişinin benden ne istediğini bilmiyordum belki de öldürecekti ?ama neden kimseye bir şey yapmadım ki ben ?neden bu lanet bir türlü yakamdan düşmüyor?.
Karanlıktan korktuğumu bilen biri olmalıydı kesinlikle yoksa ışıkları kapatmazdı.
Işığın tekrardan yanması bir nebze olsa rahatlatmıştı beni, çok erken konuştum galiba tekrardan kapattı ve kafayı yemek üzereydim
AMARA: ne istiyorsun benden?ben sana ne yaptım uzak dur benden ışıkları aç lütfen"
Hemen koşup ev telefonundan furkan'ı aramam gerektiğini düşündüm karanlıktan dolayı hiçbir şey görmüyordum ama ayın ışığı bir nebze olsa bile salona aydınlatıyordu furkan numarasını hatırlamıyordum çekmeceye girip isim rehberine baktım lanet olsun karanlık olduğu için hiçbir şey gözükmüyordu defteri biraz daha kaldırdım sonunda göre büyümüştüm hızlı hızlı numarayı çevirdim kulağıma dayadım ve tam konuşacakken bir elin kulağımdaki telefonu alıp duvara fırlatmasıyla irkildim.
Arkama döneceğim sırada beni saçlarımdan tutup yere fırlatması 1 oldu acıyla bağırdım salonun karanlığı yüzünden hiçbir şey göremiyordum
Birden nefes alamadığımı hissettim çünkü o pis şeyin elleri boğazımdaydı ve sıkıyordu onu itmeye çalışıyordum ama olmuyordu çok güçlüydü göğsüne defalarca vurdum ama işe yaramıyordu boğuluyordum nefes alamıyordum öleceğimi hissettim....

Evett arkadaşlar bir diğer bölüm bomba gibi gelicek.
Oy ve yorumlarınız bekliyorum.
Kendinize iyi bakın görüşmek üzere BB
🍒

SÜRGÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin