1.1 | The first night

2.6K 187 62
                                    


Öncelikle herrkese selaamm! Birkaç şey söylemek istiyorum bu bölüm hakkında çünkü "Neden Kerem başrol değil?" ya da "Kerem'le olsunlar" gibi çok yorum alıyorum ve bu bölümün yorumlarını da az çok tahmin edebiliyorum. Öncelikle bu bir yasak aşk hikayesi. Kimseye zararı olmayan, soft bir ikili yazmıyorum. İnci'nin bu konudaki düşüncelerini ve kendisiyle ilgili fikirlerini de okuyoruz zaten. Gurur duymuyor ama bazen bazı şeyler böyledir. Barış ve İnci, bir aldatma hikayesinin baş rolü bu yüzden bu bölümde yaşanacakları zaten bildiğinizi ve herkesin buna göre tepki vereceğini düşünüyorum. Sizi seviyorum, öpüyorum. ❤️


2022.

"Kerem burada mı?" diye sordum onu karşımda görür görmez. Hızla içeri daldığım için müsait olup olmadığını bile sormamıştım. "Evde kız falan yok değil mi?" dedim korkuyla. Kafası karışmış gibi bana bakıyordu.

"Ne?" diye sordu. Üzerinde beyaz bir tişört vardı ve kıstığı gözlerini ovarak hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. "Saat kaç farkında mısın? Uyuyordum. Niye alacaklı gibi çalıyorsun?"

"Özür dilerim." dedim büyük bir pişmanlıkla dudak büzerek. "Kerem'le kavga ettik. İki saattir ulaşamıyorum, buraya gelmiştir diye düşünmüştüm."

Yüzünde alaycı bir ifade belirdi. Tişörtünün eteklerini kavrayıp üstünden çıkardı ve yatak odasına doğru yürüdü. Bir şey demediği için ben de arkasından yürüdüm. Kendine dolabından siyah bir tişört çıkarmasını izlerken, "Bir haftada üç kavga biraz fazla değil mi?" diye sordu.

Kapıya dayanarak iç çektim. "Bana da bir tişört versene." dedim ona doğru yürürken çünkü üzerimdeki elbise yüzünden oldukça üşümüştüm. Uzattığı tişörtü elbisemin üzerine geçirdim. "Bacakların da üşüyor mu?" dediğinde başımı iki yana sallamıştım.

"Bu sefer kesinlikle ben haklıyım." dedim arkasından salona doğru yürürken. "Kıyafetime karıştı. İnanabiliyor musun? Üstümdeki elbise için yaptı bunu. Şok olduğum için düzgün cevap veremedim bile. Çekti gitti."

Dönüp elbiseme kısa bir bakış attı. "Güzel elbise." dedi alayla. "Kerem yok ama istersen ben de arayayım."

"Boşver." dedim surat asarak. Ne de olsa beni geri arayacaktı. "İçecek bir şey var mı?"

"Kızım şunu sormayı kessene." dedi sert bir şekilde. "Sporcuyum ben."

"Ama benim için hep bir şeyler bulunduruyorsun Barış." dedim tatlı tatlı. "Bira?"

Gözlerini devirerek salondan çıktı. Buzdolabında bira olduğuna ve sadece benim için aldığına emindim. Kerem'in asla yapmayacağı bir şeydi. Barış beni yanıltmadı ve saniyeler sonra elindeki şişeyle tekrar içeri girdi. "Olaya yeni ayıldım." dedi şişenin kapağını önümde açıp bana uzatarak. Sonra yanıma oturdu. "Kıyafetine karışmaması lazım gerçekten."

"Farkındayım." dedim. "O yüzden büyüttüm ya zaten."

"Büyütmene şaşırdım. Normalde seni sindiriyor. Sevdiğin birine bunu yapmaman lazım."

"Sinmiyorum." dedim başımı iki yana sallayarak. Ne kadar doğru olduğu tartışılırdı ama Barış bundan nefret ettiğini zaten defalarca söylediği için üstelememe gerek yoktu. "Sadece çoğu zaman haklı olduğunu düşünüyorum ve susuyorum. Ama bugün kesinlikle değildi."

"Muhtemelen değildi." diye onayladı beni. "Geçen gece maça gelmeyip bizimkilerle buluştun diye kızmakta da haklı değildi. O aptalların takvimine uymanın ne kadar zor olduğunu bilmiyor. Ayrıca maçı kaybetmemizi senin gelmemene bağladı ama mal gibi goller kaçıran kendisiydi."

Blamed | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin