Yunan mitolojisine göre 4 büyük krallık vardır. Ateş, Su,Hava ve Toprak krallığı olmak üzere ikiye ayrılır.
Toprak krallığına mensup olanlar yeri sarsacak derecede depremler yaratıp, insanları toprakla boğabilir.
Hava krallığına mensup olanlar nefes alan her canlının nefesini keserek onları öldürebilir ya da bir tsunamiyle onları savurabilir.
Su krallığına mensup olanlar insanların vücutlarını kontrol edebilir. Daha doğrusu vücutlarında ki suyu kontrol edebilirler.
Fakat Ateş krallığına mensup olanlar çok dik başlılardır. Ne onlar güçlerine itaat eder nede güçleri onlara...
Ateş krallığı kana hükmeder ve acımasızlardır.
Bu yüzden onlardan merhamet dilenecek duruma gelmemeniz gerekir...🔥💧🌪☄️
Gözüme gelen ışıkla rahatsızca yerimde kıpırdadım. Saatin kaç olduğuna bakmak için elimi komidine doğru uzattım fakat elim boşluğa düştü.
Anlamazca kaşlarımı çattım. Benim komidinim hep yatağımın yanında olurdu. Gözüme ışık gelme ihtimali yoktu çünkü benim perdelerim hep kapalı olurdu.
Hızlıca gözümü açtım ve yerimde doğruldum. Burası benim odam deildi.
Kaçırılmıştım.Gözlerimi odada gezdirdim odada ki herşey beyazdı. Bakışlarım cama kayınca orada birisi olduğunu fark ettim.
"Kimsin sen? " yavaşça bana doğru döndü. Açık mavi gözlere ve açık kahverengi saçlara sahipti.
"Öncelikle tanışalım. Ben Dora"
Hemen yataktan kalktım.
"Arkadaşım nerede?""Arkadaşın da yeni uyanmış hadi onların yanına gidelim. Sonra herşeyi anlatıcam "
"Sana neden güveneyim "
"Eğer sana birşey yapmak istesem çoktan yapmıştım "
Kapıya doğru yürüdü ve odanın kapısını açtı. "Beni takip et "
O yürümeye başlayınca bende arkasından onu takip ettim. Koridorlar tam bir sarayı anımsatıyordu.
Büyük bir kapının önüne gelince durduk,kapının iki yanındaki adamlar kapıyı açtı. Aynı muhafızlara benziyorlardı.
Kapı açılınca içeriye girdik. İçeride iki tane büyük taht vardı.
Galiba Osmanlı döneminde ki Bizans imparatorunun sarayındaydım.
Bu düşünceme kıkırdadım.Ben gülünce tüm bakışlar bana döndü.
Odada ben hariç 10 kişi daha vardı.Ay bide ben geçmişe ışınlanıyormuşum ve kötüler bilgi almak için beni dövüyorlarmış. Aklımdaki seneryoyla kahkaha attım.
Lan bide burda prens falan varmış beni zorla onunla evlendiriyorlarmış. Osmanlı döneminde berdel kurgusu.
Aklıma gelenlerle gülmem daha da şiddetlendi. Bir yandan gülüyor diğer yandan da elimi karnıma bastırıp nefes almaya çalışıyordum.
"Neden gülüyor o " beni getiren kadının dediğini duymuştum. Ama gülmekten konuşamıyordum.
"Aklındaki düşüncelere " gülmem durdu.
"Sen nereden anladın?" Neden güldüğümü kendi çapında açıklayan kişiye baktım. Sarı Saçlı ve mor gözlü bir erkekti.
"Yalnız lensler yakışmış "
"Gözlerim lens deil"
"Aynen kanka büyücüsün ya sen gözlerin mor " odanın kapısı açıldı.
Oda da deil bizim evin alanı büyüklüğünde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİ HİSSETMEK
FantasyFantastik bir kitap düşünün. İçinde 6 tane büyük krallık olduğunu. Lordların ve Varislerin olduğunu. Bu kitap diğerlerinden daha farklı. Çünkü bu kitapta kullanılan isimler dünyalı isimleri. Tüm Varisler Lordlarının yanında olmasına rağmen Ateş Var...