Odaya geldiğimizde saat zaten erkendi. Bahar yaklaşık iki saat uyumuş,bende bu başımıza gelenleri düşünmüş ve ne yapmamız gerektiğine karar vermiştim.
Eğer güçlerimiz varsa ki ben kendim de hiçbir değişiklik hissetmiyordum. Kontrolü öğrenip sonra dünyaya dönecektik. Benim orada bir hayatım vardı. Bırakamayacağım türden.
Bahar uyandığında ona bu planımdan bahsetmiştim. O da bu planımı olumlu karşılamıştı.
Sonra canımız sıkıldığından getirdikleri eşyalarımızın arasından pişti çıkarıp oynamıştık. Tüm eşyalarımız buradaydı.
Hatta odamdaki abur cubur zulası bile.Galiba eşyalarımı sihir yoluyla toplamışlardı. Biz pişti oynarken kapı çalmış ve bir kız gelip yemek vakti olduğunu söylemişti. Ama biz yemek yemeye inmemiştik.
Çünkü buradakileri tanımıyorduk. Karnımızı benim yemek zulamla doyurmuş sonra da ne yapacağımızı konuşmuştuk. Gece olunca üzerimizi değiştirip yatağa girmiştik.
Bahar'ı yine yanımda yatırmıştım. Çünkü buradakilere güvenmiyordum.
Gece boyunca uyumamış ve sabahın olmasını beklemiştim.Sabah yine kapı çalmış ve yine dilun Gece gelen kız bizi arenada beklediklerini konuşma yapacaklarını söylemişti. Normalde uyuyor olsam beni hiçbir güç uyandıramazdı. Fakat uyanıktım.
Zaten Bahar'da uyanmıştı. Şimdi ise üzerimizi değiştiriyorduk. Parfümümüde sıktığımda hazırdım.
Arkamı döndüğümde onunda üzerini giydiğini gördüm.Ben altıma buz mavisi bir kot şort, üzerime ise beyaz bir tişört giymiştim.
Bahar ise buz mavisi mini etek giymiş üzerine ise yine benimki gibi beyaz tişört giymişti. Bu tişörtleri ortak almıştık.Arkalarında sonsuzluk işareti damgası vardı. Yanına gittim ve yanaklarını sıkmaya başladım.
"Oy oy çen ne kadar tatlı oldun"
Kafasını sağa sola sallayıp elimden kurtulmaya çalıştı. Bu haline kahkaha attım ve ellerimi bıraktım. Koluma bir tane geçirdi.
"Pislik"
Aklıma gelenle masaya doğru ilerledim ve gözlüğümü aldım. Miyoptum ve uzağı göremiyordum.
Gözlüğümü gözüme taktıktan sonra ona döndüm ve "Hadi gidelim " dedim.
Yanıma geldiğinde onu kolumun altına aldım ve odadan çıktık. Yine dün ki arenaya doğru yürümeye başladık.
Bahçeye çıktığımızda yine bütün gözler Bizi bulmuştu.
"Bizim onlara böyle bakmamız gerekirken onlar niye bize böyle bakıyor"
Bahar bu konuda haklıydı. Çünkü aralarında iğrenç bakışlarıyla bizi süzenler de vardı.
"Bunlar mağaralarından yeni çıkmış. İnsan görmemişler ya hiç merak ediyorlar. Şunlara baksana hep bir tetikteler sanki onları yiyeceğiz "
Bu dediğime ikimizde güldük. Arenanın önüne geldiğimizde kimse yakınımızda durmuyordu. Galiba gerçekten bizden korkuyorlardı.
"Evet şimdi bizi buraya neden topladınız diyeceksiniz hemen açıklayayım. Hem aramıza yeni arkadaşlarımız katıldığı için "
Eliyle bizi gösteren Eros'a boş boş baktım.
"Hemde sizin tekrar kendinizi daha iyi geliştirebilmeniz için. Bugün ormanda yaşam etkinliğimizi tekrarlayacağız "
Kalabalıktan itiraz dolu sesler çıkıyordu.
Kimileri sırf bizim için böyle birşey yapmak istemediklerini söylüyordu.
Eros'un konuşmasıyla sesler kesildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİ HİSSETMEK
FantasyFantastik bir kitap düşünün. İçinde 6 tane büyük krallık olduğunu. Lordların ve Varislerin olduğunu. Bu kitap diğerlerinden daha farklı. Çünkü bu kitapta kullanılan isimler dünyalı isimleri. Tüm Varisler Lordlarının yanında olmasına rağmen Ateş Var...