Sonsuzluk.. Nasıl bir şeydi acaba?
Adsız beni, geçen 9 yılda her gün durmadan eğitmiş,benden bir ölüm makinası yaratmıştı. Geçip giden yıllarda tamamen duygularımı yok etmiştim. Sadece merak vardı birazcık içimde kalan .
" Adsız artık son zamanlarımız bu yüzden artık gerçekleri öğrenmek istiyorum" ona dönüp söylediğimde bakışlarını kaçırmıştı benden.
" Evet sana bazı şeyleri farklı anlattım kızım,öyle olması gerekiyordu o zamanlar." Devam etmesi için sustum. Oda yüzüme bakıp konuşmasını sürdürdü. " Gülce, senin annen bir insandı bunu biliyorsun zaten. Baban onu görür görmez aşık olmuştu. Yada kurtların demesiyle ona mühürlenmişti. Annen de aynı şekilde ama o bir kurt olmadığı için bu bağı kabul etmeye bilirdi." Gözünden birkaç damla yaş süzüldü. Annem için ağlıyordu. Elinin tersiyle sildi gözyaşlarını.
" Ona çok yalvardik vazgeçmesi için ama ne beni dinledi nede seni büyüten babanı yani dayını." Ah işte şimdi başlıyor hayatım. Daha nekadar sasirabilirim ki.
" Ben de çok acı çektim kardeşimi sana doyamadan kaybettigim için." Benim dayım di Adsız.elini sıktım destek olmak için ama o annemi hatırladığı için çok acı çekiyordu. " O kadar çok annene benziyorsun ki. Onun gibi sapsarı saçların,ela gözlerin kendine has bir havan var.seni görse gurur duyardı emin ol."
"Akça, babanı seçti. Biliyordu kısa bir hayatı olacaktı. Ama mutlu ölmek istedi." Nekadar duygularımı kaybetsemde içim kor alevlerle kaplandı. Bir kerecik görmek isterdim onu. Kokusunu duymak isterdim.
" Baban ile evlendiler ve ikinci yıllarında sana hamile kaldı annen. Ben onu yalniz bırakmamış, onunla Ataman beyin klaninda yaşamaya başlamıştım. Seni bir kere kucağına aldı ve ilk ve sonkez sarıldı sana. Bize emanet etti seni. Biliyordu babanın düşmanı çoktu. Babandan ayrilman gerektiğini biliyordu. O gece yapılan baskında, baban çok ağır bir yara almıştı.esinide kaybettiği için güçsüzlüğü vardı zaten." Onu sanki bir masal anlatıyor gibi dinliyordum.
" Babam nasıl biriydi dayı?"
Ona ilk kez babamı sormuştum ve dayı demiştim, şaşırdı tabii.
" Baban çok iyi ve adil bir liderdi kızım, anneni çok seviyordu onu hiç üzmedi. Seni de çok sevmişti ama ayrılmanız gerekiyordu." Derin bir nefes alıp devam etti.
" Baban da seni bize emanet etti. Seni çok sevdiğini bilmeni istedi. Ve hayatının sırrını açıkladı seni kucağıma verirken. Sen çok özelsin diğerleri gibi kurt olarak dünyaya gelmedin. Ölünceye kadar insan olacaksın." Sorularım vardı ilk defa.
" Ölünce beni nasıl bir hayat bekliyor dayı peki?"
" Kızım, baban bana kendi rizanla öldüğünde tekrar dünya ya geleceğini ama hem insan hemde kurt olabilecegini söyledi." Gözlerini kaçırdı benden. başka bir şey daha vardı bence.
" Sen ölünce 100 yıl sonraya uyanacaksin kızım." Nasıl olur ozaman sevdiğim, tanıdığım kimse kalmaz ama. Ben ne yapacağım şimdi?Mühür mü demişti o. Ben bu kelimeyi bir yerden hatırlıyorum sanki. Tabii ya babamda annemle mühürlenmişti. Dayım bana kurtlara özgü bir bağ olduğunu söylemişti. Ben bunu nasıl unutmuşum bunca yıldır.
Zaten şu zamanlar eski hayatim geliyordu gözümün önüne. Siyah kurtla beraber gömdüğüm duygularım çıkıyordu yüzeye.
Kafamı topladım. " Hadi seni bekliyorum" dedim. Kararlı duruşumu görünce kafasını salladı işte başlıyoruz dedim kurduma.
Önce siyah tüyleri çekildi vücudundan. Sonra elleri ve ayakları insan formuna döndü. Bu değişimi bende yaşıyorum ama karşımda ilk defa dönüşen bir kurt görüyordum. Gözlerimde gördüğü beğeni onu güldürdü. Ama ben şimdi gülmüyordum. Karşımdaki insan, vücudu mükemmel olan insan , ona cekildigim onu cok özlediğim insan, ondan ölümüne nefret ettiğim insandı.
En son başkanın orda görmüş,kacmistim ondan konuşmamak için. Sonra siyah kurtla olan olaylar yüzünden onu aklimdan tamamen çıkarmıştım.
Bugün gerçekten de duygu geçişi vardı beynimde. Karşısinda durmuş ona bakıp duruyordum. Bir an ona yaklaştım ve içimdeki özlemle ona sarıldım.kokusu evet o Togay di. Başımı boynuna gömdüm ve alabildigim kadar kokusunu burnuma çektim. Demek kokusunu benden gizlemisti. Onu tanimami istememişti.
Sonunda oda dayanamadı beni sıkıca sardı kaslı kollarıyla. " Ben sensiz bir hiçim Gülcem..." Diye fısıldadı kulağıma.
İşte o an, o an gözlerim açıldı.ondan uzaklasabildigim kadar uzaklaştım.gozleri doldu bırakmak istemiyordu beni. Var gücüm ile vurdum suratına. Yüzü neredeyse parçalanacak kadar olmuştu. Gözlerim mi kırmızı görüyordu yoksa Togay in kanı mıydı bu kırmızılık.
Acımasız olmalıyim.Duygusuz olmalıyım. Diye tekrar tekrar hatırlattım kendime. Nerdesin kurdum? Niye sesin çıkmıyor? Şimdide kurduma küfürler sıralıyordum. Kabul etmek istemiyorum diye dolanıp duruyordum odanın içinde.
Ayaklarım benden habersiz yere çöktü.dizlerimi kollarimla kendime çektim.Gozlerimi acamiyordum. Sakinleşmek için uğraşıyordum ama çok zordu bu durumda.
Karşımdaki hiç kipirdamiyordu. Adi herif...
" Gülce,beni dinle kendimize gelmemiz gerekiyor.ona bir şans verelim anlatması için" ah kurdum geldi. Tamam kalk kızım yerden anlatsın bakalım sonrada burdan çekip gidelim dedim.sanirim deliyordum çünkü kahkalarla gülüyorumdum. Kafamı kaldırdım yerden. Ayaklarını gördüm ilk, yavaş yavaş kaldırdım gözlerimi. Ah onu görmesem daha iyiydi. Karşımdaki tam bir erkek ti.
Çabucak gözlerimi gözlerine çıkardım. O uğruna canlar alacağım gözleri,beni kendine çeken yesilleri gördüğüm de içim sızladı. Gözlerinden yaşlar durmadan akıyordu. Bense ona içimdeki bütün nefretle bakıyordum.
" Tamam seni dinlicem ama sonra çekip gidicem" dedim. Yemin ederim o küçücük umuda tutundu gözleri ve parladı.
Kendine geliyor gibiydi oda. Arkasını dönüp yatağın altından bir eşofman altı çıkarıp altına geçirdi.
İçimde ki kurt üzüldü tabi bu duruma.
Ayağa kalkıp karşına geçtim. seni dinliyorum gibisinden ona baktım. Oda anlamış gibi dibime kadar geldi. " Gülcem sana aşığım seni çok seviyorum sonunda seni buldum. Biliyordum benim biricik eşim sensin bunu çok öncelerden anladım." Mühür olayını anlatıyordu bana.
Bense onun çocuklarını ve çocuklarının annelerini anlatmasını bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLCE
WerewolfBu artık canımı sıkıyordu.Ona karşı kalbimde sıcacık bir şeyler oluyordu.Gözlerine baktığımda ayaklarım yere degmiyordu sanki. Aşk miydi bu? Onu tanımıyor,kim olduğunu bilmiyordum, insan olarak nasıl biri olduğunu bile bilmiyordum. Sadece karşımdaki...