TOGAY

31 1 1
                                    

  ... Ölüp yeniden dirilmeme sadece bir yıl vardı artık. Eğitimlerim bitmişti tamamen kendimi hazır hissetmeye başlamıştım. Beni üzen, ben uyandığımda tüm tanıdığım insanlar ölmüş olacak. Bu sanki kimsesiz yabancı bir dünya ya gözlerimi açmak gibi bir şeydi benim için.
  Adsız dayım bana destek olmuş beni hayata bağlayan bir zincir görevindeydi bunca yıl.
   Kendime ne kadar hatırlatmak istemesemde o da olmayacaktı yeni dünyam da. Onu sonkez görmek için deliriyordum sanki.
  Bir veda etmem lazım evet evet bir veda etmem lazım ona. Kendimi onu görmek için avuttugum bir yalandı bu aslında.
   Uzun uğraşlar sonunda onu ve yaşadığı yeri bulmuştum. Uzaktan izledim bir kaç gün onu. Gözlerinde bir yorgunluk hissi vardı sanki.
  Onu habersiz izlediğim yine bir akşam evine doğru gidiyordu. Bende arkasından tabii. Kapıyı çaldı ve bekledi. Kapıyı 5-6 yaşlarında minik bir kız çocuğu açtı. Acaba bir akrabasimi diye düşünürken, miniğin arkasından annesi olduğunu anladığım güzel ve hamile bir kadın yaklaştı kapıya. Ben salak Gülce tabi ilk başta anlayamadım bu kadının kim olduğunu.
   Kadın Togay i kapıda yüzünde gülümseme ile karşıladı. Togay da onu kendine çekip dudaklarına yapıştı.  O an anladım ki Togay kendine bir hayat kurmuştu. kalbim sanki tamamen parçalanmış,yerlere savrulmuştu. Elim ayağım birden tutmadı ve kendimi karanlıga bıraktım.
   Yüzümde minik eller dolaşıyordu.cok güzel bir kokusu vardı bu minik ellerin. Bir an nerde olduğumu anladım ve gözlerimi sonuna kadar açtım . Tam karsimdaydi. Gözleriyle benden binlerce kez özür diliyordu sanki.  Yanında o kadın vardı. Herşeyi, herkesi parçalamak istedim o an. Beni durduran o minik kızdı.
  Kadın bana endişe ile bakıyordu. " 1 saattir baygın sın. Senin için endişendik.ve seni evimize getirdik.korkma sana bir zararımız olmaz bizim" ne diyorsun der gibi baktım suratına.
  "Ben Ela, bu eşim Togay. şimdi bizim evimiz de güvendesin." Ah evlenmiş bir ailesi var,seni unutmuş Gülce.
  Aklım tamamen yerine gelmişti artık. Daha fazla kalamazdim burada.kalirsam hiçte iyi şeyler yapmayacaktım.   Arkama bakmadan burdan gitmem gerekiyordu.
  Son kez dedim son kez gözlerine bakayım.baktigimda gördüğüm yüzüne düşen birkaç gözyaşı olmuştu.
  " Seni çok seviyorum Togay" içimden ona söylediğim,onun hiç duymadığı son sözlerimdi ona.
   Koşarak kaçtım ordan. Arkamda bana yetişmeye çalışıyordu, biliyordum. Ona döndüm durupta.
  "Gülce sana sonkez sarilmama izin ver ne olur" diyordu bana. Hiç bir şey söylemedim sadece baktım ona ve arkamı dönüp hızla kaçtım ordan ve ondan.
   Ne demişti Adsız dayım kendi rizanla öldüğünde tekrar dünya ya gelecektim. Belkide bunu daha fazla gecikmeden yapmam lazımdı. Belki ozaman geçmişimi tamamen unuturdum.
   Ayaklarım beni uçurumun kenarına getirdi benden habersiz. Hadi kızım yapman gerekeni yap ve herkesin hayatından defolup git.  Ve kendimi boşluğa ve bilinmezlige bıraktım..


Senin gördüğün o minik benim kızım değildi Gülcem.o kadın benim karımdı ama aramızda hiç bir şey yoktu. Onları ozamanlar bende birkaç aydır tanıyordum. Zor durumda olan bir kadına yardım etmek için evlenmistim onunla.
  Benimde cikarlarim vardı tabii. Herkes senden ümidimi kestigimi, seni tamamen unuttuğumu düşünmeliydi. Kahretsin ben ne acılar çektim yokluğunda ama yine de senin için katlandim. Seni terkettiğim zamanları hatırlıyorsun dimi güzelim. O zamanlar köyümüze bir baskın yapılmıştı. Baban yani dayın seni ordan uzaklastirmam için bana yalvardı. Bende senin yaşayabilmen için kabul ettim. Kahretsin elimden başka bir şey gelmiyordu. Küçük ve toydum Gülcem...
   Senin gibi benim hayatımda bir yalanmış meğer.Adsız beni buldu ve benim aslında kim olduğumu anlattı. İnanması çok zordu ama gerçek buydu.
  Ben senin babanın düşmanının oğlu ve tek varisiyim Gülcem. Adsız beni intikam için kaçırmış ve aile bildiğim insanlara vermiş.ben bunu maalesef seni kaybettikten sonra öğrendim.
   Senin benden uzakta güzel bir hayatın olsun diye ben senden sevdamdan vazgeçtim. Benim kalbimi dağladı bu olanlar ama senin için katlandim.
  Sen ölünce bende öldüm Gülcem. Bilmiyordum gerçekten bilmiyordum tekrar hayata döneceğini. Seni ellerimle mezara koydum ben. Kalbimi de seninle gömdüm ve intikamim için yaşadım sadece.
   Gerçek ailemi buldum ve onları paramparça ettim. ama o elimden kaçtı, Babam elimden kaçtı hala peşindeyim.
   Senin ölümünden sonra Adsız çıktı karşıma yıllar sonra. Belkide ölmeden önce bana seni vermek istemişti. 100 yıl dedi Gülcem 100 yıl. Senin için 100 yıl değil 1000 yıl da olsa beklerdim ki bekledim.
   233 yıl oldu seni sonkez gördüğüm.sensiz acılarla geçen çok uzun yıllardı. Nasıl dayandım, bilmiyorum. Seni çok uzun zamandan beri arıyorum.
   İzine ulastim ama hala senin oldugun belli degildi.
  Cekimlerin olduğu günü hatırlıyor musun o gün çıktım karşına. İçimde bitmek üzere olan son umutlarla.
   Sendin Gülcem.. sendin hayatım..
Sen hayal sandın beni.birakip gittin ya ozaman o umutlarda öldü içimde. Unutmuş beni dedim tekrar bulaşma ona kötülüğünü bulaştırma dedim ama artık dayanamıyordum. Sensiz yaşayan ölü gibiydim.
  Başkan a ulaştım ve bana bir mektup verdi. Çok uzun zaman önce yazılmış. Adsız yazmış ve gerçekleri anlatmış sana verilcek bir mektup var başkanın elinde.
  Ne olur benden gitme artık Gülcem. Artık sensiz bırakma beni...

Gözyaşları ile anlattı bana geçmişi.inanmalimiyim bilmiyorum herşey çok fazla geldi çok ağırdı gerçekler. Yalnız kalmam lazım benim. Düşünmem gerekiyor herşeyi. Ona nekadar kızgın olursam olayım ondan gitmek istemiyorum. Ama gitmek zorundayım onu bu anlattıklarınla affedecek değildim.

Gözleri gözlerimden bir an olsun ayrılmıyordu" gitmem lazım Togay,bana biraz zaman tanı bunlar hemen kabul edeceğim şeyler değil." Yalvaran gözlerle onayladı beni ve ben onu birkez daha ardımda bırakarak ordan uzaklaştım.

                     GÜLCE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin