Gün ışığı yüzüne vururken, hafifçe gözlerini araladı Gürkan. Kolunun altında kafasını göğsüne koymuş yavru kuşunu görmesiyle, eğilip saçlarının kokusunu içine çekerek küçük öpücükler kondurdu.
Sevgilisinin haraket ettiğini fark edince, kısık sesle gülmeye başladı. "Demek uyuma taklidi yapıyordun ha?"
Fyodor, huysuz şekilde kafasını kaldırıp adamın dudağına sıkı bir öpücük kondurdu. "Biraz daha şurda uyumak istedi ben" diyerek elini Gürkanın göğsüne koydu.
"Bunun için taklit yapmana gerek yok ki, yavrum" bu sefer Gürkan onu kendisine çekerek dudağına yapıştı.
Bir süre öylece öpüşürken, sessizliyi bozan şey sarışının karnının guruldaması olmuştu. Gürkan onu dikkatlice kendinden ayırıp, burununa hafif öpücük kondurdu.
"Hadi kahvaltı yapalım güzelim"
"Tamam sen bana söyle ne istiyor, ben onu hazırlicak"
Gürkan yataktan kalkarak, kafasını olumsuz anlamda salladı. "Bu gün kahvaltıyı ben hazırlayacağım, bakalım sen benim elimin lezzetini beğenecek misin"
Fyodor, hevesli şekilde 'tamam' anlamında kafasını sallayarak, öküzünün yanağına öpücük kondurup banyoya gitti. Bu sırada, Gürkan mutfağa doğru irelileyip, buzdolabını açarak incelemeye başladı.
Gerekli malzemelerin olduğunu gördüğünde, sırıtıp her şeyi tezgaha koydu. Kendisinin de çok sevdiği menemen hazırlayacaktı sevgilisine. Hiç zaman kayb etmeden soğlanları küçük şekilde doğramaya başladı. Ardından tavayı ocağın üzerine koyarak, üzerine yağ gezdirdi. Soğanları tavanın içine koyup, sonra da doğradığı domates ve biberleri üzerine attı. Bir kaç dakika daha öylece tavayı salladıkta, üzerine iki tane yumurta kırarak son dokunuşları yaptı.
15 dakika sonra, yemek hazır olunca ocağın altını kapatıp, menemeni iki ayrı tabağa koydu. Ardından ekmeği doğrayıp, bardaklara çayı doldurunca her şey hazırdı. Hazırladığı masaya gururlu şekilde bakıp gülümsedi.
"Fedya, hadi gel kahvaltı hazır"
Gürkanın sesini duyar duymaz Fyodor, annesinden geri kalmamak için koşan minik civciv gibi hızlıca mutfağa geldi. Burnuna gelen kokuyla, gözlerini kapatıp derin iç çekti.
"Askim çok güzel kokuyor, ne hazirladi sen?"
Gürkan, oğlanın bu haline gülümseyerek sandalyeyi çekip, onu masanın karşısına oturtdu. "Yavrum bu günki menümüz menemen, hadi tadına bak. Bakalım beğenecek misin"
"Ne? Nemenen mi? bu nasil yemek ismi?"
Adam duyduğu şeyle, kendisini tutamayıp büyük kahkaha patlattı. "Fedyacığım nenemen değil, menemen bu"
Fyodor, gözlerini devirerek ayağa kalkıp çekmeceden çatal aldı. Tam yiyecekken, çatalın elinden alınmasıyla şokla karşısındaki bedene baktı. "Hoop orda dur bakalım hele, bir menemeni çatalla yemek hakarettir sevgilim"
Gürkan bunu deyip, ekmeği eline alarak büyük parçasını kopardı. Ekmeği güzelce menemene bandırıp tümünü ağzına attı. Ağzındaki lokmayı yutmadan konuştu. "Menemen böyle yenir aşkım"
Sarışın gözlerini adamdan alamazken, aniden ağzına ekmek sokulunca kendine geldi. Güç bela büyük lokmayı çiğnerken gözleri yaşla dolmuştu. Karşısındaki beden de gülümseyerek, yanakları tombullaşmış oğlana bakıyordu.
"Aferin tosunuma, güzelce çiğne yoksa boğulursun"
Fyodor, ağzındakini yuttuğunda yemeyin tadını şimdi alacak ki, hayran olmuş şekilde Gürkana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalinka | gay
Teen FictionAylar önce öylesine indirdiği Tinder'dan aldığı mesajla hayatının değişeceğini nerden bilebilirdi.