Tam tamına 3 haftadır konuşmuyorlardı. Bu süreçte Gürkanın kaç kez mesaj attığını, kaç kere farklı numaralardan aradığını unutmuştu bile sarışın çocuk. Şimdi yine son haftalarda olduğu gibi yatağına uzanmış beynindeki düşüncelerle başa çıkmaya çalışıyordu.
Sevgilisinin o sözleri bile isteye söylemediğini biliyordu ama içindeki kırgınlığı da bir türlü geçiremiyordu. Her gözlerini kapattığında o malum cümleyi iliklerine kadar hissediyordu. Zaten üzüldüğü kısım kendi babası değildi ki...sarhoş olup, onları aşağılayan adamı kafasına takmıyordu bile. Fyodor'un tek anne-babası Sashaydı ve belkide o kırıcı cümleyi ablasına hitaben algılamıştı.
Ama buna rağmen affedecekmiydi Gürkanı? Tabii ki, edecekti. Bir kere hayatının baş köşesine almıştı koca adamı ve daha da bırakamazdı onu. Hem bırakmak istese bile, Gürkan asla izin vermez üstelik yanına gelip kendisini Türkiyeye kaçırırdı.
Bu işe son qoyulması gerekiyordu ama nasıl olacaktı? Fyodor'un kendisi de bilmiyordu. Nihayet, bu düşünceler onu delirtmeden bir süre dışarıda oyalanmaya karar verdi. Bu yüzden yataktan çıkarak dolapın karşısında durdu. Baharın gelmesine bakmayarak Moskova'da hala ara sıra kar yağıyordu.
Üzerine çok kalın olmayan kiyafetlerini giyip kapıya doğru ilerledi. Son olarak botlarını ayaklarına geçirerek evden çıktı. Yüzüne vuran serin rüzgar ile gülümsedi iyi hissetmeye başlamıştı bile.
Biraz yürüdükten sonra, Gürkanla birlikte gittikleri parka adımladı. Banklardan birine oturur oturmaz telefonuna bir kaç bildirim ve aynı zamanda arama geldi. Bunun yine Gürkan olacağını düşünürken, aramanın Sashadan olduğunu gördüğünde hiç tereddüt etmeden telefonu açtı.
"Tatlım nasılsın? ne yapıyorsun?"
"Hiç aynıyım işte. Bu gün dışarı çıktım parkta oturuyorum. Sen nasılsın?"
"İyiyim sanırım. İlk defa bu kadar huzurlu hissediyor gibiyim"
"Hmm nedenini bana söylemeyecek misiniz Sasha hanım?"
Sasha bir kaç saniye duraksadıktan sonra, iç çekip konuştu.
"Fedya...biz Ahmetle sevgili olduk"
Ablasının dediklerine burukça gülümsedi. En azından onlar mutlu diye sevindi içinden.
"Gerçekten mi? Sasha tebrik ederim. Ahmet bazen çocuk gibi ve fazla ciddiyetsiz olabiliyor ama o çok iyi biri... inan bana karıncayı bile incitmeyecek kadar pamuk kalplidir. Seni asla üzmez"
"Üzemez zaten...hele ters bir şey yapsın onu ızgarada çeviririm"
Bu söylediğine kısık şekilde kıkırdadı Fyodor. Zira ablasının bu baskıcı tavırına herkesten çok kendisi aşinaydı.
"Ama minik civciv, bir tarafım hala üzgün. Siz ne zaman barışacaksınız Gürkanla? hayır gel ben konuşayım onunla diyorum, buna da izin vermiyorsun"
"Ya gerek yok diyorum ben de. Hem bu bizim aramızda olan mesele ve nasılsa halledeceğiz"
"Off çok inatçısınız ve bu beni delirtiyor. Bu yüzden gerginliğimi Ahmetten çıkaracağım"
"İkiniz de inanılmazsınız Sasha. Hadi o zaman görüşürüz"
"Görüşürüz bebeğim. Kendine iyi bak"
Telefonu kapatıp cebine atarak derin nefes aldı. Bu küslük gerçekten fazla uzamıştı.
~~~
Elindeki bira şişesinin dibinde kalan son damlayı da yudumlayıp, sertçe masadaki diğer şişelerin yanına bıraktı Gürkan. Bu 3 haftada ciddi anlamda dağılmış, evden çıkmaz olmuştu. Öyle ki, Fyodor'un ona konuşmayalım demesine rağmen binlerce mesaj atmış, on kere de hat değiştirmişti. O böyle yaparken, sevgilisi her defasında engeli basmıştı doğal olarak.
Bir süre sonra böyle olmayacağını anlayıp, bu sefer de para karşılığında başkalarının telefonundan onu aramaya başlamıştı. Hatta en son kasap Bahri amcayı 'iki kilo et alana, bir kilosu hediye' kampanya bahanesi ile onu Fyodorla konuşması için darlamış, üzerine birde kasapın siyah listesine eklenmişti.
Kapı çaldığında oflayarak oturduğu kanepeden kalktı. Kapıyı açıp karşısında ona endişeyle bakan Ahmeti gördüğünde gözlerini devirdi.
"Biralarım nerede lan?"
Sözleri dilinde yuvarlayarak konuştuğunda, Ahmet onu içeri iterek kapıyı kapattı. "Yeter amına koyayım bir alkolik olmadığın kalmıştı"
"Yav sana ne istersem içerim, istersem hığk içmem" salona yürüyüp, kendisini yeniden kanepeye bıraktı. Ahmet ise eline poşet alıp yüzünü buruşturarak şişeleri toplamaya başladı.
"Salak daha ne kadar böyle devam edecek? şu haline bir bak leş gibisin"
Son şişeyi de poşete koyarak arkadaşının yanına oturdu. Onu en son ilk karşılaştıkları zaman böyle kötü halde görmüştü. Bu sırada Gürkan başını yanındaki bedenin omuzuna yaslayarak burnunu çekti.
"Oğlum ben ne bok yiyeceğim...çok özledim lan"
Bir kaç saat öylece ağladıktan sonra, alkolün etkisiyle uykuya daldı Gürkan.
Bölüm nasıldı yarpaq dolmalarım?
Gürkan tarafından darlanan Bahri amca anlık
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalinka | gay
Teen FictionAylar önce öylesine indirdiği Tinder'dan aldığı mesajla hayatının değişeceğini nerden bilebilirdi.