!10¡

45 11 5
                                    

Kız kaçarken adam aradığı numarayı bekliyordu. Haechan Hyunjin'e yaklaşıyor, Hyunjin ise bir sonraki hamlesini düşünüyordu.

___________________________

Haechan bıçağı sıkıca tutuyordu. Dengesiz adımlar atıyordu. Aklından geçenleri kimse bilmiyordu. İfadesi okunamıyordu.

Hyunjin gözlerini kısmış çocuğa bakıyordu.

"Haechan! Dur orada yaklaşma! Bunu Felix'e neden yaptın?"

Bıçaklı çocuk onu dinlemiyordu. Aklından geçen düşüncelere hakim olamıyordu. Adımlarını hızlaştırıp bıçağı havaya kaldırdı ve Hyunjin'e doğru savurdu. Hyunjin'e zarar gelmemişti. Yani şimdilik.

Hyunjin, Haechan'ı etkisiz hale getirmeye çalıştı. Bıçak tutan kolunu tersine doğru çevirdi ve sırtında birleştirdi. Haechan'ı çökmeye zorlayıp, onu yere yatırdı ve sıkı sıkı tuttu. Ardından uzunca bir süredir polisi aramaya çalışan adama baktı.

"Biraz hızlı olabilir misin?"

Adam telefonu cebine koyup hızlı adımlarla Hyunjin ve Haechan'ın yanına geldi. Ne yapacağına dair hiçbir fikri yoktu. Yanlarına çömeldi.

"Yakında geleceklermiş"

Genç adam hiç sakin değildi. Yerde yatan kişi her an onlara zarar verebilirdi. Hyunjin'in eli bıçağa uzandı. Bıçağı Haechan'ın ellerinin arasından kurtardı ve bir kenara fırlattı.

"Siz gidin"

"Efendim?"

Hyunjin yanındaki genç adama baktı. İfadesinde ufak bir stres vardı. Adam başını salladı ve yavaş adımlarla sevgilisinin yanına gitti. Aklı hala Hyunjin ve Haechan'da kalmıştı.

Hyunjin tekrar Haechan'a döndü. Tiksinti ağır basıyordu.

"Ne istedin lan Felix'ten?!"

Haechan cevap vermedi. Cevap vermek istemiyordu. Yüzünde hiçbir ifade yoktu. Sadece buradan kurtulmak istiyordu.

"Cevap ver orospu çocuğu!"

Haechan'ın saçlarından tuttu ve başını kaldırdı. Haechan acı çekiyordu. Söylemek ile söylememek arasındaydı. Söylese hiçbir şey kaybetmezdi. Gözlerini saçlarının dibindeki acıdan sıkıca kapatmıştı ve konuşmaya başlamıştı. Kelimeler boğuk bir şekilde duyuluyordu.

"O-ondan nefret ediyorum... O ölmeyi hakediyordu.."

Hyunjin ifadesi sinirle bir şekilde Haechan'ın kafasını yere vurdu. Tekrar konuşturdu. Hyunjin, yerde yatan ve acı çeken adamın söylediği şeyi duymaktan şaşırdığı çok belliydi. Gözlerinden öfke okunuyordu.

"O b-benim olmalıydı... Ama benden nefret ediyordu.. Ö-ölmeyi hakediyordu..."

Hyunjin'in gözleri bunları duyması ile daha da büyüdü. Gözlerinden okunan duygu hiddetti. Hissettiği öfke daha da artarken Haechan'ın kafasını bir daha yerdeki taşlara vurdu. Haechan bayılmak üzereydi. Gözleri kapanıyordu.

Hyunjin bunu farkedince başını kaldırıp etrafına baktı. Kimse yoktu. Tekrardan Haechan'a döndü. Yakasından tuttu ve ayağa kaldırdı. Ona bakmasına zorladı.

"Bana bak seni sikik herif. Şuan sana ne yapsam iyi olur ki?"

Elleri adamın boğazını tuttu. Haechan ise hiçbir kuvvet uygulayamıyordu. Cevap dahi zor veriyordu. Gözleri kapalıydı. Hyunjin'in öfke ile tutuşu daha da sıkılaşıyordu.

"S-siz beni anlamıyorsunuz.. neden onu s-sevdiğimi anlamıyorsunuz.."

Haechan bir süre sonra bayılmıştı. Hyunjin onun bayıldığını anladığında gülümsemişti. Yüzündeki hiddet az olsun gitmişti. Onunla uğraşmaktan bıkmıştı.

Belki Bir Şans Vardır? -HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin