!18¡

36 8 2
                                    

"İyi geceler, bebeğim"

Dedi Hyunjin, sesi rahatlatıcı bir tondaydı. Felix gülümsedi, uyku ile karışmış tatlı ve derin sesi ile konuştu.

"İyi geceler, sevgilim"

________________________________

Felix, sabahın erken saatlerinde yavaşça gözlerini araladı. Yatağın sıcaklığı ve rahatlığı bedenini sarmalamış, ona derin bir huzur veriyordu. Ancak etrafına bakındığında, yatakta tek başına olduğunu fark etti. Düşünceler zihninde bulanık bir şekilde dolanırken, önce nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Ardından dün gece olanlar bir film şeridi gibi hızla gözlerinin önüne geldi. Kalbi bu hatıralarla birlikte hızla atmaya başladı; utanç ve heyecan dalgası yüzüne yayılmıştı. Gözlerini kocaman açtı, elleriyle yüzünü kapatıp yorganın altına gizlendi. Yanakları alev almış gibi yanıyor, kalbinin sesi kulaklarında yankılanıyordu. Tam o sırada, yatağın ucunda yumuşak bir ses duyuldu.

"Felix?"

Hyunjin'in sesi, odanın sessizliğinde sıcak bir melodi gibi yankılandı. Felix, yorganın altından yavaşça başını çıkarıp baktığında, Hyunjin'in ona gülümseyerek eğilmiş olduğunu gördü. Yüzünde, onun bu mahcubiyetini anlayan sevecen bir ifade vardı. Yorganın altında saklanan Felix'in utangaç bakışları, Hyunjin'in kahkahasını tutmasını zorlaştırıyordu. Hyunjin, elindeki tepsiyi yatağın yanına nazikçe yerleştirdi.

"Sana kahvaltı hazırladım"

Dedi, sesi hafif ama neşeliydi. Tepside taze doğranmış meyveler, peynirle hazırlanmış çıtır tost ve bir fincan buharı tüten kahve vardı. Kahvaltı odanın içine sıcak bir koku yayarak, sabahın serinliğini kırıyordu.

"Uyanmanı bekledim, ama sanırım sen biraz fazla rahat ettin"

Diyerek şakayla karışık gülümsedi. Felix, yorganın altından sadece gözlerini çıkararak ona utangaç bir bakış attı. Hafif bir mırıltıyla konuştu.

"Dün gece..."

Sesi neredeyse duyulmayacak kadar kısık ve çekingendi. Yüzündeki kızarıklık hala geçmemişti, hatta Hyunjin'in yanında bu kadar savunmasız hissetmek onu daha da mahcup ediyordu. Hyunjin, Felix'in bu haline nazikçe gülümseyerek başını salladı.

"Dün gece her şey mükemmeldi"

Dedi sakin bir sesle, gözlerinde güven veren bir ifade vardı.

"Utanmanı gerektirecek hiçbir şey yok, Felix."

Felix'in utangaç bakışları bir an daha Hyunjin'e odaklandı, sonra yavaşça yorganın altından çıktı. Biraz mahcup ama minnettar bir şekilde Hyunjin'in yanına oturdu.

"Teşekkür ederim... her şey için. Kahvaltı için de"

Dedi, sesi hala biraz utangaç ama içtenlikle doluydu. Hyunjin, elini nazikçe Felix'in omzuna koyarak ona destek oldu. Onun yanında olmanın Felix'e nasıl bir rahatlık verdiğini hissediyordu.

"Ben her zaman senin yanındayım,"

Dedi ve kahvaltı tepsisini Felix'e doğru uzattı.

"Şimdi, hadi bu hazırladıklarımı ye"

Felix, Hyunjin'in ona uzattığı kahvaltı tepsisine kısa bir an baktı, derin bir nefes aldı. Yüzündeki kızarıklık hala belirgindi, ama Hyunjin'in samimi ve sıcak gülümsemesi onu biraz olsun rahatlatmıştı. Utangaçça tepsiden bir dilim tost aldı, dişleriyle küçük bir ısırık kopardı ve gözlerini kaçırarak yemeye başladı. Hyunjin, Felix'in bu çekingen hallerini sevgi dolu bir bakışla izledi. Ardından tepsiden kahve fincanını alıp ona uzattı.

Belki Bir Şans Vardır? -HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin