!23¡ (F)

24 4 0
                                    

Uykuları derinleşirken, hayatlarının yeni bir sayfası açılırken hissettikleri mutluluk, hayallerinin gerçekleşmesi için gerekli olan tüm cesaretle doluydu. Birbirlerinin yanında olmanın verdiği huzurla, Tokyo'nun ışıkları altında huzurlu bir uykuya daldılar.

_________________________________

Sabahın ilk ışıkları Tokyo'nun gökyüzünü yavaşça aydınlatırken, ılık güneş otel odasının geniş penceresinden içeri süzüldü. Hyunjin ve Felix, yüzlerine vuran yumuşak ışıkla hafifçe gözlerini açtı. Felix, gözlerini ovuştururken uyku mahmurluğuyla Hyunjin'e bakıp gülümsedi. Hyunjin de, gözlerini kırpıştırarak karşılık verdi.

"Günaydın, uyuyan prens"

Dedi Felix, yavaşça esnerken.

"Günaydın. Güneş gibi parlıyorsun"

Diye yanıtladı Hyunjin, alaycı bir tebessümle.

Birlikte kalktılar, üstlerini değiştirip aşağıdaki restorana inmeye karar verdiler. Otelin restoranına vardıklarında, geniş pencerelerden Tokyo'nun sabah manzarası ayaklarının altına serilmişti. Şehir adeta onların özgürlüğünü kutluyor gibiydi, ve bu manzara Felix'in içini huzurla doldurdu. İkisi de nefis bir kahvaltı tabağı hazırladıktan sonra pencere kenarındaki masaya oturdular.

"Şuna bak, şehri böyle yüksekten izlemek... Tuhaf ama güzel bir his"

Dedi Felix, bir yudum meyve suyunu içerek. Hyunjin, manzarayı izleyen Felix'e gözlerini dikmiş, hafifçe gülümseyerek başını salladı.

"Tokyo, senin gibi birini ağırlamayı hak ediyor, birlikte buraya gelmemiz... her şeye değerdi."

Felix ona minnetle bakarak,

"Seninleyken her şey bambaşka"

Diye fısıldadı. İkisinin de kalpleri neşe doluydu, kahkahaları ve samimi sohbetleri, bu yeni hayatın sunduğu huzuru yaşatıyordu. Günlerini nasıl geçireceklerini planlarken, Tokyo'da gezip görecekleri yeni yerler için heyecanlanıyorlardı.

Tam o sırada, Felix'in telefonuna bir bildirim geldi. Telefonuna göz atarken, yüzünde şaşkınlık ve biraz da eğlence dolu bir ifade belirdi.

"Hyunjin, bak! Shibuya'da çekilen fotoğraflarımız... Sosyal medyada hızla yayılıyor"

Dedi, gülerek ekrana doğru eğilirken. Hyunjin gözlerini kocaman açtı ve telefona bakmak için Felix'e doğru eğildi.

"Ne? Biz mi? Nasıl yani?"

Felix, ona gösterirken güldü.

"Baksana, bazı insanlar bunu 'aşkın Tokyo'daki izleri' diye yorumlamış bile!"

Hyunjin, hafifçe kızarsa da gülümsemeden duramadı.

"Bu şehir, bu an... hayatımızın en güzel hatıralarından olacak, değil mi?"

Ancak, Tokyo'nun bu büyüleyici sabahında onların mutluluğu hızla yayılırken, Kore'de olaylar bambaşka bir yön almaya başlamıştı. Hyunjin'in babası, sosyal medyada dolaşan bu fotoğrafları görünce, içinde bir öfke patlaması hissetti. Oğlunun, ailesinin kurallarını ve yıllardır üzerine kurdukları düzeni hiçe sayarak Felix ile ilişkisini gizlemeye bile çalışmaması onu çileden çıkarmıştı.

Hyunjin'in babası, parmaklarını sinirle yumruk yapıp telefonu masaya bıraktı.

"Bu ilişki artık sınırı aştı"

Diye homurdanarak Ji-woo'nun ailesini aramaya koyuldu. Nişan işini daha fazla geciktirmemeye kararlıydı; bu skandalı durdurmanın tek yolu, Hyunjin'i ailesinin kontrolüne geri çekmekti.

Belki Bir Şans Vardır? -HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin