Hayalet okurlar lütfen oy atmayı unutmayın, yoksa bende bölüm atmayı unutuyorum.
Bir akşamüstü, okuldan eve dönerken hava hafifçe kararmaya başlamıştı. Her zamanki gibi birlikte eve doğru yürümeye başladılar. Yolda birbirleri ile basit şeyler hakkında konuşuyorlardı. Aralarındaki konuşmalar, ilişkilerindeki doğal ve rahat atmosferi yansıtıyordu.
________________________________
Eve geldiklerinde, günün yorgunluğu her ikisini de sarmıştı. Felix kapıyı açarak içeri girdi ve çantasını bir kenara bıraktı. Hyunjin'de arkasından geldi ve çantasını bırakarak derin bir nefes aldı. Dışarının kalabalığı ve gürültüsünden sonra evin sessizliği rahatlatıcıydı.
Hyunjin kapıyı kapatırken Felix hafifçe gülümseyerek Hyunjin'e döndü ve iç çekip konuştu.
"Bugün uzun bir gündü, değil mi? Hemen eve gelmek iyi hissettirdi"
Hyunjin'de gülümseyerek ona karşılık verdi.
"Evet, ama seninle iken tüm yorgunluğumun geçtiğini hissediyorum"
Bu söz üzerine Felix'in gülümsemesi daha da büyüdü. Hafifçe başını eğdi ve utangaç bir şekilde gözlerini yere indirdi.
"Bu gerçekten güzel bir şey... Peki, acıktın mı? İçimden yemek yapmak geçiyor"
Hyunjin, gözlerini Felix'e dikerek ona sevimlice baktı.
"Birlikte yapalım mı? İkimizin elinden çıkarsa daha lezzetli olur"
Felix, Hyunjin'in önerisi karşısında gülerek hafifçe başını salladı.
"Tabi, sen ne istersen"
İkiside doğrudan mutfağa geçti. Felix, sessizce buzdolabının kapağını açarken Hyunjin güçsüzce nefes alarak yemek masasının kenarına yaslandı. Elleri masanın yüzeyine temas etti ve dokusunu hissetti; pürüzsüz ve biraz soğuktu. Parmakları masanın kenarına tutunurken hafifçe sıkıldı ve gözleri Felix'i izledi.
Felix, buzdolabının içinde ki malzemelere göz attı. Ardından, tavuğu ve birkaç sebzeyi çıkarmaya başladı, hafif bir uğraş içinde yemek hazırlıklarına koyuldu.
Hyunjin'in gözleri Felix'e dikilmişti. Onun her bir hareketini dikkatle takip ediyordu. Bıçağın kesme tahtasına her indiğinde çıkan ritmik ses, mutfağın dolu atmosferini tamamlıyordu. Yüzünde hafif bir gülümseme belirdi. Felix'in odaklanmış ifadesi ve mutfakta yarattığı düzenli kaos, ona tarifsiz bir huzur ve mutluluk veriyordu. Elleri masanın kenarına biraz daha sıkı tutunurken kalbinin attığını hissetti.
Bir an daha durup Felix'i izledikten sonra yerinden kalktı ve sessizce ona yaklaştı. Arkasına geçip ellerini Felix'in beline doladı. Felix, beklenmedik bir sıcaklıkla çevrelendiğini farkedince hafifçe irkildi, ama bu tanıdık kucaklama karşısında hemen rahatladı. Elindekileri bıraktı. Başını geriye doğru eğerek omzunun üstünden Hyunjin'e bakıp gülümsedi.
"Ne yapıyorsun sen?"
Alaycı bir tonda söyledi, ama gözlerindeki sıcaklık ve yüzündeki ifade sevgiyi açıkça belli ediyordu. Hyunjin, Felix'in boynuna yavaşça kısa bir öpücük kondurdu ve fısıldadı.
"Seni izlemek yetmiyor"
Kollarını biraz daha sıkılaştırdı. Bu anın tadını çıkarıyordu. Felix ise öpücük ise hafifçe kızarmıştı. Kulaklarına kadar yayılan sıcaklığı hissetmişti.
Felix'in utangaç tepkisinden daha da cesaretlenerek, elleri belden yukarı doğru yavaşça kaydı. Göğsüne dokunarak onu kendisine daha da çekti. Felix'in nefesi hızlanmıştı, bu yakınlık onu hem heyecanlandırıyor hem de utandırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belki Bir Şans Vardır? -Hyunlix
Fanfiction{Tamamlandı} Saf ve duygusal bir genç olan Felix- Felix'in zorbası olan Hyunjin- Hyunjin istemeden Felix'in başına dert açar ve bu sorunu hallederken Felix'e aşık olur. Ama Felix artık onu seviyormuydu ki? Hyunlix