Belki Bir Şans Vardır? -Hyunlix

!16¡

"Bana bir şans vermek ve kafeye gelmek ister misin, bebeğim?"

__________________________

Felix, mesajı okuduktan sonra uzun süre düşündü. Hyunjin'in çabası onu memnun etmişti. Ama bu kadar kolay affetmemesi gerekliydi. Yine de kafede buluşma teklifini düşünecekti.

Hyunjin
Bana bir şans vermek ve kafeye gelmek ister misin, bebeğim?
(8.18pm)

Felix
Peki
(8.46pm)

Hyunjin
Gerçekten mi?
Çok teşekkür ederim
Bana verdiğin şansı
Boşa çıkartmayacağım
Söz veriyorum

(Görüldü)

Kırgınlığını tamamen unutmasa da kafeye gidip onunla yüz yüze konuşmanın belki de iyi bir adım olacağına karar verdi. Belki de Hyunjin'in yüzüne bakarak onun gerçekten pişman olup olmadığını anlayabilecekti.

Yıldız haritasını salonda herkesin görebileceği bir köşeye yerleştirdi. Kitabı ve bilekliği de yatak odasına götürüp komodinin üstüne bıraktı. Sehpanın üstünde kalan kağıt ve karton parçalarını ise çöpe attı. Yarın enerjik olmak için bugün oldukça erken yatacaktı. Ama öncelikle Hyunjin'in ona aldığı özel baskı kitaptan bir kaç sayfa okuyacaktı.

Salonun ve mutfağın ışığını kapattı ve duvarların yumuşak krem rengi ile boyanmış olan yatak odasına ilerledi. Odası kitabın içine dalıp gitmek için en ideal ortamdı.

Yatağına düzenli bir şekilde serili olan açık gri tonlarındaki yorganını çekerek kendine yer açtı ve uzandı. Komodinin üstündeki gece lambasını açtı ve kendini rahatça yerleştirip kitabını eline aldı. Sayfaları kokladı. Kitabın ilk sayfasını açarken yüzünde biraz da olsa huzur bulan bir gülümseme belirdi. Kelimelerin sesini dinlerken sanki zaman yavaşlamıştı ve her şey anlamını bulmuştu.

Kitap, Felix'in ilgisini hemen çekmişti. Sadece bir kaç sayfa okuduktan sonra karakterlerin dünyasına, onların arasına girmeyi başarmıştı. Kitapta da bir ilişkide yaşanan zor durumlar ve karakterlerin birbirleri ile olan iniş çıkışları anlatılıyordu. Bu da onun kendi durumunu düşünmesine sebep olmuştu. Hyunjin'in hediyeler göndererek onu mutlu etmeye çalışması ve kendini affettirme çabası, belki de onların kendi hikayelerine dönüm noktası olabilirdi.

Felix kitabı bir süre okumaya devam etti. Kitaptaki her bir olay ona Hyunjin'i anımsatıyordu. Eli Hyunjin'in bilekliğine gitti. Kitabı ters çevirip önüne koydu ve bilekliği bileğine taktı. Yatak başlığına yaslanıp tavana bakarak düşüncelere daldı. Hyunjin'in hediye göndermesinin nedeninin gerçekten özür dilemek ve tekrar yakınlaşmak istediğini düşündü. Hyunjin'in onu gerçekten düşündüğünü ve önem verdiğini hissetti. İçine bir sıcaklık yayıldı. Bu barışmak için güzel bir adımdı.

...

Ertesi gün yine Hyunjin okulda değildi. Nerede olduğunu hiç kimse bilmiyordu. Okul çıkışında Felix önce evine gitti. Üstündekilerden kurtulup kafeye öyle gidecekti.

Gardrobundan beyaz, düz bir tişört ve oldukça bol olan bir kot pantolon çıkardı. Onları üstüne geçirip evden çıktı.

Kafeye geldiğinde Hyunjin onu bekliyordu. Felix'i kafenin girişinde görünce oturduğu sandalyeden kalktı. Onu görünce gözleri parladı ama aynı zamanda biraz da endişeliydi. Felix'in ona neler diyeceğini ve ne tepki vereceğini bilmiyordu.