!11¡

46 10 3
                                    

Seonghwa'yı orada bırakıp ilerideki odaya doğru ilerledi. Kapıyı açıp içeriye girdi.

________________________________

"Ya yok, ben kalırım burada"

"Hyunjin uzatma, Çocuk benim kalmamı istiyor"

Hava kararmaya durmuştu ve Felix'in yanında birisi durmalıydı. Felix, Seonghwa'nın yanında kalmasını istiyordu. Hyunjin ise itiraz ediyordu. En sonunda pes etti ve başını salladı. Oflayarak bir sevgilisine bir de Seonghwa'ya baktı.

"Peki"

Felix ona bıkkın gözlerle bakarken Hyunjin sevgilisine uçan öpücük yolladı. Seonghwa'ya ise yan gözle bakarak odadan çıktı.

...

Felix'in evine gidip etrafa dağılan kanları temizleyecekti. Apartmana girdi ve asansörle yukarı kata çıktı. Herbir saniye ona Felix'in yerde kanlar içinde yatışını hatırlatıyordu. Asansör durdu ve kapısı açıldı. Hyunjin asansörden çıkıp dairenin kapısının önünde durdu. Uzunca bir süredir cebinde olan anahtarları çıkardı kapıyı açmak için uğraştı. Kapının açıldığını anladığında biraz araladı ve içeriye ilk adımını attı. Tüm evi kaplayan kan kokusunu duyunca yüzünü buruşturdu. Bir elini burnunu kapatmak için kullandı. Tek tek tüm odaları gezip tüm pencereleri açtı. Evin hava alması gerekliydi.

Bir süre balkonda bekledi. Evdeki koku gerçekten midesini bulandırmıştı. Koku az çok azaldığında içeriye girdi. Şimdiki durum öncekine göre çok çok daha iyiydi.

Evdeki temizlik malzemelerini aradı. Nerede olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. Banyoya ilerledi ve dolapların içlerine baktı. Sonunda aradığı şeyleri bulmuştu.

Tekrar içeri girdiğinde iki tezgahın arasına baktı. Midesi bulanıyordu. Yerdeki kanlar kuruyup koyulaşmıştı.

"Oda parfümü mü sıksam acaba"

Kendi kendine mırıldanırken yere eğildi ve elindeki bezle kanları temizlemeye başladı. Bir eli burnundaydı.

"Yok böyle olmuyor"

Elindeki bezi tezgaha bıraktı ve ellerini yıkadı. Telefonundan bir numarayı aradı.

"Alo? Bay Hyunjin"

"Jiyoon, sana bir konum atacağım. Bir kaç kişi ile buraya gelebilirsin değil mi?"

"Ah evet, geliyorum hemen"

"Çok iyi, gelirken birkaç temizlik malzemesi alabilir misin peki?"

"Pekala, bay Hyunjin."

Hyunjin telefonu kapattı ve ilerideki kanepeye doğru ilerledi. Telefonu kanepenin üstüne bırakırken gözüne sehpanın üstünde duran resim defteri çarptı. Kanepenin etrafını dolanıp resim defterini eline aldı. Çok güzel çizilmiş resimlerin olduğu sayfaları izlerken en son sayfada yarım kalan bir resim gördü. Tebessüm etmeden duramamıştı. Felix onu çizmeye çalışmıştı.

Uzun uzun resmi incelerken kapının zili çalmıştı. Zamanın ne kadar hızlı geçtiğini anlamamıştı. İlerledi ve kapıyı açmak için uzandı. Kapı açıldığında karşısında iki tane temizlikçi kız vardı. Kızlar Hyunjin'e eğilerek selam verdiler ve içeri girdiler. İçeride hafif bir koku vardı ve bu onlarında yüzlerini buruşturmasına neden olmuştu.

Belki Bir Şans Vardır? -HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin