1.5

491 51 81
                                    

"Yaa hahahahaha ilahi İsmail abi." Can saçma sapan esprilere gülerek ilk defa kumral çocuğun abisi ve arkadaşlarıyla bulunduğu için gergin ve değişik olan ortamı dinç tutmaya çalışıyordu.

Şu an halisaha öncesinde abisinden istediği gibi, irfan'lar gelmeden bahçede oturuyorlardı. Buraya çok alışıklardı hepsi. Altaylar zaten her hafta halisaha düzenlerdi. Arda'lar da kendi arkadaşlarıyla yapardı bunu.

Altay telefonuylaydı. Baris ve İsmail, Arda'larla sohbet ediyordu. Ferdi sadece dinliyordu. Liseli dörtlü ise ilk okul bebeleri gibi sıralanmıştı.

"Sonra da dedim ki ACISA DA OLDURMEZ." Canla beraber -Sıla'nın konserine gittiğinde bayılan İsmail abinin anısına- gülerken, kenan sadece gülüyormuş gibi yapıyordu. Semih ise buna tenezzül dahi etmemişti.

"İsmail yeter lan ütüleme milletin kafasını." Dedi barışım. Bugün yine yakisikliydi. Bir de esprileri var ya. Of of of.

İsmail ona göz devirip bacak bacak üstüne attı. "Onlar mutlu sana noluyo?" Barış, Ismail'in beklemediği tavrı karşısında bozulmuştu sanki.

"Barış pek bir sever her şeye salça olmayı." İsmail hırsını alamamış gibiydi. Barış bir sabır çekti. Arda anlam veremedi.

"Saçını mi boyadın sen?" Biraz sonra İsmail, sanki gönlünü almaya çalışıyormuşçasına barışın kivirciklarinı oksayinca Arda kıskançlık hissetmişti.

Ben olmalıydım...ben olmaliydim...saclarina dokunan ben olmalıydım.

"Yaptık bir şeyler." Dedi gülerek.

"Sen küçüklük fotolarında sapsarısın zaten. Niye boyuyorsun?" Dedi arda boş bulunarak. Hepsi aynı anda ona döndü. Ferdi öksürdü."Ben göstermiştim."

Arda minnetle ona bakıyordu şimdi. Geldiğinden beri pas vermiyordu Arda'ya ama onun yerine olaya el atınca mutlu hissetti kumral olan. Ferdi'ye cok sey borçluydu.

"Siz ne ara görüştünüz ki de mevzu barisin fotolarına geldi." Dedi altay aniden başını telefondan kaldırarak. Şimdi şüpheli bakışlarla Arda ve Ferdi arasında göz gezdiriyordu.

Başladı benim mesai.

"Yaaa abiii biliyo Türkçe yaaaaa." Diyebildi sorguda hisseden arda.

Kimse anlam veremedi. Sadece Ferdi'nin bıyık altından gülümsediğini görmüştü. Bu onu da gülümsetmişti. Sonuçta artık sırdaşlar.

Biraz sonra Ferdi sessiz olan ortamı dağıtmak için sordu. "Kenan, demek takim kaptanısin."

Kenan utana sıkıla cevap verdi.
"Yaptık bir şeyler ya." Semih göz deviriyordu şimdi de. Baştan beri Ferdi'nin yanına oturmak için ısrar eden sarışın çocuk elini yanağına yasladı ve Ferdi'ye biraz daha yaklaştı.

"Ferdi, bu arada saçların ne kadar güzel. Jöleliyor musun doğal hali mi?"

"Yok perma yaptırdı. Mal bu çocuk ya." Dedi arda sinirle. Bu kadar yakın olmasına sinir olmuştu. Sonuçta abisi sayılırdı Ferdi, Semih'in her ne kadar dalga geçse de ilgisi olması normaldi.

"Perma ne demek Dedi Kenan ve Ferdi aynı anda." Iki gurbetçi işte.

"Git annene sor." Dedi semih alayla. Kenan "sen ne diyon lan." Diye bağırdı.

Can gereksiz yere agresiflenen çocuğu kolundan tuttu ve kendine çekti."Cidden annen daha iyi açıklar sakin ol." Dedi.

Abileri şimdi çok saçma bir olaya bakıyormuş gibi bakinca Arda gülümsedi. "Biz de böyle anlaşıyoruz işte."

mesela yani. |arferHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin