[16.05]
"Ardaaaa!"
Tanıdık gelen sesten dolayı başını çevirdi. Okulun girişinde arabasıyla duran İsmail, şoför koltuğundaydı. Barış ise kumral çocuğa göz kırptı. Bir süredir izleniyordu büyük ihtimalle. Seslenildiğini ancak şimdi fark etmiş olmalıydı.
Arda, ufak bir şaşkınlığın ardından arabadakilere el salladı daha sonra da çantasının ucundan tutarak, yanındaki yeni tanışmış olduğu çocuğa bir şeyler mırıldanıp yanlarına ilerledi.
"Ne işiniz var burada?" Dedi, pencereye eğilerek.
Arda ve Can kırk yılın başı okula gelme kararı almıştı ve Can, yeni tanıştırmış olduğu Kazımcan ve Arda'yi basbaşa bırakarak defolup gitmişti.
"İsmail'in lise diploması gerekti okula geldik mecbur." Dedi Barış gözüne giren güneş ışınları yüzünden kumral çocuğa zar zor bakarken.
Arda omuz silkti. "Ben de dersten çıktım şimdi."
"Yanındaki çocuk kimdi?" dedi Barış merakla. Eskiden olsa Arda bu duruma sevinirdi ama şimdi bu merak onu sadece germişti.
"Arkadaşım." Deyip gülümsedi gerginlikle. Umarım daha fazla üstelemezlerdi.
İsmail, kafasını uzattı. "Gel seni de bırakalım." Barış ise hala yeni uzaklaşan çocuğun arkasından bakıyordu.
"Ay çok iyi olur!" Arda hep bu anı bekliyormuş gibi hemen arka kapıyı açtı ve kendini oraya attı. Çok uzak değildi okulu ama otobüslerde surunmekten iyiydi.
"İyi denk geldik." İsmail dikiz aynasından Arda'ya bakarken gülümsüyordu.
Arda, biraz daha sakinleşmisti İsmail sayesinde. Oğlanın bakışlarında huzur veren bir şey vardı. Ve sürekli gülümseyen yüzünde.
"ALLAH BELANI VERSIN! SIZ EHLIYETINIZI NERDEN ALDINIZ GERIZEK-"
Arda aniden önlerine kıran arabaya mı yoksa az önce huzur dolu olduğunu düşündüğü sinirden kıpkırmızı olmuş İsmail'e mi sasiracagi konusunda ikilemde kalmıştı o an.
"Bebisim bi panik yapma ya!" Barış, iç çekerek adamin birbirine girmiş saçlarını düzeltti. Saçlarıyla oynayınca sakinleşirdi.
Biraz havadan sudan, en sevmediği okul ders muhabbetinden sonra -ve bir tur altay dedikodusu- cayır biçiyom cayır çalarken ismail ve baris oynamaya başladı.
Arda..onlara sadece şok oluyordu.
"Ferdi mesaj atmış." Dedi barış. Telefonu eline alıp sırıtarak cevap yazdı. Arda okumaya çalıştı ama basaramadi.
"Yine mi yorgunmuş kıvırcık pust!" Diye bağırdı ismail sinirle. Ve arda'ya döndü. "Ne zaman yazsak ya ders çalışıyo ya yorgun. Neler çeviriyor kim bilir?"
İşte arda şimdi hapı yutmuştu. Çünkü genelde ardayla meşguldü ferdi. Bir şeyler çeviriyoruz da abi, bilmeseniz daha iyi.
Gergince gülerek konudan hiç haberi yokmuş gibi rol kesmeye başladı kumral olan. "Böyle midir Ferdi abi?" Abi derken gülesi geliyordu.
Barış garip bir şekilde Arda'ya bakıyordu. Gözlerini kaçırdı kumral. "Yani....hep mesguldur ama bize zaman ayırırdı."
"Barış var ya bence sevgilisi var." Dedi, İsmail şu herkesin düştüğü direksiyon hareketini yaparak. Ve atom parçalamış gibi bir ifadeyle.
"Bizden niye saklasın bebeğim?"
"Bilmiyorum.... Ferdi bu. Esrarengiz işler çevirmeye bayılır." Arda yok olmak istiyordu şu an. Sevgilisi arkanızda. Yani sevgilisi değil tam ama.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mesela yani. |arfer
Fanfictionarda, hoşlandığı çocuğa açılmak için abisinin arkadaşı ferdi'den yardım istiyor. [slowburn] [yarı texting]