4.4

438 62 30
                                    

[22.10]

arda:
doymadım doyamadım sevmelere seni ben|

kimseyi koyamadım yerine yeniden|

saymadım sayamadım sensiz geçen yılları|

ne inkar ne itiraf bu yalnızca sitem|

Arda kapının aniden açılmasıyla yatağından sıçradı. Sinirli bir kirpi gibi kıpkırmızı olan Semih dalmıştı odaya. Arda, Sezen Aksu dinlemekten deliye dönmüştü ve ağlayarak okuduğu Ferdi'nin sohbetinden çıktı.

"Ne bu arda? Kapıyı kırdırtacaktın bana."

Arda yüzünü sakladı fenerbahçeli battaniyesinin altına. "Çok kötüyüm gel diyorsun! Deliye dönüyordum burda!"

"Havalandir azıcık şurayı." Diye söylenmeye devam etti camları ve ışığı açan sarışın oğlan. Depresyondaki birinin kasveti hakimdi odada.

Diğer yapacaklarını halledince, bu havada battaniyeye sarılmış çocuğun üzerinden örtüyü çektiğinde gördüğü şeye karşı kalakaldı Semih.

Arda'nın kan çanağına dönmüş gözleri nedeniyle.

"Gerizekali. Bu ne hal! Ağlayacağım şimdi." Semih, Arda'ya kocaman sarılırken kumral oğlan ağlamaya devam etti. Bazen sadece buna ihtiyacı oluyordu insanın.

"Madem seviyordun...neden reddettin ya!"

Semih'in sitemini anliyordu Arda. Neden ikinizin de üzülmesine sebep oluyorsun. Cevabı çok basitti. Abisini de çok seviyordu.

"Can ve Kenan'a söyledin mi?" Dedi cevap alamayacağını anlayan Semih. Aynı zamanda kumral çocuğun sırtını okşuyordu.
"Evet gelecekler birazdan." Dedi boğuk bir sesle.

"KUMRALIM ÇALIYO SEMIH!" Arda hala açık olan playlisti nedeniyle daha da şiddetli ağlamaya başlayınca, abisi evde olmadığı için dua ettiler. Yoksa uzun zamandır süren bu mutluluktan sonra garip gelirdi esmer oğlana bu durum.

Biraz sonra Semih, aşağıdan Arda'ya soğuk bir bardak su getirmisti ve yanına oturmuştu tekrar. Biraz daha iyiydi şimdi.

Pikniğe gittikleri günün üzerinden iki hafta geçmişti. Ferdi'nin itirafindan beri. Arda hep biliyordu sanki ona yoğun duygular beslediğini ama. İtiraf edeceğini dusunmuyordu hiç. Ne güzel uzaklaşacaklardı. Kimse üzülmeyecekti. Rahatına alışmıştı. Sevgiye de. Ferdi'ye de.

"Üzülmesini istemedim Semih. Yemin ederim... Abimle arasi bozulsun istemedim. İki taraf içinde...."

Semih çocuğun çaresiz yüzüne bakarken bir iç çekti. "Ah be ardam. Niye izin verdin o zaman sürmesine. Sana daha da aşık olmasına."

Arda başını ellerinin arasına alıp biraz daha gömdü dizlerine kendini. "Bilmiyorum. Çok güzel geldi. Rahat geldi. İlk defa yaşadığım duygular hoşuma gitti. Devamlı olmasını istedim."

"Ama vicdanım el vermedi Semih. Aşık olmasına, acı çekmesine katlanamadim."

Sonunu ikimiz de biliyorduk. Kendimi kaptıramazdım.

"Allahim sen bana sabir ver ya."

Arda sormaktan korktuğu şeyi dile getirebildi en sonunda. "Bitti mi hikayemiz?"

"Öyle gözüküyor."

Can ve Kenan aniden odaya girince, içeri nasıl girdiklerini anlamadı Arda. İki uzun boylu oğlan da nefes nefese ve şaşkın bir şekilde duruyordu.

"Her şeyi anlat!" Selam bile vermeden yanına atlamıştı Kenan. Hiç bir şekilde şüphelenmediği çok belliydi.

"Ben demiştim!" Dedi tam tersi olan Can. Arda'nın daha suçlu olan taraf olduğunu düşünüyordu sanki. Ve her şeyi başından bildiğine emindi Arda. Esmer çocuk iyi bir gözlem yeteneğine sahipti.

Kenan, Arda kadar umutsuz duran sarışın oğlana imayla bakarak kumralın omzunu sıvazladı.

"Bir çözüm bulacağız elbet. Neler atlattık biz."


bölüm yine uzun puahahaha

mesela yani. |arferHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin