3.4

463 61 30
                                    

[03.05]

"Hep aynı şeyi yapıyorsun Altay!"

"Bağırma. Arda uyanacak."

"Ya sen nasıl bir manyaksın! Beni Halil'den kıskanıyorsun."

"Onun adını ağzına alma."

"Benim sana olan sevgimi nasıl sorgulayabilirsin ya!"

"Kerem. Numarasını sil dedim. Yeter."

"Abart aminakoyayim."

"Ver telefonunu o zaman ben sileyim."

"Allahim sen sabır ver ya!"

Bu kavgalara alışıktı kumral oğlan. Anne ve babasından. Altay ve Kerem'de birbirlerini çok sevmelerine rağmen uzun yıllardır sevgili olmanın verdiği yorgunluğu taşıyordu elbet.

Kısık sesle kavga etseler bile caprazindaki odada olan Arda duyuyordu. Aynada tekrar kendine baktı. Kahverengi sweati ve gri esofmaniyla mal gibi gözükmesine rağmen bir an önce aşağı inip Ferdi'yi görmesi gerekiyordu. Ferdi'nin neden ondan hoşlandığını ise asla anlamlandıramadığı bir noktaydı.

Her ne kadar egolu takılsa da. 'Ben olsam bakmam bana' yani.

Barış ve İsmail bir saat önce gitmişti. Altay ve Kerem'in uyumamasına şaşırmıyordu o yüzden. Aşağıda eğlenmekten neredeyse hastanelik olacak olan abilerinin aksine Arda'nın gece boyunca zihnindeki sesler susmamıştı. Bu yüzden balkona çıkıp saatlerce sapık gibi kıvırcık oğlanı ve yanındaki 'kumral'i izledi. Fark edildiğini bilmesine rağmen sinirli sinirli onlara bakmaya devam etti.

Evet ona olan hislerini fark etmişti kumral ama bunun sadece anlık bir şey olup olmadığını bilmiyordu.

Arda parfümünü de sıktıktan sonra, saatin geçtiğini görünce abisinin odasının aralik olan kapısına baktı. Altay ve Kerem'in öpüşmeye başladıklarını fark edince daha fazla abisinin başkasını yediğini görmemek için -sonuçta abisi- yavaş yavaş oradan sıyrıldı.

Neyse ki bunlar asla odadan çıkmazdı. Uyuyor olduklarını ummuştu ama. Buna da razıydı.

Biraz sonra kapıyı açtı ve geç saatin etkisiyle soğuk olan havanın yüzüne çarpmasından dolayı kendine geldi. Arka bahçelerine yanaşmış, duvara dayanmış sigara içen çocuğu gördü. Arda'dan önce gelmiş olması kumralın dudağının kenarının kıvrılmasını sağlamıştı.

Beş dakika önceki gibi emin değildi adimlarindan şu an. Ama yanına gitmesi gerekiyordu artık, sonuçta o çağırmıştı.

Elleri terliyordu Arda'nın. Kaç gün geçse de ne zamandır tanışıyor olsalarda, hala heyecanlanıyordu bu adam karşısında.

Ferdi'nin sigarasını söndürmesini bekledi bir süre. Ardından, baştan beri geldiğini fark etmiş olan Ferdi derin bir nefes bıraktı.

Yarısı karanlık, yarısı sokak lambasının ışığının aydınlattığı yüzünü Arda'ya çevirdi ve dalga geçermişcesine güldü. "Noldu? Ne o düşmana bakarmış gibi!"

Ferdi'nin öfkesini ilk defa görüyordu Arda. O kadar kötü baktığını bilmiyordu kumral olan ama, kalbinin atış sesini duysaydı Ferdi bakışlarının sadece bir maske olduğunu anlardı.

"Sana hala kızgınım." Dedi yakışıklı oğlanın karşısındaki ağaca yaslanıp kollarını bağlarken.

"Duygularınla oynamadım. Senden hoşlanan bendim ama sen arkadaşımdan hoşlanıyordun ne yapabilirdim!" Dedi daha öfkeli bir sekilde kıvırcık olan.

Arda kollarını çözerek -olası bir tehlikeye karşı- etrafa bakti ve biraz yaklasti kıvırcığa. "Öyle pat diye söyleme."

Ferdi üstten bir bakışla Arda'ya daha da yaklaştı. "Ne söylemeyeyim, senden hoşlandığımı mi."

Arda gözlerini kocaman açarak işaret parmağını kıvırcığın dudaklarına bastırdı. Ardından utanarak geri çekildi.

"Az önce hiç utanman yoktu." Dedi Arda'ya uyuz bakışlar atan ferdi. Bugün Ferdi, bir değişikti. Sanki tüm çıplaklığıyla, duygularıyla önündeydi. Bilmediği bir yüzüydü bu onun.

Gözlerini kaçırdı kumral. "Utanacağım bir şey söyleme."

"Güzel olduğun kadar gıcıksın da Arda."
Arda aniden gelen iltifat karşısında şaşırdı. Gıcık kelimesinden çok güzel kelimesine odaklanmıştı. Şu an güzel olduğunu düşünmüyordu şahsen.

Oysa göremiyordu ki soğuktan kızarmış burnunu, parlak gözlerini, her an aglayacakmis gibi olan kirmizi bükük dudaklarını.

Bunlar yalnızca Ferdi'nin nefes almasına sebep olan şeylerdi çünkü şu anda.

Arda biraz sessizlikten sonra burnunu kıvırarak sahte bir kahkaha attı. "Beni elde edemediği için eve kumral çocuklar atan Ferdi neler söylüyor!"

"Ne?"

"Tüm gece içim içimi yedi. Madem benden hoşlanıyorsun o çocuk kim!"

Ferdi şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı, ardından güldü. Arda için hiç komik değildi ama. Tüm gece deliye dönmüştü. "Kuzenim o. Erdi."

Ailesinin koyduğu isimler karşısında dumura uğrayan oğlan mırildandı. "Sizin ne değişik bir aileniz var öyle!"

"Barislar abartmıştir. Kuzenim olduğuna inanmıyorlar. Bir insanin normal arkadasim olabileceğini düşünmüyorlar sanırım. "

Arda'nın kıvrılmış dudaklarını ve düşünceli suratını izleyen Ferdi iç çekti. "Aralarında tek bekar ben olduğum için büyük ihtimalle."

"Git bul kendine o zaman birini." Ferdi, neden aniden triplendiğini anlamadığı oğlanın arkasını dönmüş eve doğru ilerleyeceğini anladığında kolundan tuttu ve kendine çevirdi. "Az önce kendimi sana affettirecegim diyen Arda nerede?"

Haklıydı yakışıklı oğlan. Yine çocukça tavırlar sergiliyordu. Kötü davrandığı için af dilemesi gereken biri vardı.

Aniden gelen bir cesaretle, ellerini neredeyse aynı boyda olduğu Ferdi'nin yanaklarına koydu ve dudağına ufak, kısa bir öpücük kondurarak geri çekildi.

Ne istediğini az önce mesajlaşırken söylemişti zaten. Hem bir kere öpse, yumuşayacağıni biliyordu Ferdi'nin. Sanki tanimasa bile her hareketini öngörebiliyordu kıvırcığın.

Şimdi yüzüne bakamiyordu kumral olan.

Arda yanlış yaptığını düşünerek biraz uzaklaşmışti ki Ferdi sabahtan beri, günlerdir, aylardır yapmak istediği şeyi yaptı.

Onu belinden tutup kendine çekti ve dudaklarına yapıştı. İlk öptüğündeki gibi.
İşte o zaman sözcüklere gerek kalmamıştı aralarında. Günler sonra o düğüm çözülmüştü ve ikisi de bir şeylerin değişeceğinin farkındaydı. İyi yönde bir değişim umdular.

"Senin beni sevmemene bile razı olmuşum, bu benim ulasamayacagim bir seviye zaten."

"Sana ne kadar yaklaşmama izin verirsen o kadarına razıyım."

Arda, Ferdi'nin gözlerindeki şehvete ve tutkulu öpücüğe daldığı için kıvırcığın mırıldandığı hiçbir şeyi duyamadı.

Sürpriz bir yağmur yağmaya başlayana kadar ağaçların arasında gizlenerek öpüştüler.

why cant you hold me in the street....
why cant i kiss u on the dancefloor? i wish that it could be like that why cant we be like that? cause imm yourssss😭✨️

bölümü yazarken aklıma bu sarki düştü....💞💞💞

bu bölüm final vibe verebilir ama yarı final gibi düşünebiliriz✨️ daha var maleswef

ve ferdi'cim boş yere ağlama kalbini bağlama ankara kizlarina (arda) çünkü belli olmaz onların işi 🫠

mesela yani. |arferHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin