4.2

368 54 21
                                    

[16.48]

Arda, sardığı sarmaları kutudan çıkarırken oflayarak Ferdi'ye baktı. "Nerede kaldı senin bu sarışın?"

"Gelir şimdi." Dedi ferdi ağaca yaslanmış telefonuyla yazışarak. Aynı zamanda arda'nin yaptığı şeylerden aşırıyordu.

Pazar günüydü ve ikisinin de uzun zamandır süren yoğunluklarından sıyrılabildikleri ilk andı. Ve Ferdi, Sebastian ile Arda arasındaki soğukluğu gidermek için piknik yapmalarıni teklif etmişti. Bir türlü kanı ısınmamıştı ya sarışına.

Uzun zamandır Ferdi'yle gizli saklı olmadan bir şey yapacak olan Arda, mırın kırın etse de kabul etmişti en sonunda.

Semih öğrendikten sonra her şey aynı şekilde devam etti. Ferdi de Sebastian'ın bildiğini itiraf etmişti. Gerçi bu arda'nin hoşuna giderdi. Ferdi'nin kiminle olduğunu bilsin o çocuk.

Arda yerleştirmeyi bitirdikten sonra etrafa bakıp ıssız olduğunu görünce hala telefonla uğraşan kıvırcığa usul usul yaklaştı ve meraklı bir ifadeyle başını uzattı. "Kime gülüyorsun?"

"Kimseye." Arda omuz silkti. Ve çocuğun hafif rüzgar nedeniyle birbirine karışan buklelerini düzeltti. Ferdi çok huzurluydu onun yanında olmaktan. Onunla olmaktan. Yalnız olmaktan. Birlikte olmaktan. Ona dokunan bu ellerin Arda'ya ait olmasından.

Biraz sonra yandaki koparılmış papatyaları görünce gülümseyen Arda, Ferdi'yi dürtükleyerek önüne oturmasını sağladı. Ferdi oflamıştı ama Arda'ya kıyamazdı. Ve her saçma şeyi yapacaklardı o istiyorsa.

Kumral oğlan yolda papatya görüp bir kısmını yolduğu için şimdi heyecanla buklelerine dokunmaya devam etti. Saçlarının arasına papatya koyacaktı. Bu akımı yapmak uzun zamandır hayaliydi.

Arkada hafif güzel bir müzik çalmaya devam ederken, Ferdi gözlerini kapatmış onun saçlarıyla oynamasının verdiği huzuru hissediyordu. Bir süre bununla uğraşıp sıkılan Arda ise birden bağırıp onu itti.

Aradan ne kadar zaman geçmiş olduğunun farkına varmamıştı kıvırcık. "Bertuğ!"

Ferdi hışımla kalkan çocuğun hızına odaklanamadan Arda uzun boylu birine koşup sarılmıştı. Ferdi, arda'nin temas bağımlılığından nefret ediyordu. Başkasına karşı olan temaslardan.

Kim bu? Yine kimle uğraşmak zorunda Ferdi? Her seferinde neden aynı korkuyu yaşaması gerekiyor?

Artık öyle bıkmış ve yorulmuş bir haldeydi ki. Bir şeylerin patlama noktasına geldiğine emindi. Bugün bir şey olacaktı. Hissediyordu.

Biraz orada sarıldıktan sonra yanındaki uzun boylu renkli gözlü oğlanla Ferdi'ye doğru yaklastilar. Arda'nın beline sarmıştı kolunu garip bakışlı çocuk.

"Bu ferdi, arkadaşım....." Biraz kararsız kalmıştı nasıl tanıtacağı konusunda belliydi mimiklerinden. Ama Ferdi'nin yüz ifadesinden ne hissettiği anlaşılmıyordu.

"Bu da Bertuğ ortaokul arkadaşım."

"Selam." dedi ferdi sinirle. Güzel geçirilen vakitlerini bozmasına çok sinir olmuştu. Üstelik çocuğun her yeri ayrı oynuyordu. Üzerindeki pezevenk gömleği de çok sinirini bozmuştu.

"Arda ne kadar değişmişsin oğlum." Dedi şaşkınlıkla onu inceleyen oğlan.

"Eee gitmeseydin başka okula. Görürdün bol bol." Dedi omuz silkip başka yöne bakan arda. Nazlanıyor mu ona?

"Ben giderken nasıl ağlamıştın ama, Can seni zor susturmuştu."

İkisinin arasındaki sohbete bir türlü dahil olamayan Ferdi, ardanin neden normal bir tane bile arkadasi olmadığını düşünüyordu.
"Neden ağladın ki bu kadar?" Diye sordu gözlerini kısmış bir şekilde.

mesela yani. |arferHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin