Derin düşüncelere dalmışken yine çığlıklar duydum. Her kes bağrışıyordu anladım ki, sağ tarafta birisi hasta ama bildiyiniz hastalıklardan değil, veba olmuş. Burada 3 gün kaldığıma şükr etmeliydim ölümüm resmen ayağıma gelmiş yani bir çoklarının ayağına gelmiş. Vebalı insan sadece 2 metre uzağımızda maske falan hiç bir şey yok. Hem vebalı insan nasıl iyileştirilir hiç bir fikrim yok olsada malzeme yok. Anlıyacağınız beton yığınları işe yaramaz eşyalar ve yardım bekleyen insanlar dışında hiç bir şey yok.
İçimizden geldiği kadar dua ediyorduk ama işe yaramadı ya da ben bekleyemedim duanın kabul olunma sürecini. Yirmi dakikamız boşa gitti belki yardımı dokunur diye avaz-avaz bağırdım. Ne duyan oldu ne gören. Sonra etrafa bakındık yardımı olucak bir şey bula bilirmiyiz diye Alev eski-üskü bir kitap buldu.Kitap hastalıklarla ilgiliydi biz de kitapı sayfalaya-sayfalaya veba hakkında küçük bir bilgi bulduk.
"Veba sudan geçen bir hastalıktır. Günümüzde pek yaygın değildir geçmişte insanlar cesedleri ırmaklara göllere atıyordular ve bu sudan içtikten sonra bu hastalığa kapılıyordular."Ben şu bilginin! Neyse. Lan biz nereden bileceyiz ki bu hastalık bulaşıcımı değilmi? Bu da bioloji okumamanın belası. Vebalı çocuk konuştuklarımıza kulak misafiri olmuştu:
-Ben bu hastalığa dedemlerin köyünde kapıldım. Dedimin çiftliyinde 2 metre çapında ama çok derin olan bir su kuyusu var.
Bir keresinde dedemler tarlada çalışırken onlara yardım etmeye gittim. Güneş neredeyse tam tepeye geliyordu. Şapka takmadığım için kafam sanki kaynıyordu tüm vücudumdan ter akıyordu. Gölgesi olan bir ağaç arıyordum fakat bulamadım. Bir hayli uzaklaşmıştım evden güneş ışınları tam üzerime geliyordu. Aşırı susamıştım eğer eve gidip içmeye kalkarsam varmadan yolda bayılırdım. Su kuyusu 20 metre uzağımdaydı koşa-koşa gidip sudan doyunca içtim kendime geldim. Eve geldiğimde dedemle babam nerede olduğumu neden geç geldiğimi sordular. Su kuyusundan Su içtiğimi söyledim babamın yüzü değişti. Ne oldu ki, diye sordum "hiç bir şey" deyip geçiştirdi. Bir kaç gün sonra dedem bana ölümünün yaklaştığını söyleyip bir şey anlattı-"Babanın çocukluğundan beri psikolojisi bozuk. Annen sana hamile kalınca o süni istememişti sen doğduktan sonra anneni öldürüp kimse görmesin diye bu kuyuya atmış. Sonra olay dayının ve anneannenin kulağına ulaşınca onları da öldürüp bu kuyuya atmış. Ben o sudan içtiğim için veba oldum şimdi bu yüzden sen de olucaksın." Dedem bunu deyip vefat etti. Babama çok kızmıştım bu yüzden buraya taşındım. Bir kaç gün sonra vücudumda yaralar oluştu şimdi de deprem sorun var.-Hikayen üzücüymüş ama olan olmuş. Madem vebasın peki bu hastalığın geçici olup-olmadığını biliyormusun?
-Evet. Sadece yaralarıma dokunursanız veba olursunuz başka bir şekilde değil.
En azından bu bilgi içimizi rahatlatmıştı ama bir yandan da o çocuğa acıyordum. Eğer kurtarma ekipleri gelirse ilk onu kurtarmalarını rica edicem. Hakan ondan ismini sordu:
-İsmim Volkan.
-Aklıma bir şey geldi arkadaşlar. Eğer hepimiz buradan sağ-salim çıkmayı başarırsak hepimiz toplanıp görüşelim. Bir kulüp kuralım adıda MAHV olsun.
-N'alaka?-Alev kaşları çatık bir şekilde anlam veremeyerek sordu.
-Mercan Alev Hakan Volkan. Baş harflere bakın.
Sanki her kes aptalda açıklama veriyorum bi de.-Güzelmiş. Umarım hepimizi kurtarırlar.
-Biz yurda olurken bi kulübümüz vardı böyle. Oraya yeni geldiğimizde bazı çocuklar bizimle iyi davranmıyordu. 15 yaşıma geldiğimde ben ve arkadaşlarım birlikte kaçtık. Yurtta bize hep "siz burada artıksınız" diyorlardı. Bizde Alev Rüzgar Toprak Irmak ve Kuzey olarak ARTIK kulübünü kurduk. Bizi bulmasınlar diye ayrı yerlere dağıldık. Toprakla Kuzey sevgiliydi onlar Ispartaya kaçtı. Ben de Rüzgarla sevgiliydim Irmağıda yanımıza aldık ve Malatyaya buraya geldik. Irmak çalıştığı yerde bir erkekle tanıştı ve onunla evlenmek kararı aldı. Orospu, biz düğün yapıcak paramızın olmadığını söyleyince küstü ve o erkekle gitti. Deprem gecesi Rüzgar evde değildi işteydi çalıştığı yer hakkında çok bahs etmezdi ama gi keresinde AFAD da çalışdığını söylemişti.
-O zaman bizi kurtara bilir.-diyerek heyecanlandım.
-Evet, haklısın...
Selammmmmmmm dünyanın en iyi okuru. Gerilim git-gide daha da artıyor fark ediyorsan. Gizemin çoğunu çözmüş olmalısın. MAHVın neden olduğunu anladık. Geriye +R-in ne olduğunu çözmek kaldı. Sana hep başarılar dileyeceyim bu kezde diliyorum. Bye bye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHV+R
RomansaAşk ne garip bir duygu değil mi? Dağın başında denizin dibinde depremin ortasında olurken bile engel tanımıyor. Normal evlerde normal sokaklarda normal şartlarda değil, enkazın altında ezilirken aşık oldum ona.