Yeniden iç çekerek başımı duvara yasladım.
Seungmin i zor da olsa yatağıma kadar taşımıştım. Aradan ne kadar süre geçti emin değilim ama hem korkudan hemde endişeden hiçbirşey yapamıyordum. O öylece uzanırken yanına oturup sırtımı duvara yaslamıştım.
Yine neredeyse her dakika başı yaptığım gibi yavaşça doğruldum ve önce elimi burnunun önüne getirip nefes alıp almadığını kontrol ettim. Ardından elimi yeniden göğsüne koyarak kalp atışını dinledim. Aynıydı. Hıp hızlı. Ve bizim kalp atışlarımızdan kat be kat daha fazla.
Yeniden arkama yaslanırken iç çektim ve yüzünü seyre başladım. Saçları sırtüstü yattığında dolayı yanlara dağılmışken alnı açıktı. Gözleri bir meleği andırırcasına kapalıyken biçimli dudakları tepkisizce duruyordu. Gülümsemesini şimdiden özlemiştim.
Dizlerimi kendime çekerek kollarımla bacaklarımı sardım. Kafamı duvara yaslarken yorgunlukla gözlerimi kapadım. Hava çoktan kararmıştı. Aradan ne kadar süre geçti emin değilim , duyduğum ismim ile mırıldandım.
"Mi Cha..."
"Hm?"
Ne?! Gözlerimi hızla açıp başımı kaldırdım. Seungmin in gözleri açıktı. Hızla yanına biraz daha yaklaştım. Yorgunlukla beni izliyordu. Emin olmak için elimle kendimi gösterdim.
"Seungmin , ben kimim?"
Baygın bakışları ile yeniden konuştu.
"Mi Cha..."
Dişlerim gözükerek güldüğümde benden mutlusu yoktu. Kendimi tutamayarak onu kendime çektim ve sıkıca sarıldım. O da ellerini belime atarken gülümsedim. Biraz zaman sonra yeniden ayrıldığımda merakla sordu.
"Neden sarıldın?"
Dudak büzerken eski yerime oturup arkama yaslandım.
"Sarılmasa mıydım?"
Başını hızla iki yana sallarken benim gibi oturdu ve sırtını yatak başlığına yasladı.
"Hayır öyle demek istemedim. Yani her uyandığımda bana sıkıca sarılıyorsun. Merak ettim sadece."
Yeniden gülümserken omuz silktim.
"Öyle olduğunda beni çok korkutuyorsun, bu yüzden eski haline geri döndüğünde senin adına seviniyorum."
O da gülümsemiş ve mırıldanmıştı.
"O halde daha sık öyle olmalıyım, yoksa sarılacağın yok."
Yalan yok hoşuma gitmişti. Ancak belli etmemek için gözlerimi kısıp ona baktım.
"Hey , benimle flört etme."
Ellerini iki yana kaldırdığında kıkırdadım. O ise yorgunlukla gözlerini kapadı.
"Çok halsiz hissediyorum."
Başımı aşağı yukarı sallarken konuştum.
"Uyu o halde , akşam oldu zaten."
Tek gözünü açarak bana baktı.
"Bugün burada uyusam? Hiç kalkasım yok, yatağın rahatmış."
Tebessüm edip başımı aşağı yukarı salladım.
"Elbette."
O burada yatacağı için bende salonda yatmaya karar verdim. Ancak yataktan kalkarken bileğime dolanan eller buna engel oldu. Seungmin gözleri kapalıyken yorgun sesiyle konuştu.
"Seni yerinden etmek istemiyorum, sende yat."
Ah hayır kalbim buna bile hızlanamazsın!
"Ama-"
Beni bileğimden çekmesi ile yatağa yüz üstü düşmüş, buda sözümün kesilmesine neden olmuştu. Başımı kaldırarak ona baygın bakışlarımı attığımda gözlerini kapattı.
"Sanada iyi geceler Mi Cha."
Gülümsedim, tatlıydı.
"İyi geceler..."
✨
"Peki ya hiç arkadaşın yok mu?"
Evet yine Seungmin ile birbirimizi tanımak için geçen sorular.
Cevaplamak için omuz silktim."Aslına bakarsan kimseyle pek yakın değilim, ama çoğuylada bir sorunum yok. Ama bu halimden memnunum, o okuldan düzgün arkadaşlıklar çıkacağını sanmıyorum."
Başını aşağı yukarı sallarken aklına gelmiş gibi konuştu.
"Doğru söylüyorsun galiba, şu dövdüğüm çocuk, sizin okuldandı değil mi?"
İç çektim, o aklıma geldikçe sinirleniyordum. Sadece başımı aşağı yukarı sallamakla yetindim. Konuyu değiştirmek için aynı soruyu ona yönelttim.
"Senin hiç arkadaşın var mı? Yani şu elfler arasında?"
Sorumla burukça gülümsedi.
"Vardı aslında. Sana söylemiştim, hapis tutulurken birkaç arkadaş edindim diye. Yakın bir arkadaşlığımız vardı."
Geçmiş zaman eki ile bende burukça gülümsedim. Ardından aklımdaki soruyu sordum.
"Neden seni kurtarmaya çalışmıyorlar o zaman? Yani, diğer elfleri durduramazlar mı?"
Benim gibi iç çekti. Gözleri yere sabitliyken dudaklarını araladı.
"Bilmiyorum... Bağlantımız uzun zaman önce kesildi. Bu durumda olduğumu görseler muhakkak yardım ederlerdi ama önceden dediğim gibi, bu elfler üst düzey. Tüm olayları saklıyorlardır."
Dudak büzdüm. Yeniden konuyu değiştirmeye çalıştım.
"Peki ya ailen? Yani böyle insanlar gibi aileleriniz var mı?"
Başını aşağı yukarı sallarken yeniden bana döndü.
"İnsanlardaki gibi olmasada evet ailelerimiz var. Şöyle açıklayayım. Biz elfler doğduğumuzda bile bazı güçlere sahibiz, ancak henüz küçük olduğumuz için bunları nasıl kullanacağımızı bilemeyiz. Bu nedenle daha doğduğumuz anda ailemizden alınırız. Yıllarca birçok eğitim alırız ve bizi ailelerimiz ile hiç görüştürmezler. Yıllar sonra ise tek başımıza hayatta kalmaya hazır olduğumuzda bizi bırakırlar.
Ailemizi tanırız elbette ama öyle sizinki gibi bağlarımız olmaz. Yani sanki büyüyünce yeni insanlar tanıyormuşsun gibi, böyle derin hislerimiz olmaz anne babamıza karşı. Sıradan tanışmış iki insan gibi oluruz."
•
Kaos yaklaşıyor...
Sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın
Öpüldünüzzzz 🎐✨🤍✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Close To You || Kim Seungmin
FanfictionBir öğrenci olan Kang Mi Cha , aldığı oyuncak bebeğin bir elf olacağını nereden bilebilirdi ki?