#8

61 13 31
                                    

Backrooms a falan mı düşmüştüm ya bu ne?! Bu merdivenlerden kurtulamıyordum.

Arkamı dönüp o adama baktım. O elini neden bana doğrultmuştu? İşaret parmağını hareket ettirdi. Ben ise bunu sorgulamaya kalmadan kendimi havada buldum. Ayaklarım yerden kesilmişti.

"Noluyor lan?!"

Gözlerim fal taşı gibi açılırken sonunda ayaklarım yere değmişti. Fakat tamda onun önündeydim. Yüzüne bakmaya fırsat bulamadan tişörtü adeta yüzüme fırlatmıştı.

Kafamı eğip sessizce teşekkür ettikten sonra hızla tişörtümü giydim. Fena tırsıyordum. Büyücü falan mıydı? Birkaç adım geriledim , ona bu kadar yakın olmak istemezdim. Yüzü sonunda bana döndüğünde yutkundum. O gerçekten bir insan değildi. Bana sert bakışlarını yollarken konuştum.

"Kimsin sen?"

Yutkundum.

"Daha doğrusu nesin?"

Derin bir nefes alırken söze girdi.

"Bak şimdi, bir anlaşma yapalım. Ben sana kim yada ne olduğumu anlatayım, sende evinde beni ağırla."

Ne saçma bir anlaşmaydı yahu bu?!

"Höst ulan! Benim ne gibi bir çıkarım olacak bundan."

"E ne olduğumu sormuştun işte."

Gözlerimi devirdim.

"Ben senin ne halt olduğunu ne yapayım? Anlaşma olmasın ,benden uzak dur yeter."

Omuz silkti.

"Her halükarda bana bakmak zorundasın. Kim olduğumu bilmesende olur."

Ne zırvalıyordu bu? Ellerimi belime koyup yüzümü buruşturdum.

"Neden sana bakmak zorunda oluyormuşum ya?!"

"E sen beni geri eski bedenime kavuşturdun."

Ay birde o mesele vardı değil mi. İyide ben onu nasıl insan yapmıştım ki? Ben yapmış olamazdım.

"Ne yani , sırf bu yüzden mi sana bakıcılık yapmak zorundayım?"

"Kısmen. Bir yandan kalacak yerimde yok."

Ay yetim mi yoksa bu!? Aman ne saçmalıyorum? Adam oyuncak bebeğe dönüşmüş ben ailesini düşünüyorum.

Ay içimde bir burukluk oldu şimdi.

"Kimsen mi yok?"

Dudak büzdü.

"Şimdilik yok."

O da ne demek ya? Zaman geçince akrabasımı çıkacaktı? Neyse bir bakalım düzgün bişey ise sokağa atana kadar birkaç gün bakabilirdim.

"E söyle o zaman, ne haltsın sen?"

Cevap vermeden önce merdivenlere oturdu. Ben ise ondan uzak durmak için apartmanın kapısına doğru gittim.

"Şimdi... Nereden başlasam?"

Omuz silktim.

"Baştan?"

Başını aşağı yukarı sallayarak anlatmaya başladı.

"Ben bir elf im. "

"Hadi canım!"

Buna inanmamı mı bekliyordu sahiden? Yada dur mantıklıydı, adam sihir yapabiliyor.

"Onlar gerçek miydi ya?"

Göz devirirken söylendi.

"Böyle daha ilk kelimemden sözümü böleceksen hiç anlatmayım."

Elimle ağzıma fermuar çekmiş gibi yapıp anlatmasını bekledim.

"Biraz öncede gördüğün gibi özel güçlere sahibiz."

"Başkalarıda mı var-"

Attığı ters bakışlar ile sustum.

"Evet neslimiz epey sürüyor. Ayrıca dünyadaki gibi bir yaşam biçimimiz var, yani öyle başkan tarzı yetkili kişilerimiz var. Tecrübeli ve gücü fazla olan  büyüklerden seçiliyor bunlar. Eh olayda burada başlıyor. "

Derin bir nefes alarak devam etti.

" Ben yaklaşık 160 yaşlarındayken, insanlar gibi kısa ömürlü değiliz yani, benim yaşım genç olarak nitelendiriliyordu. E bu genç yaşlarda dolayısıyla toy ve gücü az olarak bilinir, ancak ben bekledikleri gibi değildim. Yani gücüm diğerlerine göre oldukça fazlaydı, baş elflere kafa tutabilecek cinsten.

Durumda böyle olunca beni engellemeye çalıştılar, koltuklarına geçeceğimden korktular ve beni sizlerin hapisine benzer bir yere attılar. Elbette öyle demirden parmaklıkları yoktu. Daha zor şartlarda ve görünmez duvarları olan bir zindan. Orada beni susturmaya çalıştılar. Birkaç arkadaşım dahi olmuştu o duvarın etrafında. Ancak öyle kapalı alanda durmak bana göre değildi. Birkaç yılın ardından kaçmayı başardım. "

Merakla dinliyordum. Bir patlamış mısır fena gitmezdi.


Taslaklarda son bir bölüm kaldı,
Yeniden yazmaya başlamalıyım...
Oy vermeyi unutmayın ;)
Bakalım Seung nasıl bir oyuncak bebeğe dönüşmüş?

Close To You || Kim SeungminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin