Vermiş olduğu cevap ile kaşlarım çatıldı ve bağdaş kurduğum sırada cevabından korksamda tedirginlikle sordum.
"Kim buldu?"
İç çekerek gözlerini kaçırdı.
"Diğer elfler."
İster istemez içime bir yumru yerleşirken içime kaçan sesimle konuştum.
"Sana zarar verebilirler mi?"
Her ne kadar o da bir elf olsada ona resmen eziyet ediyorlardı ve şu geçen bir haftada gerçekten iyi arkadaş olmuş gibi hissediyordum. Bu nedenle ona birşey olma ihtimali beni üzüyordu. Ayrıca çok güzel bir kalbi vardı. Geçen hafta istese beni dışarıda bırakıp , hatta dışarıdada bırakmayıp beni güçleri ile yok edebilir ve evime yerleşebilirdi.
Cevabımı beklerken kafasını eğdi ve gözleri yere bakarken yeniden iç çekti.
"Az önce...Beni başka bir evrene geçirmeye çalıştılar, böylece orada kolaylıkla beni yok edebilirlerdi. Bu sefer onlara karşı geldim fakat bir dahakine gücüm yeter mi emin değilim."
Bir umut ona baktım.
"Yeniden izini kaybettiremez misin? İmajında değişiklikler yapar, görünüşünü değiştiririz?"
Gözlerim parıldayarak ona baktığımda gözlerini bana çıkardı ve buruk bir kıkırdama çıktı ağzından. Yüzüm solarken açıkladı.
"Biz elfler birbirimizi görmesek bile kalbimizden tanırız."
Dedi ve eli kalbine gitti.
"Benim kalbimin yerini tespit ederek buldular."
Kaşlarım havalandı.
"O yüzden mi az önce kalbini tutuyordun?"
Başını iki yana salladı.
"Bunu demem doğru olur mu bilmiyorum ama sadece yerini buldukları için değildi."
Merakım iyice artarken beni daha büyük şeylerin beklediğini tahmin edebiliyordum. Derin bir nefes alarak sordum.
"Neden kalbini tutuyordun?"
Yüzüme tedirginlikle baktı ve dudaklarını araladı.
"Biz elfler kalplerimiz nerede ise orada yaşarız. Bedenimiz fark etmeksizin. Ama eğer bedenimiz değişirse ruhumuz sıfırlanır ve kalbimiz başka bir bedene geçip sanki yeni biriymiş gibi yaşamaya devam eder. Az önce 'beni başka bir evrene geçirmeye çalıştılar' sözünden kastım kalbimdi. Kalbimi söküp ruhumu sıfırlayacaklardı. Ayrıca ruhumun gücünden dolayı onu başka bir bedene aktarmadan hapis edeceklerdi."
Duyduklarım ile resmen şoka girerken ciddi anlamda ağzım açık kalmıştı. Kendimi toparlar toparlamaz hayretle konuştum.
"Ama bu düpedüz cinayet!"
İç çekerek omuz silkti.
"Onlar üst düzey, bunu gizleyeceklerdir."
Omuzlarımı düşürerek arkamdaki koltuğa yaslandım.
"Yapabileceğimiz birşey yok mu? Senin başka bir evrene geçmene karşı çıkamaz mıyız? Hem sen söylemiştin , yaşına göre diğer elflerden daha güçlüymüşsün."
Bu dediğime güldü ama ardından yeniden düz bir ifadeyle cevapladı.
"Teke tek olsaydı şansım olabilirdi ancak bunun içinde birden çok elf var, Mi Cha."
Açıklaması ile moralim iyiden iyiye bozulurken son kelimesinde ismimi söylemesi ile bir değişik hissetmiştim. Bana ilk defa böyle ismimle seslenmişti.
Fakat ikimizinde şuan morali bozuktu. Bunu düzeltmek adına gülerek işaret parmağımı ona doğrulttum ve konuştum.
"Woah! İsmimi biliyormuşsun."
Bana böyle seslenmediğini o da fark etmiş olacak ki biraz kıkırdamıştı. Fakat morali hala biraz bozuktu. O sırada hala benim kıyafetlerimi giydiğini görerek dikkatini başka taraflara çekmeye çalıştım.
"Bu haftasonu sana kıyafet almaya çıkalım."
Gözlerini kendi üzerine çevirip baktı, sonra dudak büzüp bana baktı.
"Seninkileri giymemi istemiyor musun?"
Dudak büzmüş hali bende onun yanaklarını sıkma isteği uyandırırken yanlış anlaşılmayı düzeltmek adına ellerimi iki yana salladım.
"Hayır, hayır. Sadece seninde kendine ait kıyafetlerin olsun diye demiştim. Kendi zevkine göre alabilirsin."
Başını aşağı yukarı sallarken tekrar bana baktı.
"Ama bazen seninkilerdende giyerim. Bunlar çok rahat."
Güldüm ve onu başımla onayladım. Dikkat dağıtma görevi başarılı.
Çok geçmeden aklına birşey gelmiş gibi bana döndü.
"Paran var mı? Şu an çulsuz olduğum için benim yok ama sana yük olmak istemem."
Düşüncesi içimi ısıtırken omzunu patpatladım.
"Sen dert etme. Babam verir."
Yeniden aydınlanmış gibi kaşları kalktı.
"Ah doğru ya. Hiç ailenden konuşmadık. Benden bahsettin mi? Evinde bir erkek olmasını düzgün karşılamayabilirler."
Güldüm.
"Bir erkek olmasından ziyade evimde bir elf olmasını düzgün karşılamayabilirler."
Yeniden dudak büzüp başını eğdiğinde yeniden kıkırdayıp omzunu patpatladım.
"Merak etme, babamla uzun zamandır konuşmuyorum. Başka bir şehirde."
Yüzü yeniden merakla bana döndü.
"Neden? Kavgalı mısınız?"
Gülümsemeye çalıştım. İçimden keşke kavgalı olsaydık diye geçirdim.
"Uzun hikaye boşver."
Sözlerim ile kaşlarını çatarken vücudunuda bana çevirdi ve benim gibi bağdaş kurdu.
"Hadi ama! Ben sana tüm hayat hikayemi anlattım. Sıra sende, senin hakkında hiçbirşey bilmiyorum."
Bu dediği doğru olsada anlatmak istemiyordum. Onun bilmesinde bir sorun yoktu ancak eski konuları yeniden açıp gözyaşı akıtmak istemiyordum.
"Anlatmasam?"
Bana darılmış gibi bakan gözleri ile iç çektim ve dudak ısırdım."
"Pekala..."
•
Siz Mi Cha nın aile hikayesini zaten biliyorsunuz, bu nedenle buraya atlayıp atlamamak konusunda biraz kararsızım.
Neyse biraz daha düşüneceğim galiba...
Oy vermeyi unutmayınnn
Öpüldünüz 🎐

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Close To You || Kim Seungmin
FanfictionBir öğrenci olan Kang Mi Cha , aldığı oyuncak bebeğin bir elf olacağını nereden bilebilirdi ki?