Bu bölüm Ömer var
--------------------
Ömer bugün Melahat'i ziyaret edecekti. Tahminlerine göre kendini patronuyla aldatıyordu.
Şirkete girince önce güvenlik kontrolu olmuştu ve bundan nefret ederdi. Ona göre güvenlikler sapıktı. Niye insanın orasını burasını ellerdi ki insan?
Merdivenlerden çıkarken bir adama Melahat'in odasını sormuştu. Asansöre binip dedikleri kata basıp odaya çıktı. Koridorda yabancı olduğu için bazı insanlar ona bakıyordu. Bazıları alıcı gözle bile süzüyordu onu.
Ömer herkese göre yakışıklı olmayabilirdi. Kemikli bir yüzü vardı. Boyu uzun ama zayıf bir adamdı. Buğday tenli kahve gözlü biriydi. Herkes özellikle tatlı diline düşüyordu. Belki de şeytan tüyü vardı.
Kadının odasının önüne gelince kapıyı tıkladı ama cevap yoktu. Açıp bakınca boş olduğunu gördü. Aklına o adamın odasında olabileceği geldi.
Hemem yanından geçen bir kadına patonun odasını sordu. Sormaz olaydı kadın yarım saat kendiyle konuşmuştu. Numarasını bile vermişti. Ömer elindeki yüzüğü görünce gerildi.
"Elindeki tektaş süs mü?" kadın sorusu üzerine kıkırdadı.
"Tektaş var diye eğlenmeyelim mi yakışıklı?"
Ömer kadının suratına iğrenerek baktı.
"İğrençsin" lafı biter bitmez arkasını döndü ve dediği odaya doğru adımladı. Kadın onu lafa tuttuğu için geç kalmış olabilirdi ve bugün buraya boş gelmiş olurdu o zaman bunu da hiç istemezdi.
Kapının önüne gelince içeriden Melahat'in gülme sesini duyabiliyordu. Normalde kapıyı çalacaktı fakat kadından 'aşkım' diye bir nida duyunca pat diye girdi. Kapıyı çalmadan girdiği için ikisininde bakışı kendine dönmüştü.
Adam koltuğunda oturuyordu ve Melahat da onun yüzüne doğru eğilmiş bir vaziyetteydi. Adam hemen ayaklandı ve masanın önüne doğru geldi.
"NASIL KAPIYI ÇALMADAN GİRERSİN" adam adeta kükremişti. Ömer de bu yüzden yüzünü buruşturdu. O arada da kadın açık kapıdan dışarıya çıkcaktı. Ömer kolunu tuttu ve önce Melahat'in sonra da adamın yüzüne baktı. Suratında alaycı bir gülümseme vardı. Kadın olduğu yerde küçülmüştü.
"Sevgilimin sesini duyuna onun odası sandım da" Melahat kolunu kurtarmaya çalışıyordu.
"NE?!" adam yine sesini yükselmişti. Ömer önce kadını içeriye çekti ve kapıyı kapattı. Herkesin buraya bu adamın sesi yüzünden toplanmasını istemezdi.
"Ya sen bağırmadan konuşamıyo musun? Mazallah sesin falan kısılır" alaycılığından hiçbir şey kaybetmemişti. Evet aldatıldığı için kırgındı ama öfkesi ağır basıyordu.
"Ne diyor bu adam Merve?"
"Hassiktir sana adının Merve olduğunu mu söyledi?" diyip alaycı bir kahkaha attı.
"Adı zaten Merve istersen özgeçmişini vereyim her şey orada kanı-"
"Ya bi kes! Sence konumuz bunun adımı?"
Ömer garip bir yaratığa bakar givi bakmaya başladı. Ne diyordu malak?
"Doğru, sen" işaret parmağını kadına doğrultmuştu. "Bu adam ne diyor? Ne sevgilisi?"
İkiside pür dikkat karşılarındaki adının ne olduğuna emin olamadıkları kadına bakıyorlardı. Kadın duruşunu dikleştirdi ve tek kaşını kaldırıp karşısındaki adamlara baktı.
"Başta ikinizden de hoşlanmıştım yalan yok. Koray sen zenginsin Ömer sende yatakta iyisin sonrada ikinizden de vazgeçemedim bana ikinizde uyarsınız. Grup il-"
"KES!" iki adamda aynı anda konuşmuştu.
"Sen ne zırvalıyorsun ya?" Ömer ağzına gelen küfürleri zapt etmeye çalışıyordu.
"Seninle tekrar olacağımızı düşündüren ne?" Koray sakin kalıp bağırmamaya çalıştı. Bugün zaten yorgundu bu gece başı fena halde ağrıyacaktı.
"Sen bizi kandırdın bilmem farkında mısın?" Ömer tekrar hayretle ve sinirle lafa atladı. Karşısında ne olursa olsun bir kadın vardı. Fazla bağırıp çağırmaya başlaması demek kendini tutamayacağı anlamına geliyordu.
"Ah aptal adamlar. Nasıl ben kandırdıysam sizde kandınız yanlış mıyım?"
Pişkin pişkin konuşan kadına ikiside şaşkın baktılar. İyi bir şey yapmış gibi haklıymış gibi konuşuyordu. Hiç utanması yok muydu yani bu kadının?
"Kovuldun bir daha bu şirketin kapısından bile giremezsin" sonra arkasını dönüp masadan telefonu alıp güvenliği çağırdı. Beş dakika sonra güvenlik geldi ve kadını götürdü. Koray bin kere onun buraya alınmaması konusunda uyarmıştı.
Güvenlik kadını alıp götürünce ikisi odada yalnız kalmışlardı ve odada sinir bozucu bir sessizlik hakimdi. Bu sessizlikte Ömer karşısındaki adamı süzmüştü. Hafif çekik gözleri vardı. Düz saçlarının kesimi baya kısaydı. Sanırım sıfıra vurulmuştu ama biraz uzamıştı. Hemen hemen kendiyle aynı boydaydı belki birkaç santim kısa ama daha kalıplıydı. Çalıştığı belliydi.
Adamı süzüyordu ve o bunun farkındaydı. Sessizliğide ancak kendinin bozabileceğini düşünerek bu sessizliği Ömer saçmalayarak bozacaktı.
"Sence kızın adı neydi?"
Koray hayretle karşısındaki adama baktı. Şu an sorması ve düşünmesi gereken şey gerçekten bu muydu?
"Bizi aynı arada yürüttü farkında mısın?"
"Yaniiğ?"
"Yani üzgün değil misin?"
"Niye üzgün olayım bir tek aldatılmak biraz koydu o kadar" adama yaklaştı ve yanaklarını sıkmaya başladı. "Oyy yokşa çen üzüydün müğ?"
Koray karşısındaki adamın ellerini yüzünden çekti.
"Formalite icabı birlikteydim zaten"
Ömer ellerini çekmişti ama yüzleri hala biraz yakındı.
"Nasıl lan"
"Sanane" Ömer kaçlarını çattı.
"Lan çekik anlatsana dertleşelim" Koray bir iki adam arkaya doğru gitti.
"Seni tanımıyorum bile ayrıca çekik deme"
Ömer hiçbir şekilde mimiği oynamayan adama baktı. Garip bir adamdı.
"Neyse bari numaramı vereyim de istediğinde ararsın dertleşiriz" diyip masada önemli ya da önemsiz olmasını umursamadan bir kağıda yazdı numarasını. Arkasını dönüp kapıya yöneldi. Tam kapıyı açıp çıkacakken arkasını döndü.
"Adın neydi kardo ya?" Ömer karşısındaki adamın gözlerine baktı.
"Koray"
"Sormadın ama söyleyeyim bende Ömer" deyip göz kırptı.
🙃
-------------------
Ömer'i adam edebilecek miyiz?
Yeni bir aşk mı doğuyor?
Hepsi kanal watty de
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Turuncu - Bxb
FantasyLevent ve kedi sandığı ama kedi olmayan kedisi Çakır'ın hikayesi 🌈