XVI

13 5 5
                                    

Seni hâlâ seviyorsam, kimseye benzemediğin içindir.

Hüseyin Nihal Atsız

🐺

Elimdeki taşlarla oynarken suratım asıktı. Dün geceden sonra hiç bir şey yolunda gitmedi. Zaten o uğursuz etrafımızda olunca ne iyi olabilirdi ki? Sürekli tehdit edilmek güzel bir şey değildi..

Kapı aniden açıldığında, hızla ayaklanıp hazır ola geçtim. Demirkan gelmişti. Dün gece bana sürekli emir verip durmuştu. Bundan sonra biraz daha üslubumuza dikkat edecektim.

Kaşlarını çatarak kapıyı kapattı. Sonra yüzüme bile bakmadı. Üstündeki kitteli çıkararak üniformanın tişörtü ile kaldı. Ona bu renk çok yakışıyordu. Haki..

"Rahat."

Sağol ya. Beş saat sonra. Kalktığım sandalyeye tekrar oturduğumda arkasını dönerek ters bir bakış attı bana.

"Otur demedim."

Tövbe yarabbim. Hızla tekrar ayaklandığımda sırıtışını gizlemek ister gibi dudağının kenarını kaşıdı. Bilerek yapıyordu! Ben bunun acısını çıkartırım ama.

Yanıma yaklaştığında ne yaptığını anlamaya çalıştım. Çok, çok yakındık.. alttan göz kırpıştırdığımda, gülümsedi. İçim rahatlamıştı. Dünden beri konuşmuyorduk resmen!

"Öp beni."

Ha? Ne yapayım? Dudaklarım şaşkınca aralandığında derince yutkunuşunu görmüştüm.

"Ne?"

"Emrimi ikiletme."

Yalnız, ben hiç bir komutanın askerine öp beni diye emir verdiğini duymamıştım..

"Üstleriniz size böyle emirler veriyor mu komutanım?"

Kaşlarını çatarak saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Yok."

"Benim başka bir üstüm böyle bir emir verse?"

Sinirle elini ensesine attı. Gerçekten düşünmüştü galiba dediğimi. Bu kadar ciddiye alınacak bir şey söylemedim ayol. Sakin ol.

"Onun varya ben gelmişini geçmişini si-"

Hızla elimi dudaklarına kapattığımda gözlerim kocaman olmuştu bile. Ne kadar ayıp.. dudaklarının kıvrıldığını hissedebiliyordum.

"Çok ayıp, çok.."

'Hmm' Gibi bir ses çıkardığında gülümsedim. Avucumun içine bir öpücük kondurup nazikçe elimi indirdi.

"Sen önce benim dediğimi yap küçük hanım.."

Şey, ben ne yapacaktım ya? Haa, şey.. şey ama, benim boyum yetmez.

"Demirkan benim boyum yetmez ki kafana."

Bu sefer gerçekten gülmüştü! Güldürebilmiştim! Dişleri gözüke gözüke gülmüştü ayrıca!

Beni bir çırpıda kucaklayarak masaya oturttuğunda ellerini iki yanıma koyarak üzerime eğilmişti. Onun için bu kadar kolaydı işte.. ulan hayat!

Mesela ben neden bir çırpıda onu kucaklayamıyorum? Ay düşününce bir garip oldu ama..

Gözleri dudağıma sabitliyken heyecanımı belli etmemek için kesik kesik nefesler alıyordum. Kalbim bin beş yüz atıyordu..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 2 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

R.U.A.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin