Kurtulsak mı artıkk
Keyifli okumalarrr
🌼🌼🌼
Aşağıdaki koşuşturma ve bağırma sesleriyle uyanmıştım. Hâlâ Yağmur'un odasındaydık. Aybüke, Yağmur'un yanına kıvrılmış, ben de oturduğum koltukta uyuyakalmıştım.
Bir anda sertçe odanın kapısı açıldığında irkilerek gelen kişiye baktım. Cüneyt, deliye dönmüş bir şekilde gözlerini odada gezdirdikten sonra bende durdu.
"Sen yaptın! Senin yüzünden geldiler!" diye bağırdı. Poyraz'ın ve abimin geldiğini anlamam kısa sürmüştü. Heyecanla oturduğum yerden kalkıp pencereye koştum. Perdeyi açacaktım ki kolumdan tutup beni pencereden uzaklaştırarak buna izin vermedi.
Aybüke ve Yağmur da bağırmasıyla uyanmıştı. Ses çıkarmadan bizi izliyorlardı.
"Eninde sonunda yakalayacaklardı seni." dedim yüzüne tükürür gibi. Aynı sinirli ifadesiyle saçımdan tutarak odanın dışına sürüklemeye başladı.
"Senin yüzünden ailemi bir kere daha kaybedemem!" diye bağırdı. Hangi aile? diye sormak istesem de saç diplerimdeki derin sızıyla konuşamadım.
Dış kapının olduğu yere kadar gelmiştik. Kapı bir anda kırıldığında çığlık atmıştım korkudan. Beklemiyordum.
Cüneyt beni önüne almış kendisine siper ediyordu. Şerefsize bak sen! Kapının girişinde Poyraz'ı görmem işleri benim açımdan hiç de kolaylaştırmıyordu.
Yavaşça evin içine girdiler. Cüneyt'in adamları silahlarını polislere doğrultmuştu.
Cüneyt'in elinde silah yoktu. Üzerinde olduğuna emindim ama şu an silah tutmuyordu.
Birden boğazıma bir şey dayadığında yutkunamadım. Kafamı azıcık hareket ettirip aşağıya baktığımda bıçak olduğunu görmüştüm. Sanırım sıçmışko.
"Silahlarınızı yere atın ve diz çökün. Elleriniz başınızın üzerinde dursun." dedi abim tok bir sesle. Diğerlerine bakarken gözlerinde oluşan o sertlik bana baktığında yok olmuştu.
Zor da olsa hafifçe gülümsemeye çalıştım. "Hemen yapıyoruz." dedi Cüneyt alayla. Pis nefesini boynumda hissettiğimde midem kasıldı. "Ya şimdi hepiniz bu evden gidersiniz, ya da bu kızı burada öldürürüm." Kalbim tekledi. Yapabilecek manyaklık vardı o adamda. "Bilirsiniz, yaparım dediğim çoğu şeyi yaptım. Bunu da yaparım."
"Sikerler adamı. Sıkıyorsa yap." dedi abim. Genel olarak ciddi birisiydi. Polis olduğunda ve görev başındayken ise bize gösterdiğinin daha fazlasıydı.
Bıçağı boğazıma biraz daha bastırdığında acıyla inledim. Poyraz'ın gözleri, gözlerim ve boğazım arasında gidip geldi. Yüzünde acı bir ifade oluştuğunda yutkunarak bakışlarını Cüneyt'e çevirdi.
"At bıçağı." dedi Poyraz. Biraz daha bastırdığında kesilmiş gibi hissetmiştim. Belki de kesmişti. Şu an vücudumdaki heyecan yüzünden doğru düzgün hissedemiyordum.
Birkaç polis daha geldi. Cüneyt'in adamlarının arkalarına geçmiş silahlarını indirmeleri için baskı yapıyorlardı.
Bir süre herkes olduğu yerde kalmıştı ki adamlardan birisi silahını yere bırakıp ayağıyla ileriye ittirdi ve yere çöktü. Bırakan kişi bize yardım eden İbrahim'den başkası değildi. Cüneyt sinirle bağırdığında artık bir kulağım yoktu çünkü kulağımın dibinde bağırmıştı.
İbrahim silahını bıraktıktan sonra diğer adamlar da teker teker bırakmış ve yere çökmüşlerdi. Artık sadece Cüneyt vardı.
Evin içindeki polisler adamları yerden kaldırıp götürdüler. Kalan polisler ise Cüneyt'in etrafını sarmıştı. Bir yere kaçma şansı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırsız Polis | Texting
Teen FictionAbisini ziyaret etmek için karakola gelen Doğa abisini odasında bulamayınca karakola yeni gelen polislerden birini durdurup abisini sorar. Abisi yeni bir göreve gitmiştir. Doğa eve geldiğindeyse kalbini çaldırdığının farkına varırr "Polisler hırsızl...