36 Part 3

13 2 0
                                    

Merhaba arkadaşlar bu son part
Böyle daha iyi oldu. Çünkü uzun bölümü bir bölüme sığdırmak hiç mantıklı değildi.
Değil mi?
Neyse iyi okumalar:)

Yazardan anlatım:

Savaş, planını yapmıştı. Her şey açıktı. Sahte bir nişan ve bam! Her şey bitecekti. Bundan sonra her şey değişecekti onlar için.

Savaş o geceden sonra tekrar babasının yaşadığı eve gelmişti. Babasının yanında bir iki gün kalacağını söylemişti. Babası gerek yok demesine rağmen kalmak istemişti.

Sabah olduğunda kahvaltı etmek için erken kalkmışlardı. Savaş'ın babasının durumu iyidi ve buna şükür ediyordu. Onu tıpkı annesi gibi kaybederse ne yapardı ki?

Savaş aslında Ayçin gibi güçlü yanını gösteriyordu dışarıya ama bazı zaafları onu güçsüz etmişti. Ayçin gibi saklamayı becerememiş ve bu onun başına bela olmuştu. En başta Ayçin'e olan zaafı onu hiç istemediği oyunlar,planlar kurmasına neden olmuştu.

Kahvaltı ederken Savaş düşünceli gözüküyordu. Bu durum babasının gözünden kaçmış değildi. Aptal değildi Hakan Bey, aslında o da ta en başından görmüştü ama görmezden geliyordu. Peki neden böyle davranmıştı? Neden oğlu ile ortağının,bir zamanlar yakın arkadaşının kızıyla ilişkisini görmezden geliyordu? Her şey apaçık ortadaydı ama bunu görmezden gelmek onlar için ve oğlu için en iyisiydi.

Kemal yani arkadaşı bundan şüphe etse de arkadaşının zihnini kendi üslubu ile bozmaya, kandırmaya çalıştı. Kemal Bey yakın zamanda ilişkilerden haber olduğunu öğrenmişti ama gelipte Hakan Bey'e hesap sormamıştı. Çünkü Kemal Bey daha fazla tatsızlık çıkmasını istememişti. Zaten Arslan ile yaptığı planla kızını Savaş'tan ayırdığını düşünmüştü.
Bu yüzden daha fazla bu meselenin üstünü açmaya,aramaya gerek görmedi. Ne de olsa planları gerçekleşmiş kızını ondan kurtarmıştı. Yanlış düşünüyordu ilişkilerini ve asla kabul etmek istemiyordu. En başında onlar öğretmen öğrenci idi. Aralarında yaş farkı az çok vardı.

Ne var ki aşk,ne yaşı ne de bulunduğu konumu etkilemiyordu. Aşk öyle bir duyguydu ki yanlışı doğru olarak gösteriyordu. Onlar aşıktı. Kemal Bey'in tahmin edemeyeceği kadar birbirilerine aşık olmuştu. Ne ara bu kadar aşık olmuşlardı,onlar da bilmiyordu. Ama bundan emindiler, ayrı olsalar bile ruhları birbirine kenetlemişti. İşte bu yüzden tanrının yardımı ile er ya da geç kavuşacaktı.

Tabi bunu bilmeyen Kemal Bey kahvaltısında kızını göremeyince karısına bakmıştı.

"Menekşe, Ayçin nerede?" Diye sordu merakla. Oğlu Kaya kahvaltıdaydı ama öylesine kahvaltı ediyor gibi duruyordu. Kafasındaki düşünceleri, o an'a odaklanmasını zorlar gibiydi.

Karısı çatalını, kahvaltı tabağına yerleştirip ellerini masada birleştirdi. Gözlerini hayretle kocasına çevirmişti.

"Bilmiyorum,bu iki gün geldiği yok. Sabah mesaj atmıştı doğrusu. Burcu da kalacağını söylüyordu." Dediğinde Kemal Bey yavaşça kaş çattı.

"Hemen Ayçin'in arkadaşı Burcu'ya ulaşır mısın?" Diye ricada bulundu karısına. Karısı masada bulunan telefonu eline alıp Burcu'yu aradı. Arslan Kemal Bey'e haber vermemişti daha doğrusu kaybolmadığını arkadaşların yanında kaldığını söylemişti.

Bir saniye sonra telefon açıldığında Menekşe hanım nefesini verdiğinde gözlerini kocasına doğrutmuştu.

"Alo, Menekşe teyze nasılsın?" Dedi telefondaki Burcu.

TALEBE AŞKI ZOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin