Bölüm 23: Reklamlar Atlanmak İçindir

72 5 0
                                    

Tıkanıp kaldımm! Ne kadar oldu ben bölüm atmatalı bilmiyorum, gerçekten çok üzgünüm 😢. Size elimden geldiğince bölüm atmaya çalışıyorum ama olmuyor işte!

Neyse aklımda Behzat ve Karmen'i yapma fikri var! Sizce?

🔥

23. BÖLÜM: REKLAMLAR ATLANMAK İÇİNDİR

Gereksiz kaygılar, gereksiz korkular. Bazen bir insan yüzünden, bazense birer hatıra. Özgürlüğün bedeli neydi bu fani dünyada? Canından mı olurdun, yoksa kanından mı? Yıkık bir harabeden çıkmış insandan ne bekliyorlardı? Sonsuz güç ya da duygusuzluk mu? Hangi cani bunu istiyordu da küçük bir kız çocuğu bunları düşünüyordu. Geçmişinin ondan aldığı o duyguları geri kazanınca düzelir miydi hayatı? Kalbindeki sayısız kapanmayan yara sadece iki gülücükle geçer miydi? Ne biçim hayal gücü vardı bunların.

Karmen, başında gidip gelen bir ağrı ile uyandı. Nerede ve niçin burada olduğunu değil; şu an kim tarafından buraya getirildiğini öğrenmek istiyordu. Gözlerini kırpıştırıp etrafı inceledi. Normal bir oturma odası gibiydi. Herhangi bir anormallik yoktu. Rahat olmadığı belli olan birkaç koltuk, eski bir televizyon, klasik Türk halısı ve bir fotoğraf çerçevesi vardı. Karmen, gözlerini kısıp fotoğrafı incelemek için ayağa kalktı ve işte o an bağlı olmadığı fark etti.

Fotoğrafı eline aldı ve incelemeye başladı. Fotoğrafta dört tane 17 yaşlarında çocuklar vardı. Hepsi çektikleri acıları bir kenara bırakıp kocaman gülümsüyor ve sarılıyordu. En başta duran Bahadır'a benziyordu, ikincisi bir kızdı. Büyük ihtimalle bu Benay'dı. Sonra bir erkek çocuk daha vardı fakat yüzündeki tebessüm sahte gibiydi. Behzat. Son olarak bir erkek çocuk daha vardı ama o gerçektende büyüktü. İşte o, o Demir abisiydi.

Buraya onu ya Behzat getirmişti ya da Demir abisi. Karmen, bunları umursamadan tek bir şey düşündü: Demir ile Balkan'ların arasında olan bağ neydi? Onlar neden yakındı, ve nereden tanışıyorlardı. Karmen, kapıdan gelen sesleri dinlemeye başladı. İçeriye düşündüğü gibi Behzat girmişti. "Günaydın, uyuyan güzel."

Karmen, kaşlarını çattı ama cevap vermedi. Bir süre daha yüzüne baktı ve en sonunda Behzat'ın zararsız olduğunu kabullendi. Behzat, dünyadan bir haber koltuğa yayılıp bir sigara yaktı. Dumanını Karmen'e bakarak üfledi. "Demir abi ile aranızda ne tür bir bağ var?"

Behzat, burnundan gülüp rahat bir tavırla cevapladı. "Sonunda sordun, uyuyan güzel." Ayağa kalkıp Karme'in önünde durdu. "Demir abi ile senin aranda nasıl bir bağ varsa o tür bir bağ var."

Karmen, bu şifreli cevaplar ve rahat tavırlardan memnun değildi, ya da alışık değildi. "Şifreli konuşma. Nerden tanışıyorsunuz?"

Behzat, Karmen ile konuşmanın kolay olmayacağını bildiğinden takmadan devam etti. "Timur beni kaçırdığında onunla zaten tanışıyorduk. Ama Timur'un onun babası olduğunu bilmiyordum. Sonrası malum. O kadarda salak değilsindir ha, uyuyan güzel?"

Karmen, kaşlarını çattı. "Madem bu kadar bağlantıların var, o zaman Timur'un elinden neden kaçmadın?"

Behzat, durakladı. Karmen'in gözlerinin içine tehlikeli bir sırıtışla baktı. Yaklaşıp Karmen'in yüzüne fısıldadı. "Senin için, uyuyan güzel," dedi. "Senin için."

Karmen, vücudunda bir ürperti hisseti. Kesinlikle hoş bir ürperti değildi bu. Sanki bir haberci gibi. Karmen hafif geri çekildiğinde o buram buram gelen sigara kokusu kesildi, yerini rutubet kokusu aldı.

KİMİM BEN? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin