yolculuk

551 43 0
                                    

"Çınar?" Mırıltı halinde çıkan sesim ile herkesin odağı benken Çınar'a dönmüştü. Çınar ise doğrudan gözlerime bakıyordu. Kollarını sıyırmış olduğu gömleği ile gözüken damarları, ellerinin kumaş pantolonun cebinde oluşu, omuzları üzerinde olan ceket ile nefes kesici gözüküyordu. Herkes gerilmişti koskoca Balmanlar aşiretinin ağası şuan buradaydı. Kafenin mutfağında.

Bir süre onu süzerken o hale bana bakıyordu. Kendime gelip ona doğru adımlamıştım. O ise ona adımlamam ile istediğini elde etmişti. Zorla bakışları ile yanına çağıran oydu. Bu sefer delici bakışlarının hedefi olan Arda'ya korkunç bir sakinlikle bakıyordu. 

Birkaç haftadır nerdeyse bir ay olacak olan tanışma süremiz boyunca asla bu yönünü görmemiştim. Ve iyi ki de görmemiştim.

Arda da kaşlarını çatmış karşılıklı bakışlarken. Yanına vardığım Çınar ile elini cebinden çıkardığı gibi belime atmış beni kendine çekmişti. Hareketi ile afalarken. O hiç birşey demeden mutfaktan bizi çıkarmıştı. Ve diğer fark ettiğim şey ise arkasında dörde yakın koruma vardı. Beni nasıl bir çekimin altına aldı bilmiyorum ama ona ayak uydurmuştum

Merdivenlere gelince kendime gelmiş ve odama davet etmiştim. O korumalara burda beklemelerini söyleyip benle yukarı çıkmıştı

Odaya gelince kapıyı kapatıp etraftaki dağınık ile fark ettirmeden elimle anlıma vurdum, o ise rahatlıkla tekli koltuklardan birine oturmuş bacak bacak üstüne atmış, gözlerini bana dikmişti. Dikmesi ile kaşlarım çatılmış aynı şekilde karşındaki koltuğa oturmuştum

"Bir sorun mu var?" "Evet, telefonları açmama nedenini öğrenebilir miyim?" Bakışlarına nazar oldukça sakin çıkan sesi bana bu tür karakterlerin sadece kitapta olmadığını fark ettirdi. Gözlerim ile telefonu aramak için etrafı tarayınca plak çaların yanında olduğunu gördüm ve oraya ilerledim birkaç mesaj ve iki arama vardı ve sadece bunun için mi gelmişti

Anlamsızca yüzümü buruşturmuş sonra yeterince yaşlı olduğumu ve kırışıklık yapması için ideal bir yaşta olduğum aklıma gelince düzelttim

"Resimlerim ile ilgilenirken sessize alırım" yeterince açıklama yaptığımı düşünüyordum. Kafasını usulca sallamış "kafenin etrafına birkaç koruma koydum ve iki tane de bu kapının önüne koyacağım" kaşlarım anlamsızca çatılmış"buna gerek olduğunu düşünmüyorum yıllardır düzgün idare ediyorum bir sorun çıkmaz"

Yine kafasını sallamış "biliyorum ama sende yoğunluğun farkındasındır,  ve bu yoğunluk tatsızlıklara yol açabilir" yanaklarımı şişirmiş kalktığım yere oturmuştum. "Pekâlâ" kolundaki saatine bakıp, ayaklanırken "hazırlan hadi halamlar yemeğe davet etti" dedi. Ona afallamış şekilde bakarken "ve sen bunu şimdi mi söylüyorsun" "telefonları açsaydın daha önce söylemiş olurdum".  acaleyle ayağa kalkıp bakım ürünlerimin olduğu dolabı açtım "otur oturduğun yere, birde normal birşeymiş gibi bahsediyor. Hazırlanmam lazım be adam" evet bir ağaya böyle seslenerek yürek yemiş olabilirim.

Önce yüzümü ufak banyomda yıkamış daha sonra ürünleri yüzüme düzgün yayma yöntemleri ile yaymıştım, ayanadan  fark ettiğim kaşları çatık inanamıyormuş gibi oturan adama döndüm. "Niye öyle bakıyorsun hiç mi bakım yapan erkek görmedin" işime tekrar dönünce"gördüm bende yaparım arada ama bu kadar değil. Hem gerek var mı bu kadara"  sinirle gözlerimi kapatmış "tatlım hala nasıl tenim porselen gibi sanıyorsun Van'ın sıcağına kim katlanır" saçıma da şekil verdikten sonra dolaptan uygun kıyafetler çıkarıp Çınar'a döndüm "hadi?" "Ne hadi?" "Üstümü değiştireceğim ya" "bizden başka herkes bizi evli bir çift olarak görüyor ya tatlım" beni taklit eder gibi konuşması tatlı ve komik gelirken gülmemi tutmuştum "arkanı dön o zaman" sabır çekerek dediğimi yapmış bende giyinmiştim. Sabahtan beri koşuşturmaca ve bu hazırlanma hızı ile yorulmuştum.

YAŞMAK (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin