Deli Deniz

554 38 4
                                    






Kapıda bizi sıcak bir aile karşıladı, çıkarken Çınar'dan duyduğum şey ise bu tonton adamın çok iyi bir insan olduğuydu. Çınar'a güvendiğim için adama daha ılımlı yaklaşmıştım.

"Geç kaldınız yeğen birşey olmadı değil mi?" "Yok Hasan Ağa" samimice sarılmışlardı. Bildiğim bir diğer şey ise oğulları Baran ve Çınar'ın yakın olduğuydu.

"E hadi yemekler soğumadan geçelim" Hasan Ağa'nın önderliği ile masaya geçmiş, çeşit çeşit yemekleri görünce acıktığımı fark etmiştim. Ediz akıl bırakmamıştı.

Çınar ile yanyana oturmuş Hasan ağanın başlamasını hep birlikte beklemiştik. Kısa bir afiyet olsunla yemeğe başlamıştık. İlk kez gördüğüm iştah açıcı duran yemek ilgimi çekmiş, bir parça tabağıma almak istemiştim. Tam servis kaşığını alacağım zaman Çınar elimi tutmuştu bakışlarım ona dönerken diğerlerinin de dikkatini çekmişti "onun içinde yer fıstığı var" nerden bildiğini bilmediğim genetik alerjim, konusunda beni uyarması şaşırmama neden oldu. Hiç bahsetmemiştim oysa, o kendi tabağına almıştı bir parça bense hüzünle o parçaya bakıyordum. Lanet olası hastalıklarım .

"Bir sorun mu teşkil ediyor yeğenim?" Hasan Ağa samimice sormuş, aynı samimiyetle cevap verdim "yer fıstığına alerjim varda" "kusura bakmayasın bilmiyorduk, bileydik yapamazdık" Hasan Ağa'nın özrüne kafamı iki yana sallamıştım "önemli değil" "başka bir şeylerde var mı hanım?" Karısına dönüp sorunca, oralı bile olmayan kadın suyundan bir yudum almış, "yok ağam" demişti

"Diğerleri nerde Hasan Ağa?" Çınar'ın sorusu ile ona döndüm hala aldığı parçaya işkence yapar gibi birşeyler ayıklıyordu, salatamdan bir kaşık alıp çiğnemiştim. Hasan Ağa gülüp, cevap verirken önümden çekilen servis tabağının yerini diğeri almıştı. Bu tabak Çınar'ın önündeki tabaktı. Benim için fıstıklarından ayıklamıştı.

"Evlenip gittiler zati, bir de gelip torunlar ile ses çıkaracaklardı hem damat bey alışık değildir bu kadar kalabalığa, onun için sükut daha iyidir dedim" yuttuğum, yemek ile ağzımda biraz oyaladım baharatlarını öğrenip benimde yapmam lazımdı çok fena bir şeydi.

"Bu yaşlıyı ne zaman evlendireceksin?" Kafası ile Baran'ı işaret etmiş alayla gülmüştü. Bu sefer kendi tabağına alıp rahatça yerken. Ben sessizce verdiği yemeği yerken "bana neden bulaşıyorsun sen evlendin yetmiyor mu?" Baran sessizce  tıslarcasına konuşurken masanın azlığından herkes duymuş ve gülmüştü. "Dinlemiyor ki beni, anası ne iyi hanım kızlar buldu da daha vakit diyor"

Masada geçen keyifli sohbet herkesi sararken Çınar'ın halası ve Şilan sessiz olmuştu çoğu zaman, zaten çoğu sahbet Çınar ve Baran'nın atışmaları, Hasan Ağa'nın keyfli sohbeti sayesinde güzel geçmişti.

Tatlılarımızı  bahçede yemeğe karar kılınca, Şilan ve annesi hariç herkes dışarı çıkmıştı onlarda tatlıları alıp gelecekti. Evde yardımcı kızlar olmasına rağmen yapmak istemeleri garip bir adetti neden o kızlar var o zaman?

"Ee Deniz baban nasıl?" Hasan Ağa'nın babamı tanıyor olması kaşlarımı çatmama neden olurken, nerden olabileceğini düşündüm "gayet iyi, tanışıyor musunuz?" Hasan Ağa gülmüş "Van'da onu tanımayan mı var? Van'ın  delisi diyorlar" kaşlarım bu sefer ciddiyet ile çatılmış bunun sorgulamadan ziyada sinir olduğu apaçık belliydi

"Sakin ol sakin"  beni yatıştırmak istercesine eli ile omzumu patpatlamış, Şilan'ın tatları önümüze koymasını beklemişti. Çınar'ın önüne koyarken daha uzun sürmesi ne benim ne de babasının gözünden kaçmamıştı.

Hasan Ağa takrar bana dönüp "deli derken, cesaretinden dolayı derler yaptığı şey ancak deli cesareti gerektirir. Bir aşiret varisinin aşireti bizzat kendisini red etmesi her yiğidin harcı değildir. Hele birde ağa kızı anasının seçtiği kızla evlenmemek demek hiç hoş karşılanmaz" zaten bildiğim şeylere sadece kafa sallamıştım

YAŞMAK (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin