Saat öğleye kadar gelmiş ama ben hala konaktaki misafirlerle ilgileniyordum. Kafede de birkaç sorun çıkmış müşteri ve garsonlarla ilgili onlarla da ilgilenemedim ve Arda'ya ben gelene kadar halletmesini söyledim. Şuan ise bana garip bakışlar atan kadınlarla oturmak zorundaymışım. Yok efendim evin yeni gelini öyle yaparmış falan da filan yani. En kısa sürede kaçmayı düşünüyorum.
"ee Hanım Ağam yok mu bir torun, bir veliaht?" kadın boş boş konuşmaya tekrar başlayınca yengem bana dönüp mahçup bakışlar attı. Seviyordum ben bu kadını çok iyi niyetli ve saftı. "inşallah Şehrazat inşallah pek yakındır".
Annenin konuşmasıyla bakışlarım ona döndü. O ise hiç istifini bozmadan bana bir kere bile bakmadan torunuyla yapacaklarını planlarını bahsetti. İçime derin bir nefes aldım ve ayaklandım gurursuz gibi bunları dinlemezdim.
"destursuz nereye gidersin?" annenin sorusuyla ona döndüm. Gerçekten Çınar olmadan bu evde yaşamak çok zordu. "kafedeki işleri halledip eşimin yanına gideceğim müsadenizle" bana sert bakışlarını yollamaya devam ederken ben öylece yüzüne bakıyordum. "iyi. Git bakalım" oturanlara bir baş selamı vermiş, odadan çantamı kaparak süratle arabaya yönelmiştim.
arabayı sıkıntılı bir şekide kullanırken aklım hala bebek meselesindeydi. Çınar varken sadece iki kere konu geçmiş ve de Çınar'ın susturmasıyla son bulmuştu. Ama demek ki konu tam manasıyla kapanmamıştı.
kafenin önüne gelince arabamı kendi park yerime park etmiş ve doğrudan içeri, mutfağa girmiştim. Bir rüzgar gibi estiğimi fark eden çalışanlar endişe ile birbirlerine bakmıştı.
Mutfağa girince Arda'ın yanna gittim "evet noluyor?" bakışlarımı çalışanlarda gezdirerek ana Şefe; Arda'ya sorumu yönelttim. "sanırım birileri Meltem'e laf edince Ahmet duramamış ve ufak bir tatsızlık çıktı" gözlerm sinirle kapandı. Yönümü Ahmet'e çevirerek "oğlum eyvallahta sen niye olay çıkarıyorsun kapıdaki güvenlikler boşa mı? ben demiyor muyum size abuk subuk davrananları gidin söyleyin bir daha giremezler zaten diye. Hayır Meltem'ide tanıyoruz neler yapar diye sen niye olay çıkarıyordun?" sinirim sesime yansımıştı. Arda sakin olmam için kolumu tutarken sertçe kendime çektim "bırak sende" güvenliğe bir daha o insanları almamaları konusunda iyice uyarıp odama çıkmıştım. sinirlerim gerim gerimdi.
Plaklar arasından klasik müziklerden birini seçip gramafona yerleştirdim. Boyalar, fırçalar ve diğer ıvır zıvırları toplarken müzikte beni sinir edince onuda kesip kurşun kalem takımımı yanıma alarak boş bir kağıt tuval koydum boş bir şövaleye. Bugün biraz sessizlik istiyordum. Telefona Çınar'ın yanına gitmek için bir alarm kurdum ve Kafamdaki düşünceleri yavaş yavaş sıralarken resmime başladım. eldivenlerimi çıarmıştm. Artık yemekleri sağ elimle yiyordum ama hiç bir şekilde çizimi sağ elle yapamıyordum. Neyse ki Çınar'ın dediği doğru çıkmış ben kolumu benimsedikçe kolum bana uyum sağlamıştı.
Düşüncelere dalmış resmime devam ederken kapı tıkalatılıp açılmıştı bunu yapabilecek sadece iki kişi vardı biri Çınar biride Arda'ydı.
Sessizce yanıma gelmiş elindeki tepsi ile benim gibi yere oturmuştu. Kendine bir çay bana da yine çikolatalı milkshake yapmıştı.
"bugün neye bu kadar üzüldün anlat bakalım" sorusuyla ona dönmüş ve tepsideki içeceğimden bir yudum alıp resme kaldığım yerden devam etmiştim.
"beni şimiş bırakta sen hayırdır kaç gündür bir garipsin" dediklerim ile kaşlarını çatmıştı. "yok gayet iyiyim nerden çıkardın?" "Meral abla iyi değil mi?" kafa sallamış "iyi iyi çok şükür onluk bişey değil" bir süre konuşmmasını beklemiştim ama yok. Göz devirmiştim. "anlatsana oğlum o zaman cıbızla mı alalım kelimeleri" "of tamam...geçen senin bu olaylar oldu ya" aklıma gelen olaylarla bir garip oldum "ee" derin bir nefes almış "işte ben dayanamadım kaç yıllık arkadaşım kardeşimsin geldim hastaneye. Biri çıktı böyle kabadayı falan yok giremezsin sen kimsin falan filan." bahsettiği şeyle kaşlarım çatıldı kimmiş lan bu bu herif "ee sonra" "sonrası almadılar beni dedim bari Çınar'a söyleyin o bilir diye" kafa sallamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞMAK (BXB)
ChickLit"...bu evliliğin gerçek olmasını istiyorum" evlenmek zorunda kalan bir çifti konu alıyor, nefret içerikli bir ilişki değil