Yine ortalarda bir yerde oturan küçük topluluğun yanına gittim. Arda'nın sesini duyabiliyordum.
"Merhaba hoşgeldiniz" sandalyeyi çekip beni görüp ayaklanan iki erkek bir kadınla tokalştım. "hoşbulduk Deniz Bey"
Rahatça arkamdaki sandalyeye yaslanırken karşımdaki kişilere doğrudan bakıyordum. Resmi giyinik grup yüzlerinde hafif bir tebessümle bakıyorlardı bize
"Patronunuzda geldiğine göre teklifimizi açıklayalım" "buyrun lütfen" dirseklerimi masaya ellerimi ise kenetleyip çeneme yasladım.
"Patronumuz oğlu yirmi yaşına girecek. Sizde taktir edersiniz ki Van'ın en iyi mekanına sahipsiniz o nedenle bir doğum günü organizasyonu için mekanınızı kiralamak istiyoruz." "patronunuzun kim oldğunu öğrenmem gerekecek" onlar gibi pek samimi olmayan bir tebessümü yüzüme taktım "Kesikdemir ailesi tanıyor olmalısınız" hayır tanımıyorum aslında. Acaba Çınar'ın problemli olan bir aile mi?
Kaşlarımı çatıp düşünürken "müsadenizle geleceğim" adımlarım üst kattaki odama giderken dağınık odaya girince Çınar'ı aradım. Bir kaç çalıştan sonra cevaplanmıştı.
"Efendim güzelim, birşey mi oldu?" "tam olarak bişey oldu sayılmaz Kesikdemir ailesi ile problemin var mı?" "hm gelenler o aileden miymiş?" "evet cevap bekliyorlar ben yine bir sorayım dedim" "iyi yaptın bebeğim ama bir sıkıntı yok aramızda pek saygın bir aile" "tamam o zaman kabul ediyorum" "nasl istersen" vedalaşıp daha fazla beklemeleri adına hızlıca çıktım.
Masada belli bir gerginlikle oturanların yanına gittiğimde sıkılmışa benziyorlardı bu sırıtmamı sağlarken "evet nerde kalmıştık" "kabul edip etmediğinizde efendim" kadın kibarca ve saklamak istediği bıkkın ifade ile konuşunca benim için getirdikleri kahveden bir yudum aldım
"Ah biz Kesikdemir ailesini ağrlamaktan mutluluk duyarız" "harika o zaman" "bir organizasyon şirketi ile anlaştınız mı ve tarih ne zaman?"
Sıkıcı detaylar sonrası biran önce odama geçemek isitiyordum dünden kalan ağrılarım halihazırda beni sınarken odama gitmek ve biraz çizim yapmak istiyorum
Sözleşmeleri imzalandıktan sonra Arda'nın mutfak ihtiyaçlarını sıralaması ile bugün oturmaycağımı anlamıştım.
Mutfakta da yeni menüler konusunda ve de parti için yapılacak yemekleri planlarken zaman su gibi geçmişti.
Tam odamın yüzünü sonunda göreceğim derken gelen koruma ile merdivenin başında kaldım. "Deniz Bey'im eve geçmek ister misiniz?" "Hayır biraz odada çizim yapacağım gitmek istediğimde haber veririm. Çınar eve geçti mi?" "Hayır efendim tahminime göre bir iki saatede geçmez" Çınar yanıma çok eskiden yanında olan adamları koyduğundan ona güvendim "tamam o zaman bir iki saate çıkarız" "nasıl isterseniz"
Odaya geçince anlıma düşen saçları toka ile bağlayıp hızlıca müzik açtım. Dağınıklığı toparlarken popomun sonunda yer görmesi ile giren ağırı ile inlemiştim. Uzun zamandır ayaktayım geçtiğini sanıyordum.
Tuvali önüme çekerken ne yapacağıma karar veriyordum.
Portre mi çalışsam yoksa obje mi?
Fikir amaçlı Pinterestte gezinirken çok hoş duran gotik resimlere denk gelmiştim. Sanırım biraz ortaçağa gitmem gerekecek.
Ne zamanda yaşadığımın bir önemi yoktu. İstediğim zamana gidebilirdim gözümü kapatmam yeterli olurdu.
Kurşun kalemle taslak çizerken düzensiz yerleri sinirle düzeltiyor. Metal elimle kalemi sabit tutmakta zorlanıyordum. Normalde hiç böyle olmazdı tam tersi fırça ve kalemleri o kadar sabit tutuyordu ki resimlerim çok orantılı oluyordu bugün neden böyleydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞMAK (BXB)
ChickLit"...bu evliliğin gerçek olmasını istiyorum" evlenmek zorunda kalan bir çifti konu alıyor, nefret içerikli bir ilişki değil