kol

421 27 12
                                    

Bölümde kan ve şiddet vardır geçmek isteyenler için

Deniz üstüne dökülen buzlu su ile titreyerek gözünü açtı. Aklına Hemşirenin yaptıkları gelince küfür savurdu. "Oooo uyuyan prens uyanmış" bakışları karşıdakini bulunca bunun damatlardan biri olduğunu fark etti. Duranların oğlu.  "Ne istiyorsun" "hmmm düşünelim ne istiyorum. Acaba kan istiyor olabilir miyim ya da Balman'nın altında nasıl inlediğini görmek belki de bizzat babamı öldüren ibne kocanın kafası. Aaa bak hepsini istiyormuşum tüh" cebinden çıkardığı şeffaf paketin içindekini kenardaki üstünde kesici aletler olan masaya  döktü, eğilip burnunun tekini kapatıp diğeri ile hepsini içine çekti. Kafasını arkaya atmış inlemişti.

Deniz'in karşısındaki görüntü midesini bulandırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Ağzından çıkan sözler ise bir kulağından girip diğerinden çıkmıştı. Karşındaki adam ara ara gülüyor seçtiği bıçaklar ile kendine ince kesikler atıyordu. Deniz Çınar'ı düşünüyordu en son o hâlde ise bunlar yüzünden olmalıydı.

"Madem Çınar'ı istiyordunuz neden onu değil de beni aldınız?" Adam kenarda duran diğer adamlara Deniz'i işaret etmişti. "Görüyor musunuz bizim ibne zeki çıktı" ardından kahkahayı basmıştı. Deniz adamın Kafasının gidik olduğunu anlayınca susmuştu.

"Bende babam yerine beni öldürsün isterdim. Ama napalım. Hadi kocana bir sürpriz yapalım. Getirin" odaya ufak tefek elleri kelepçeli bir erkek çocuk gelmişti. Üstü çırılçıplaktı. Deniz kaşlarını çatmış ne yapacağını dikkatle izliyordu.

Adam çocuğa okkalı bir tokat atmıştı. Çocuk yere yığılmış, burnundan kan gelmeye başlamıştı. Kendini duvar dibine iterek yalvarıyordu. Deniz sıkıntı ile gözlerini yummuştu. Bu görüntüyü görmek istemiyordu. Engellersede o çocuğun yerinde olmak istemiyordu.

"Açın şunun gözlerini" adamın biri sertçe sandalye vurmuştu. Parmakları ile Deniz'in göz kapaklarıı yukarı doğru germiş görüntüleri izlemeye zorlamıştı.

Adam pantolonunu sıyırmış düşünmeden çocuğa tecavüz ediyordu. İçinden çıkıp masadaki aletlere rastgele bedene vuruyordu. Akan kanlar yerde  süzülmeye başlarken Deniz biran önce bitmesi için dua ediyordu.

Adam telefonu çıkarıp bir telefon açmıştı. "Ooo Çınar Bey bakın burda kim varmış." Telefonun ardından bağırış dolu küfürler ve tehditler yağarken adam umursamadan sikmekte olduğu çocuğun ağzına doğru götürmüştü telefonu.

Deniz'in arkasındaki adam; Deniz'in bağırmaması için ağzına elini yaslamış, Deniz dişlerini eline geçirmesine rağmen bırakmamıştı. Deniz Çınar'ın o kafayla seslerin ona ait olmadığını anlaması için dua ediyordu.

Adam telefonu kapatmış ve duvara fırlatmıştı. Çocuğunu kafasının duvara vura vura patlatmıştı. Deniz dağılan kafa ile dayanamayıp kusmuştu. Hala kulağında çocuğun bağırışları çılıyordu. Her an tehlikede olan şekerinin şuan onu ziyaret etmemesi en büyük şansıydı.

"Iyyy kustun mu iğrençtin daha da iğrenç oldun ibne" eline aldığı koca bıçak ile Deniz'e yaklaşırken Deniz suratına tükürmüştü. Kazandığı siyah kuşağı şuan ona hiç yardımcı olmuyordu. "bak sinirlendim işte şimdi" diyerek Deniz'in kaburgalarından başlayıp köprücük kemiğine kadar derin bir kesik attı. Deniz yanan yara ile ağzından soluklandı.  "Yazık olacak bu yüze" arkasındaki adama işret verince elleri çözüldü Deniz'in. Karşındaki adam hızla sağ kolunu almış bileğinde başlayıp kolu boyunca bir kesik atmıştı. Kesilen damarlardan oluk oluk kan akarken karşındaki adam kanın tadına bakıyordu. Deniz her saniye kaybettiği kan yüzünden başı dönüyordu.

Birden kapı açılmış içeri adam girmişti. "Abi çok sayıda araba geliyor gitmemiz lazım" "son hamlemiz olmadan mı Yakup?" Duvardaki baltaya yönelen adam ile Deniz hayatı boyunca hiç bu kadar korktuğunu hatırlamıyordu.

YAŞMAK (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin